Türk Milleti’yle paylaşmam ve danışmam gereken çok önemli bir mesele var. Bildiğiniz gibi, hayatım boyunca başardığım ve ülkeme kazandırdığım bir dolu şeyin yanı sıra AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye verdiği korkunç ve bazıları geri döndürülemez zararların farkında olan ve bunlarla da demokratik haklarımı kullanıp mücadele eden, Atatürk ilkelerine sonsuz bağlı sorumlu bir yurttaşım.
14nasuh15cm

AKP’li belediyeler ve kurtarma konularıyla ilgili kurumlar, uzun süredir benim her muhalif söylemimden sonra sanki milli sporcu, profesyonel dağcı, gazeteci, yazar, Milli Güvenlik Akademisi mezunu ve aydın kimliklerim yokmuş gibi, sanki ben AKUT Başkanı olarak açıklama yapıyormuşum gibi, sanki AKUT siyaset üstü değilmiş gibi faturayı AKUT’a kesiyorlar ve AKUT’u baskılıyorlar. Bu baskıları yöneten kişi, Cumhurbaşkanlığı Kültür, Sanat Genel Koordinatörü ve Erdoğan’ın anonsçusu, 7/24 yanında bulunan ve 4 yıldır rüşvetle ve tehditle AKUT’u ele geçirmeye çalışan Orhan Karakurt’tur...
16 Temmuz’da cemaatin kanlı darbe girişiminin ertesi günü; Orhan Karakurt, sosyal medya hesabından sokaklardaki coşkun kitleye beni hedef gösteren şu mesajı yazdı; Darbe sevici postal yalayıcı şerefsiz. Sözde insan kurtaran derneğin başkanısın insanlar ölüyor susuyorsun. Hesap vereceksin. Daha önceki onlarca benzer mesajının üstüne artık bu hedef gösterme karşısında suç duyurusunda bulundum sonunda...

*  *  *

AKP’li bazı yerel yönetimler, Orhan Karakurt’un baskısıyla ve yönlendirmesiyle kendi bölgelerindeki AKUT ekiplerine binbir zorluk çıkarıyor, söz verdikleri destekleri iptal ediyor, yıllardır kullandığımız yerleşkelerimizden çıkmamızı, kendimize yeni yer bakmamızı istiyor, bize ihtiyaç duydukları operasyonları bile haber vermiyorlar. Kazazedelerin ve kayıp kişilerin hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Türkiye’deki 100.000’i aşkın derneğin içinde, Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan ve yine Bakanlar Kurulu kararıyla izin almadan yardım toplayabilen sadece 9 dernekten biri olan AKUT’un çalışmalarını engellemenin çok önemli bir kamu hizmetini engellemek olduğunu, can kayıplarına yol açabileceğini, ahlaka, yasaya, eğer doğru bir İslam inancınız varsa dine aykırı olduğunu ve Türk Milleti’ne ihanet etmek olduğunu görmüyorlar veya umursamıyorlar. Yerel Yönetimler Yasası’nda, kamu yararına çalışan derneklere yardımcı olmak kuraldır, zorluk çıkarmak değil. Hayat kurtarmaktan, gönüllülüğü ve karşılıksız yardımseverliği öğretmekten, sayısız faydalı ve güzel işlerden başka hiçbir yanlışı, hiçbir zararı olmayan AKUT’un kurtarmalarını ve çalışmalarını engellemek suçtur, vicdansızlıktır, makamın yetki ve sorumluluğuna aykırı davranmaktır...
Biz AKUT’ta para, din, politika, etnisite ve mezhep konularını konuşmayız. Benim AKP’lilere fazla gelen araştırmacı gazeteci ve sorumlu bir yurttaş olarak şahsi söylemlerim, bu nedenle AKUT’luların düşüncelerini etkilemez ve AKUT’u bağlamaz. Nitekim bu yönde iki kez basın duyurusuyla da bu uyarıları yapmak zorunda kalmışlardır. Ancak Orhan Karakurt, beni AKUT’un başından uzaklaştırmak için, etkileyebildiği AKP’li yerel yönetimleri ısrarla AKUT’a karşı kışkırtmakta ve türlü zorluklar çıkartmaktadır. Kanal A’da katıldığım ve düşüncelerimi paylaştığım A Politik programının ardından da, Nasuh Mahruki gitmediği sürece artık AKUT’u daha zor günler bekliyor, Ankara’daki her işiniz engellenecek diye yine ve bilmem kaçıncı kez tehdit etmiştir...

*  *  *

Ben söylediğim, yazdığım, yaptığım her şeyin tek ve yalnız başıma sorumlusuyum. Hiçbirinde AKUT’un ve AKUT’luların sorumluluğu, payı, etkisi yoktur. Benim sorumluluğumun faturasını AKUT’a ve birbirinden değerli muhteşem gönüllülerine kesmeyin. AKUT’u sadece kötülük yok etmek isteyebilir. Suç işlediğimi düşünüyorsanız, savcılarınızı, hakimlerinizi göreve davet edin. 20 yıldır gönüllü olarak, ertelenemez ve ötelenemez çok önemli bir kamu hizmeti veren masum AKUT’a bunları ciro edip, gönüllülerimizi bana karşı kışkırtmaktan vaz geçin. AKUT’u kendi siyasi hesaplarınız için benim üzerimden siyasetin içine çekmekten de vaz geçin. AKUT siyaset üstüdür ve öyle kalması Türk Milleti’nin yararınadır...

*  *  *

Şimdi bu şartlar altında, asil milletime danışmam gerekenler var; Kar Leoparı, Everest’e tırmanan ilk Türk ve dünyadaki ilk Müslüman, AKUT’un kurucusu ve başkanı Nasuh Mahruki’ye Cumhurbaşkanlığı Kültür, Sanat Genel Koordinatörü ve Cumhurbaşkanı’nın anonsçusu Orhan Karakurt’un gücü
yeter mi?
AKUT’un gerektiğinde ölümü göze alıp binlerce hayat kurtaran fedakar gönüllüleri bu baskılardan, tehditlerden bıkıp, usanıp, yılıp Nasuh Mahruki’yi gözden çıkarır mı, çıkarmalı mı?
Nasuh Mahruki’yle 20 koca yılda bir tane bile, bir kuruş bile yolsuzluk yaşanmayan AKUT’a, 14 yılda örtbas ettiği yolsuzluklar, mali suçlar, soruşturmaya gerek yok diye üstünü örttüğü rüşvetlerle rekorlar kıran AKP’nin gücü yeter mi?
Türk Milleti, kendisine gönüllü olarak 20 yıl karşılıksız hizmet etmiş, 2400’ünün hayatını kurtarmış, yakın tarihin en büyük kitlesel afeti 17 Ağustos’ta, devlet aygıtı ne yapacağını bilemezken can olmuş, umut olmuş, lider olmuş, örnek olmuş, arama kurtarmayı, afetlerle mücadeleyi, gönüllülüğü, sivil toplumun gücünü ve sosyal sorumluluğu öğretmiş Türkiye’nin AKUT’unu, AKP’nin aşırı hırslı ve güç sarhoşu Orhan Karakurt’una yedirir mi?
Ne dersiniz, AKP çok istiyor diye, dağcı dostlarımla birlikte kurduğum, bunca yıl başkanlık ettiğim, yarısı AKP’nin çıkardığı zorluklarla ve engellerle boğuşarak geçen 20 koca yılda, gönüllü olarak ve çok az kamu kaynağı kullanarak, 1 kuruş menfaat elde etmeden buralara kadar getirdiğimiz, dünyanın her yerinde ülkemizi en iyi şekilde temsil edip uluslararası başarılar elde ettiğimiz AKUT’un başkanlığını bırakmalı mıyım?