Sur’a girilemiyor.
Cizre yanıyor.
Silopi yanıyor.
Öğretmenler kaçıyor.
Vatandaş göç ediyor.
Evler delik deşik.
Sokaklar tütüyor.
Okullar molotoflanıyor.
Camiler kundaklanıyor.
Hastaneye roket fırlatılıyor.

*

Merak edip soruyorsunuz...
Neler oluyor?

*

Bence bu soruyu, “Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” diyen, sonra da gidip Akp’den milletvekili aday adayı olan Şırnak valisi’ne sormak lazım... Şırnak’ın ilçeleri Cizre ve Silopi’de neler olduğunu o bilmeyecek de, kim bilecek?

*

Soracak “akil adam” mı kalmadı memlekette... “Ulus devlet Allah’ın belasıdır” diyen, “Türk üst kimliği bölücüdür” diyen, “devletten yana değil, dağdakiyle birlikte yaşamak isterim” diyen, “Türk bayrağı demeyelim, Türkiyeli bayrağı diyelim” diyen, akillere sormak lazım.

*

Hazreti Muhammed için söylenen Salavat-ı Şerif’i değiştirerek, Tayyip Erdoğan adına Kürtçe-Arapça türkü yapan, “serok Tayyip Erdoğan, salli ala Muhammed” diye tempo tutturan... “Türk diye bir ırk yoktur” diyen Akp milletvekili var mesela... Kendisi sosyoloji profesörüdür. Eminim biliyordur sosyolojik açıdan neler olduğunu.

*

10’uncu yıl marşını duyduğunda “asabım bozuldu” diyen... Abdullah Öcalan hakkında “oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında, masum bir çocuktu, kurban edildi” diyen Bülent Arınç, bugünlerde pek ortalıkta görünmüyor. Bulup ona sormak lazım.

*

Açılımı hep birlikte açtıkları “kanaat önderleri”miz var. Orhan Gencebay, Sertab Erener, Demet Akalın, Bülent Ersoy, Cengiz Kurtoğlu, Ferhat Göçer, Mustafa Sandal, Yavuz Bingöl, Seda Sayan, Nihat Doğan, Kiboş, Balık Ayhan, Ahırkapı roman orkestrası, Hülya Avşar, Şahan Gökbakar... “Açılım karşısında duranlar iki cihanda lekelidir” diyen var. Bunların “kanaat”lerini sormak lazım.

*

“Barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yana istiyorum dibinden patlatayım, adamlar gibi dağlara düşeyim, tutmak istiyorum Kürdistanımı, ya ölüm ya kurtuluş, uyanın uykudan çabuk, artık savaş zamanıdır” şeklinde hümanist (!) şarkıları bulunan Şivan Perver’e “barış güvercini”ymiş gibi konser verdiren... Sonra da çıkıp, “çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler, çok ciddi silah stoklaması yaptılar, güvenlik güçlerimiz çözüm sürecinde çatışmaya girmeyelim derken, terör örgütü buralarda silah stokladı” diyen asrın liderimize sormak lazım.

*

“Ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” diyen... “Serokwezir” pankartının açıldığı Akp kongresinde “Serok Ahmet” diye tezahürat yapılan, stratejik kiziroğlu’na sormak lazım.

*

TC’yi kaldıranlara, Andımız’ı yasaklayanlara... Apo posteri taşımayı suç olmaktan çıkarırken, otomobiline Atatürk posteri yapıştırana trafik cezası yapıştıranlara sormak lazım.

*

Pkk tanık, Tsk sanık yapılırken... Genelkurmay başkanına terörist, Anayasa mahkemesine gayrimilli, Tüsiad’a vatan haini denirken... Apo’ya “sayın” diyenlere sormak lazım.

*

Kandil’deki basın toplantısına koştura koştura gidip, canlı yayın yapan... Kendilerini karşılayan kalaşnikoflu pkk’lıya “sevimli delikanlı” diye hitap eden... “Güzel bir ceviz ağacının dibinde öğle yemeğindeyiz, keyifle yiyoruz, etrafta incir ağaçları, pembe pembe çiçekler açmış Kürdistan gülleri” diye, romantik satırlar döktüren... Karayılan’ın yanına oturup, hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa giren... Karayılan’la görüştükten sonra, “açıkçası çatık kaşlı olacağını düşünmüştüm, halbuki sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor” diye yazan... Pkk elebaşını “tonton, babacan, terörişko” şeklinde sunan... Şimdi güneydoğu alev alev yanarken, İstanbul’da pişmiş kelle gibi sırıta sırıta “star wars”un galasına giden, sayın basınımıza sormak lazım.

*

İnanın, kinaye değil.
Samimi görüşüm bu.

*

Sormak lazım...
Açılımken şahaneydiniz.
Şimdi niye kaçılım?