Açıkça içki içemeyeceksiniz...
Kısa etekle dışarı çıkamayacaksınız...
Sofuların aklını bozan giysiler giyemeyeceksiniz...
Mahalle baskısı artacak; yılbaşlarında camdaki ışıkları kaldıracaksınız...
Okullarda başladı bile; yılbaşı kutlaması yok...
Hindi mindi yok...
Çam ağaçları yok...
Opera, bale yok...
Plaj yok...
Balo yok...

*

Oturup öyle zart-zurt tvit atmak yok...
Facebook...
Instagram...
Ağzınızı açamayacaksınız...
Görüşünüzü söyleyemeyeceksiniz...
Dolmuşta, otobüste yüksek sesle rezillikleri eleştiremeyeceksiniz...
Gevezelik yok...

*

Avukatlar sizi savunamazlar...
Savcılar haklılığınızı göremezler...
Yargıçlar size acıyamazlar...

*

Bu anayasa değişikliği geçerse ve bu millet “evet” derse, tek adam yönetimi devletin resmi rejimi olarak yaşama geçecek...
Dönüşü olmaz...
Artık dinci faşizmin ülkesidir burası...
Laik cumhuriyetin tabutuna çakılan son çividir...
Başka yolu yok...

*

Şu ana kadar parça parça gitmişti Türkiye; yargı, ordu, çocuklar, laiklik, sendikalar, üniversiteler, medya...
Bu anayasa geçerse, toptan gidiştir...
Modern devlet bitmiştir...
Faşizmi durduramazsınız...
Çıkışı yok...

*

23 Nisan’ın neyini kutlayacaksınız...
19 Mayıs’ın ne anlamı vardır...
29 Ekim neyin bayramıdır?..

*

Kırmızı-beyaz rengi bile değişir Türkiye’nin...
Artık renk turkuazdır...

*

Bu ülkenin demokratik güçleri, aydınları, aklı, bilinci, yüreği ayağa kalkıp da bu tek adam rejimini durduramazlarsa...
Söyleyin...
Cumhuriyetimiz giderse, Türkiye’den geriye ne kalır?..