Damat bir silah yapmış.
Orduya satmış.
Sadece satmakla kalmamış, Mehmetçik PKK ile savaşırken damat da bizzat cepheye giderek, hedeflerin kusursuz vurulmasında bilgi vermiş.
Yani!
Zavallı Türk Ordusu!
Damat olmazsa!
Perişandı.
Hep karavana atacaktı.
Henüz düğün olmamıştı.
Damadın adı açıklandı.
Damadın silahını dinledik.
Bütün TV’ler 8 defa duyurdu.
Damat evlendi.
Bütün TV’ler yayındaydı.
Bir daha dinledik:
Damat İHA silahı yapmış.
Komutanlar hayran kalmış.
Askeri tatbikat başladı.
Al gözüm seyreyle!
TV’lerde yine aynı hikaye!
Efes 2016 Birleşik Fiili Atışlı Askeri Tatbikatı gündüz bölümünde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, başlarında “Efes 2016” yazan şapkalar, yarım daire oluşturmuşlar. Ortalarında bir genç adam, onlara bir şeyler anlatıyor.
Can kulak dinliyorlar.
Kim bu genç adam?
Cumhurbaşkanı’nın yeni damadı.
Ne anlatıyor?
Bir aydır dinliyoruz ya...
İHA silahını anlatıyor.
* * *
Cumhurbaşkanı!
Damadın kayınpederi.
Genelkurmay Başkanı.
Damadın nikah şahidi.
Başbakan!
Damadın aile dostu.
Böylesine bir fotoğraf vererek ve bunun TV’lerde canlı yayınlanmasına da ortam hazırlayarak Askeri tatbikatı, “damadı parlatmaya” alet etmiş oldular. Çok düşüncesiz davrandılar. Damadın şirketinin İHA silahını, milli ve yerli olarak hakkıyla yapıp, kârını da üzerine koyup orduya hakkıyla sattığından şüpheleri mi var ki, ikide bir fırsat yaratıp damadın ismini, şirketinin adını TV’ye çıkarıyorlar? Damatın şirketi İHA silahını orduya bedava mı veriyor?
Tatbikatta ATAK da vardı.
Milli Taarruz Helikopteri!
Bu helikopteri geliştirenler de neden çağırılıp, onlardan da bilgi alınmadı. Fotoğraf çektirilmedi. TV’lerde gün boyu 8 defa yayınlatılmadı.
Heybeliada korveti de vardı.
O da milli, yerliydi.
Onun mühendisini görmedik.
Milli piyade tüfeği de vardı.
Onun da mühendisini görmedik.
Tatbikatta 7 bin 500 asker görev aldı, 79 ülkeden gözlemci katıldı. Onların gözleri önünde damada ayrımcılık yapıldı. Ne ihtiyaç vardı?
* * *
Türk Ordusu!
1000 yıllık ordu.
Damat olmasaydı.
O silahı yapmasaydı.
Türk Ordusu perişandı!
Bunu mu anlatmak istediniz?
Vah!
Vah!
Vah!
Vah ki, vah!
Kına yakın!
Size yazıyorum. Çok derin bir kriz yaşanıyor. Hemen her sektörde hemen her gün bir öncü gösterge ile “kriz ben geldim” diye uyarıyor. Dün Bursa’da bir GSM operatörünün bayiliğini yapan iletişim merkezinin sahibi, cenaze marşı ve davul zurna eşliğinde işyerini kapattı. Vatandaşa kına ve helva dağıttı. Yılbaşında 1000 TL’den, 1300 TL’ye çıkarılan asgari ücretteki 300 TL’lik artışın da ekim ayından sonra neredeyse sıfırlanacağı kesinlik kazandı. Çünkü gelir vergisi dilimi ekim ayından itibaren yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıkarıldığı için 1300 TL’lik asgari ücret 1107 TL’ye gerileyecek. Bunun üstüne Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) katılım mecburiyeti de eklenince asgari ücretteki artış sıfırlanmış oluyor.
