O gün Cumhuriyet’te yazı yazmaya başlayacaktım, kapıda karşılaştığım okur demişti ki:
“Uğur Mumcu’yu öldürdüler...”
“Evet...”
“Ahmet Taner Kışlalı’yı öldürdüler...”
“Maalesef...”
“Bahriye Üçok’u, Muammer Hoca’yı öldürdüler...”
“Doğru...”
“Cumhuriyet’te yazanları hep öldürdüler...”
“Öyle...”
“İlhan Selçuk’u kahrından öldürdüler...”
“Doğru...”
“Neyse ki siz geldiniz...”

*

Üç yıl yazı yazdım Cumhuriyet’te...
Babamın gazetesiydi...
SÖZCÜ gibi; yazarlarının, çizerlerinin, editörlerinin, sadece kendi vicdanlarınca denetlendiği gazetedir Cumhuriyet...

*

Cehalet Cumhuriyet’i hiç sevmedi...
Baktılar tek tek olmuyor, tüm cumhuriyet yönetimini toptan alıp hapishaneye kapattılar, bugün tam 56 gündür tutuklular, henüz suçlarının ne olduğunu bilmiyorlar...
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör...
Her birisi yurtsever, her birisi ülkesi için canını vermeye hazır, her birisi yüz akı, her birisi Atatürk’ün askeri...

*

Musa Kart’ın çizgileri mi suç işledi?..
Ülkesini çizgilerle anlatmaktan başka derdi olmayan... Ortak acıları tebessüme dönüştürüp, taş yüreklere bir de gülümseme ile girmeye çalışan karikatüristten ne istersiniz?..

*

Cumhuriyet sadece gazete değildir...
Bizim aile çocuklarının sırayla içinde büyüdükleri beşik...
Sırası gelenin okumayı-yazmayı çözdükleri inkılapların alfabesi...
Adam olmanın yolunu gösteren köşe başındaki yön tabelası...
İster oku, ister okuma...
Cumhuriyetin kuruluşundaki tanıktır...
Cumhuriyet tutuklu...

*

Öldüre öldüre susturamadınız...
Hapishanelere kapata kapata susturabilecek misiniz?..