Sevgili okuyucularım, Türkiye’de özellikle cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla açılan davaların sayısı bin’leri buldu.
Davaların çoğunu dünya liderimiz Tayyip’in avukatları, bazılarını ise Cumhuriyet’in savcıları açıyor.
Sanıkların bir bölümü tutuklu, benim gibiler ise şimdilik tutuksuz yargılanıyoruz.
Toplum her açıdan adeta çıldırmış durumda...
Herkes herkese hakaret yağdırıyor, mahkemelerde binlerce dava açılmış durumda. Herkes birbirinden şikayetçi. Davacı ve davalı sayısı milyonlarla ifade ediliyor.

*  *  *

Geçtiğimiz aylarda Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilginç bir dava görülmeye başlandı. Facebook üzerinden başkalarına hakaret eden Mehmet Akyıldız isimli bir şüphelinin davası...
Önce Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın iddianamesini özetliyorum:
“Şüpheli, Facebook sayfası üzerinden Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli için ‘22 banka batırıp 47 milyar dolar hortumladılar ama kimse onlara hırsız demedi’ şeklinde paylaşımı ile mağdurların ‘Hırsız ve hortumcu’ olduklarına ilişkin suçlamada bulunmuştur.
Yine şüphelinin mağdur (MHP milletvekili) Yusuf Halaçoğlu’na yönelik ‘Hoşt köpek’ şeklindeki beyanıyla atılan suçu işlediği anlaşılmakla...
Şüphelinin yargılaması yapılarak cezalandırılması... kamu adına iddia olunur.”

*  *  *

Görülmekte olan davanın ikinci celsesinde, 2 Haziran 2016 günü Ecevit ailesinin avukatı Beyazıt Boran tarafından mahkemeye ilginç bir dilekçe sunuldu. Duruşma tutanağından özetliyorum:
“Bülent Ecevit mirasçısı Rahşan Ecevit vekilinden (avukatından) soruldu. Biz şikayetçi değiliz. Biz iddianamede geçen hortumculuk ve hırsızlık suçlamalarını üzerimize almıyoruz. Bülent Ecevit ismi Türkiye’de dürüstlüğün timsalidir. Güneş balçıkla sıvanmaz, yarası olan gocunur diyoruz. Şikayetçi değiliz, davaya katılma talebimiz de yoktur.”
(Dava devam ediyor ama diğer mağdurların bu konuda ne yaptığını doğrusu bilmiyorum.)

*  *  *

“Yarası olan gocunur!..
Türkiye’nin bugünkü ortamında bu söz çok önemlidir. Rahşan Hanım diyor ki “Bizim hırsızlığımız yolsuzluğumuz yoktur ve olmamıştır. Bu anlamsız suçlamayı niçin üzerimize alınalım...”
Doğru söylüyor.
Bu cümle “Bazılarına” ders olmalıdır.
“Vay efendim sen havada bulut var dedin, yani bana ördek deyip hakaret ettin!..”
Toplumun önemli bir kesimi cumhurbaşkanına hakaret davaları başta olmak üzere işte bunlarla uğraşıyor, aslı astarı olmayan hakaretler nedeniyle mahkemelerde kendini savunmaya çalışıyor!
Evinin balkonuna “Sana alışamadık” diye pankart açan ev kadını bile bu suçtan yargılanıyor.
Gazeteciler, siyasetçiler, bilim insanları, üniversite hocaları, emekliler, üniversite ve lise öğrencileri, ev kadınları, kadın erkek, genç yaşlı, aklınıza kim gelirse...
Rahşan Ecevit adına mahkemeye sunulan ve kabul gören talep bu açıdan bakıldığında çok önemlidir ve alkışlanmaya değer.

*  *  *


Şimdi gelelim işin çok önemli bir başka boyutuna... Devlet Bahçeli, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Yusuf Halaçoğlu’na böylesine ağır sözlerle hakaretler savuran Mehmet Akyıldız isimli şahıs kimdir?
Şimdi öğrenince lütfen şaşırmayın!
İzmir’in Torbalı ilçesinde Cengiz Topel ilkokulunun müdürüdür ve görevini halen orada sürdürmektedir!..
Yani bir eğitimci!..
İlkokul öğrencilerini eğiten bir kafa!
Küçük çocuklarımız onun gibilere emanet!..
İnternette, kendi Facebook sayfasında ilginç fotoğrafları var.
Particiliğin tam da göbeğinde yer alan, siyaset yapan, ölmüş insanlara bile iftira atıp saçma sapan zırvalarla en ağır hakaretlerde bulunmaktan utanmayan, Tayyip hayranı bir devlet memuru...
İnanılır gibi değil ama böyle.
Bu nasıl devlet memurudur?

*  *  *

Facebook sayfasında fotoğrafını kullandığı saray hakkında da güzel fikirleri var, şöyle yazıyor!
“Yapanın, yaptıranın, düşünenin ellerine sağlık...”
Sonra büyük harflerle devam ediyor:
“BU ÜLKEYE, BU LİDERE BU ESER KÜÇÜK GELİR.”
Eyvah, ya onun bu sözlerine uyup daha büyüğünü yaptırmaya kalkışırlarsa!..
Bu adama şimdi ne yapmalı?
Elinden tutulup önce beraat ettirilmeli, sonra da ödüllendirip hak ettiği çok daha yüksek makamlara getirilmeli!
Gün böylelerinin günüdür.