Sabah besmeleyle başbakan olarak kalkayım...
Camdan memleketin durumuna bakayım...
“Rabbim karizmatik liderimize sıhhat, iştahına afiyet, hazinesine bereket, sarayına bir külliye daha ilave et” diye kıbleye durayım...
Ampul desenli uzun donumun üzerine pantolonumu çekeyim...
Aynanın karşısına geçip sabah egzersizi olarak; otuz defa “Evet efendim”, otuz defa “emriniz olur liderim”, otuz defa “Siz ne derseniz o”, otuz defa “Her şeyi siz bilirsiniz”, otuz defa “Siz olmasanız biz olmazdık” diyeyim...
Bir aksilik olursa, diğer bir egzersiz olarak; elli defa “Affedin”, elli defa “bağışlayın”, elli defa “Nasıl bu hatayı yaptım”, elli defa “Eşeklik bende” diyeyim...

*

“Karizmatik liderimin sevdiği reçel”, “Beyefendimizin beğendiği peynir”, “Sultanımızın yediği yoğurt”, “İslam aleminin liderinin tadında bal”, “Baktıkça nur yüzünü anımsatan yumurtalı sucuktan” oluşan kahvaltımı yapayım...
Memleket meselelerini düşünmeye başlayayım...
Haddim olmayan devlet işleri gibi işlere burnumu sokarsam, ağzıma s.....ını her zaman aklımda tutayım...

*

Siyah makam arabama bineyim...
Başbakanlık’a doğru yola çıkayım...
Kimse beni “Başbakan” gibi görüp de liderime yetiştirmesin diye, arka koltuğa uzunlamasına yatarak gideyim...
Makamıma varayım...
“Başbakan gibi gözükürsem iyi olmaz” diye koltuk yerine sehpadaki vazonun yanına oturayım...
Arada odacıya “Bana kızdı mı?” diye sorayım...

*

Bir başbakan lazım...
“Sünepe birisi lazım” deyince elli kişi koştu...
“Biraz yalaka olacak” denilince yüz kişi yetişti...
“Kişiliksiz” denilince iki yüz kişi fırladı...
Bunu hiçbir zaman unutmayayım...

*

Ben görevimi yapayım...
Başbakan aranıyormuş...
Ben olayım...
Ben olayım...