Özlem GÜRSES / İSTANBUL

Kendini ‘ekonomi kaşifi’ olarak tanımlayan Scott, büyük kurumların finansal çevreler aracılığıyla toplumsal serveti emdiğine dikkat çekerek, “Böylece servet küçük gruplarda kalıyor. Bankalar aracılığıyla verilen kredilerle korkunç yapılar dikiliyor. Bu da sosyal eşitsizliği doğuruyor” dedi

YENİ EKONOMİK MODELLER ARAYAN BİRİYİM
Brett Scott, arkadaşımız Özlem Gürses’e, “Finans sektörünün mutlak gücünü değiştirecek yeni ekonomik modeller arıyorum. 2 yıl çalıştığım finans dünyasında paranın karanlık tarafını da öğrendim” dedi.


Bilgi Üniversitesi’nin konuğu olarak Türkiye’de bulunan genç adam konuşurken oğlumu düşünüyorum : “Dilerim Uzay da birgün böyle biri olur... Toplumsal olarak duyarlı, zeki, kendisine sunulanı kabul etmeyen, sürekli değişim isteyen.”
Brett Scott öyle biri. 33 yaşında, Güney Afrikalı, ekonomik aktivist, hacker. Rhodes’da antropoloji okumuş, Cambridge’de “Uluslararası Kalkınma” yüksek lisansı yapmış.
Barmen ve müzisyen olarak yaşamış, sonra “Ekonomik Kaşif” olarak finans piyasalarında “broker”lık yapmış.
Son olarak yazdığı kitap “The Hereic’s Guide to Global Finance“de alternatif finans ve bankacılık sistemleri üzerine fikirlerini aktarıyor. Dünyanın en saygın dergilerinde yazan bir gazeteci, danışman, blogger.
Hiç televizyonu olmamış, dünyayı gezerek takip ediyor.
Kendisini tanımlamasını istediğimde “ben fikirlerin kesişim kümesinde kendimi rahat hissediyorum” diyor.
Ne şahane değil mi? Bu genç kuşak ve onlardan sonra gelenler bu kez kesin dünyayı değiştirecek ! Çok ümitliyim.

AKTİVİST BİR GEÇMİŞİM VAR


- Brett, kimsin sen? Ekonomist mi, akademisyen mi, hacker mi?
Daha çok “ekonomi kaşifi” diyebilirim, finansal sektörün mutlak gücünü değiştirecek yeni ekonomik modeller arayan biriyim.
- Antropoloji neden?
Antropoloji insanın kurduğu büyük ve güçlü yapıları çözebilmem için ışık tuttu. Devlet gibi... Bu modeli finans ve bankacılık sistemini anlamak için kullandım. 2 yıl finans dünyasında çalıştım. Finansın ve paranın “karanlık tarafını” öğrenmek istedim. Aktivist bir geçmişim var, “oyunu nasıl değiştirebiliriz?” bunun için girdim.
- Hangi alanlarda aktivizm yapıyorsun?
Öğrenci grupları ile çalışıyorum, üniversitelerinin petrol şirketlerinden sponsorluk almaması için kampanyalar yapıyorlar. Vergi konusunda bir kampanya yaptık. İngiltere’de Amazon ve Starbucks offshore kullandıkları için vergiden kaçmaya çalışırlar, bununla ilgiliydi. Sebze meyve ham fiyatları üzerine çalışmalar yaptım, nasıl oluyor da topraktan çıkan ürün bize ulaşıncaya kadar 8-10 kat fiyatına yükseliyor ? Finansal oyuncuların bu pazarları kontrol etmemesi üzerine çalıştık.
İnsanların paralarını büyük bankalardan alternatif küçük bankalara aktarması yönünde kampanyalar yaptık. Yeni finans araçları geliştiren girişimcileri destekledik.
- Bütün bunlar sistemi değiştirmek için mi?
Sıradan vatandaşa bir fayda sağlamak, gücü dağıtmak için. Örneğin İngiltere’de dört büyük özel banka finansal oyunu yönetir ve bu bankalar siyasetle de yakından bağlıdırlar. Bunu kırmak gerek, alternatif finans dünyası bunun için çalışıyor.


Kadınlar zalim değil


- Kadınlarla ilgili özel bir durum ya da veri var mı?
Finansal dünyada neredeyse hiç kadın yönetici yok, erkeklerin baskın olduğu bir dünya o. Daha fazla kadın olsaydı bu sektör çok daha güvenli olurdu. Kadınlar zalim değil çünkü.
- Politik görüşün ne?
Bir çok düşüncenin kesişiminde mutlu oluyorum ben. Varoluşcuyum, sisteme teslim olmamak, anlamında. Ekolojik aktivistim. Güney Afrika’nın eşsiz vahşi doğasında büyüdüm, doğaya çok derin hislerle bağlıyım. Post Marksist ekonomistim, ekonomik sınıfları ve güç meselesini bu filtreden geçiriyorum. Ve Paganım. Bir Güney Afrikalı olarak Dünya Gezegeni’ne tapınıyorum.

İŞLEYİŞİ DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİR


- Nasıl yapacak bunu?
Geleneksel yöntem devlet politikaları üzerinde etki yaratmak, buradan bir yere varmaya çalışmak. Ama aktivistler doğrudan işleyişi değiştirmeye yöneliyor. Mülk kiralamada aracıları ortadan kaldırmak bir örnek. Ya da büyük bankalar tarafından kaale alınmayan sanatçılar, çiftçiler gibi gruplara finansal kaynak yaratmak. Bir de bankacılıkta farklı sahiplik yapısı olan kooperatif bankacılık girişimleri var. İsviçre ve Almanya gibi ülkelerde çok ilerledi. ‘Etik bankacılık’ akımı var, sadece çevreye saygı duyan mimari projelere ya da dezavantajlı grupların sosyal projelerine kredi veren bankalar. Alternatif para birimi arayışları var. Brixton Pound gibi.

- Nasıl?
Yasal mı ?

Yasal evet. Yani yasaya uyuyor bir biçimde. Daha çok bir kupon sistemi gibi düşünebilirsiniz. Brixton bölgesi çok fakir bir bölge İngiltere’de. Brixton Pound sistemi ile paranın dışarı çıkmaması, o bölgenin ekonomisi içinde dönmesi sağlanıyor. Böylece oradaki yerel pazar güçleniyor. Son dönemlerde asıl ilginç olan ise Nobel’e de aday gösterilen kimliği gizli bir Japon’un bulduğu küresel elektronik bir para, Kripto Para. BitCoin en bilinen örneği.
- Kullanımı nasıl?
Oldukça yaygın. Ben iki gün önce kahve ve bira almak için Sofya’da bir kafede kullandım. Cep telefonu üzerindeki bir uygulamadan bir QR kod veriyorlar, onu tarıyorum. Bir çeşit hesap numarası gibi düşünün. Oraya telefonumdaki elektronik cüzdandan BitCoin gönderiyorum. 5 saniye süren bir işlem...
- Bu yasal mı?
Tabii. Normal elektronik para transfer ettiğinizde alışveriş iki banka arasında oluyor. Yani sizin banka hesabınızla kahve içtiğiniz kafenin banka hesabı arasında. Ve bu sırada bankalar sizin hesap verilerinizi de kaydetmiş oluyor. Ama BitCoin’de bu veri, yani hesap bilgileri çok sayıda kişiden oluşan bir network tarafından tutuluyor. Ben Sofya’da o kafeden kahve aldığımda o büyük network’ten bu miktarı cafenin sisteminde aktarmasını istiyorum. Böylece hesap ödeniyor.

ÇEVRESEL KIYIM YAŞANIYOR


- Finansın sana göre en büyük krizi ne? Yani dünyaya alternatif bakanlar açısından...
Büyük ölçekli finans dünyasının dünyaya yarattığı en büyük sorun büyük parayı sürekli güçlü kurumlara pompalaması. Bu durum, servetin hep aynı küçük grup içinde kalmasını sağlıyor. Bu ekonomik eşitsizliğin de kaynağı haline geldi. Büyük ölçekli bu kurumlar finansal çevreler aracılığı ile toplumsal serveti emiyor. Buna bağlı olarak bir başka kriz de çevresel kıyım. Finansal sektörün sağladığı kredilerle en korkunç yapılar dikiliyor, gezegenin herkese ait olan tüm varlıklarını yıkarak gerçekleşiyor bu. Sanki ekonominin de gezegenin de sonu yokmuş gibi... Ama maalesef büyük bankaların en büyük kredi müşterileri bu özellikteki vahşi projeler. Bu da sosyal eşitsizliği doğuruyor.
- Niye değişmiyor bu?
Londra’da finans merkezinde dev bir plazada otururken bu sonuçları fark etmek kolay değil ! Hep büyük parayla iç içeyken bunu göremezsin. Yasa yapıcıların da böyle kaygıları yok. Standart bir ekonomik faaliyet denetleme sistemi onlara yetiyor.

Kredi birliklerinin faizleri daha düşük


- Borçlanma ve kredi kartı borçları ile ilgili alternatif bir sistem ya da aktivist bir öneri var mı ?
Borçlanma konusu finansal dünyanın dışında bir konu, derin bir sorun. Tam bir çözüm olmasa da bazı ülkelerde kredi birlikleri var, kooperatife benzeyen yapılar. Bir bankanın temel amacı kâr etmektir. Dolayısı ile düşük bütçeli bir müşteriden de alabildikleri en yüksek faizi almaya çalışacaklar. Ama kredi birlikleri çok daha küçük yapılar ve temel amaçları yüksek kâr değil. Faizleri daha düşük. Ya da mikro kredilendirme sistemleri. Bir Hintli bulmuştu bunu da biliyorsunuz. Özellikle çok küçük bütçeli girişimciler için büyük sonuçlar doğurdu.