Andree’nin elini ilk orada tutmuştum...
Yıllar sonra Pako öldüğünde, çocukların hayvanlarla oynadığı bir parka “Pako Parkı” adını verdiler Karşıyakalılar...
Yine el ele tutuşup parkı gezmiştik...
Bu kez önümüzde minik hırpani bir köpeğin hayali, kulakları ine kalka koşup durmuştu...

*

Kendi memleketim Urfa’da bir ilçe belediye başkanına “Pako’nun yazılarını okuyor musun?” demiştim de, uzun uzun düşündükten sonra sormuştu:
“Ermeni mi?..”

*

Bütün Türkiye’nin Karşıyaka gibi olmasını çok istedim...
Hayalimizdi bu...
Olmadı...

*

İşte o Karşıyaka’da birkaç gün önce çocuklar “Andımız”ı okumak istediler...
“Türküm doğruyum çalışkanım...
İlkem; küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak yurdumu milletimi özümden çok sevmektir...
Ülküm; yükselmek ileri gitmektir...
Ey Büyük Atatürk!..
Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim...
Varlığım Türk varlığına armağan olsun...
Ne mutlu Türküm diyene!..”

*

Arapça ve din dersleri koyan AKP iktidarı, andımızı yasaklamıştı...
Çocuklar yüreklerini dinleyip Andımız’ı okuyunca okul müdürü kızdı tabii ki, çok kibar bir adam olduğu için “Burası Dingo’nun ahırı mı?” dedi...
Andımızın ahırda okunduğunu bilecek kadar da bilinçliydi...

*

Çocuklar Andımız’ı yine de okudular...
Okul müdürünün kapısına da bir not astılar:
“Burası Karşıyaka...”

*

Çok isterdim...
Okullar imam hatip yapılırken, okullarda Araplaşma programlar uygulanırken, okullarda çağdışı eğitime geçilirken, tüm ülkede anneler, babalar, öğrenciler, şehirler, kasabalar, mahalleler tepki göstersinler ve iktidarın kapılarına o not asılsın:
“Burası Rize...”
“Burası Maraş...”
“Burası İstanbul...”
“Burası Afyon...”
“Burası Kayseri...”
“Burası Konya...”
“Burası Ankara...”

*

Daldım; yine bir parktayız...
Çocuklar oynuyorlar...
Gözleri pırıl pırıl, yüzlerinde umut, başları dimdik... Bu millete inat, aydınlık geleceğe, güzel günlere doğru koşuyorlar...
Gururlular...
Burası Karşıyaka...