Türkiye’nin yaşadığı 15 Temmuz darbe girişiminin kim ve kimler tarafından planlandığını tüm açıklığı ile Türk yargısı ortaya çıkaracaktır. İlginç olan; ilkokul mezunu bile olmayan bir köy imamı, nasıl bu denli büyük bir operasyonu yönetebilir. Kafalardaki soru bu... 1980 yılında ABD “bizim çocuklar darbeyi başardı” demişti. Şu yaşadığımız acılı günlerin arkasında da yine onlar var. Afganistan, Pakistan, Irak, Libya, Mısır ve Suriye’yi “demokrasi getireceğiz” diye paramparça etmediler mi? Suudi ve Katarlılar siz kenarda seyredin, birazcık kafa kaldırın sizi de ezip geçecekler. Emperyalist güçler ülkem için de yıllardır oyun oynuyor. Amaçları, Türkiye’yi parçalamak, Kuzey Suriye’de koridor açmak ve Batı’ya uşaklık edecek bir Kürt devleti kurmak değil mi? Yanıldılar, karşılarında çok sağlam temeller üzerine kurulmuş Mustafa Kemal’in Türkiye’si vardı. Hep birlikte direndik, başardık ve başaracağız. Yine de boş durmayacaklar, ortalığı karıştırmak için her türlü oyunu sergileyecekler.

BİRÇOK GENÇ BU TUZAĞA DÜŞTÜ

Bugün, ülke olarak Kuvayi Milliye ruhu ile dimdik ayakta duracağız. Aklımızı başımıza almaz, ülkeyi ayrıştırırsak, bu sıkıntıları daha da büyütürüz. Ülkeyi yönetenler, iktidarları sürecinde büyük hatalar yaptılar. Yaptıkları hataları yanılgıları kısmen de olsa itiraf ettiler. Ama gün bunları tartışma günü değildir. Bu badireleri atlatalım, ülkem düze çıksın, o zaman tüm hesaplar görülsün…
50 yıldır, iktidara gelen her hükümet Türkiye’nin sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyler. Soruyorum; ülkem sosyal bir hukuk devleti mi? Sosyal devlet, fakir öz yavrularını ortada bırakır, onları cemaat ve tarikatların kucağına atar mı? Yalnız harp okulları değil, kamu üniversitelerindeki çoğu genç de bu tuzağa düştü. Yatılı orta eğitim çocuklarının ve üniversiteli gençlerin kalacağı yurtları yaptınız mı? Yeterli burs mu verdiniz? Rahmetli Uğur Mumcu 1993 yılında “Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar, Cumhuriyet’e karşı ayaklanacaklar”demedi mi? Artık şapkayı önümüze koyup düşünme zamanı… Cemaatler, yıllarca siyasetçiler tarafından hem korunup hem de kollandı.

YENİ TÜRKİYE İÇİN NE YAPILMALI?

AKP iktidara geldiğinde, devleti yönetecek yeterli kadroları yoktu. (Bugün var mı?) Bu boşluğu paralellerin eğitimli kadroları doldurdu. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını TSK’ne kimler yaptı? Batının desteği olmadan, cemaat bu işe kalkışabilir miydi? Öyle hale geldi ki, bir tek mermi atmadan Mustafa Kemal’in ordusunu teslim aldılar. TSK’den Atatürkçü tüm komutanları tutuklattılar. Yerlerine cemaatçi kadroları yerleştirdiler.
Ülkeyi yönetenler, tüm bu yaşadıklarımızın sebebi “laik demokratik Cumhuriyet” ilkelerinden uzaklaştığımız için değil mi? Tez elden hiç ayırım yapmaksızın tüm cemaat ve tarikatların eğitim kurumlarını ve yurtlarını kapatmalısınız. Eğer ayırım yapar, benim cemaatlerim iyidir derseniz, bu gençleri bir cemaatin kucağından diğerininkine atarsınız. Tüm siyasilerin akraba ve yakınları tüm vakıf yönetimlerinden ellerini çekmeli ve istifa etmelidir. Orta eğitim okullarında pozitif bilimlere ağırlık verilmeli, dini eğitime zorlanmamalıdır. Acilen orta eğitim yatılı okulları ve üniversite öğrencilerine devlet tarafından yeterli yurtlar yapılmalıdır. Açıkça ortaya çıktı ki, laik eğitime geçilmeli ve siyasiler ellerini eğitimden çekmelidir. Hep diyorsunuz ya “YENİ TÜRKİYE” diye, işte size

“YENİ TÜRKİYE”! BU ZOR GÜNLERİ DE ATLATACAĞIZ…

Sayın Kılıçdaroğlu, Karadenizli’nin dediği gibi “Bu bize ders olsun”dan yola çıkarak siz de artık Atatürk’ün CHP’sine dönün. Parti içindeki laik demokratik ilkelerle örtüşmeyenlere “temizlik imandan gelir” diyerek kapıyı gösterin. Küskün CHP’lilerin böylece gönüllerini yeniden kazanacaksınız.
Halkımıza soruyorum, yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi, din ile siyasetin iç içe geçmesiyle yaşanmadı mı? Gelin, dini “VİCDAN”larımıza bırakalım.
SON SÖZ: Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar, dinleyin duyduğumuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştıralım çocuklar, bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır. NAZIM HİKMET