Çünkü onların bağışlanmayı dileyecek suçu yok...

*

Dört bin sene karnını öküz sayesinde doyurdu insan...
O ibadetini, sürdüğü toprak ve emeği sarı buğday başakları ile yaptı...
Ama insan; o bir lokma ekmeği yoksullara haram ettiği için...
Beş vakit az...

*

Leylek...
Siz hiç öbürlerinden büyük ve farklı leylek yuvası gördünüz mü?..
Yoksulların evleri başlarına yıkılırken, o yoksulların parası ile yaptırdığı bin odaya sığmayan insandır...
Bağışlanmak için camiden camiye koş tabi...

*

Atların namaz kılmaya ihtiyaçları yoktur...
Yedi bin sene sırtında taşıdı insanı, uygarlıklar onun ayaklarıyla kıtadan kıtaya ulaştı, hiçbir zaman dört nalından başka bir şeyi olmadı atın...
Sen binmişsin insanların sırtına...
Bu servetin, bunca zenginliğin, akıl almaz varlığın, kasaların, kutuların, kamyonetlerle taşınan dolarların günahını çıkart...
Koş...

*

Köpekler asla yalan söylemediler...
Sevmediği halde kuyruk sallayan, sevdiğine havlayıp diş gösteren köpek hiç görülmedi...
İkiyüzlülük insana özgü...
İnsanları seviyormuş gibi yapıp; doğalarını, varlıklarını, ceplerindeki alın terlerini, hatta çocuklarını ve canlarını alan her kimse...
O affedileceğini sanıp, varsın namaza dursun...

*

“İnsan ergonomisi namaza göre yaratılmıştır” gibi tespiti yapabilmek için otuz sene okuyan insanın, namaz kılmayanların “hayvan” olduğu noktasına varması ile kedilere geçiyoruz...
Kedi çişini yapacaksa, kumu eşip gizler, üzerini örter...
Bu onun temiz dünyasında vardır...
Kirini saçmaz...
Memleketin içine ettiniz birader...
Ergonomi sana özgü...

*

Sonuçta...
Hayvan değilsin...
Keşke olsan...