Mev­cut ya­sa­la­rı­mı­za gö­re as­ke­rin “te­rör­le mü­ca­de­le­” gö­re­vi yok. As­ke­rin ope­ras­yon yap­ma­sı­na yıl­lar­ca izin ver­me­yen­ler, il­çe­ler ade­ta iş­gal edi­lin­ce, bu­ra­la­rı te­rö­rist­ler­den ve on­la­rın yer­leş­tir­di­ği pat­la­yı­cı­lar­dan arın­dır­ma gö­re­vi yi­ne as­ke­re ve­ril­di. Va­li, as­ke­ri bir­lik­ler­den yar­dım is­ti­yor, ba­zı va­li­ler ken­di­le­ri­ni as­ke­rin ko­mu­ta­nıy­mış gi­bi gö­rü­yor. O yüz­den za­man za­man so­run­lar ya­şa­nı­yor.
Ka­mu­oyu araş­tır­ma şir­ke­ti­nin yap­tı­ğı son araş­tır­ma­ya gö­re “as­ke­re gü­ve­n” ora­nı yüz­de 93’e çık­mış. Kuş­ku­suz böy­le bir so­nuç çık­ma­sı Ge­nel­kur­may yet­ki­li­le­ri­ni mem­nun et­ti. Son dö­nem­de as­ke­re dö­nük eleş­ti­ri­le­rin art­ma­sı­nın, as­ke­rin gü­ven ora­nı­nı dü­şür­me­ye yö­ne­lik ol­du­ğu­nu de­ğer­len­di­ren­ler de var.

O EM­Rİ VE­REN KİM?

Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı ye­ni bir uy­gu­la­ma baş­lat­tı; res­mi si­te­le­rin­de ön­ce­ki dö­nem­ler­de ve­ri­len şe­hit­ler her haf­ta anı­lı­yor. Bu dö­nem­de ve­ri­len şe­hit­le­rin ise açık­ça­sı ge­le­cek­te anı­la­ca­ğı ko­nu­sun­da yet­ki­li­le­rin de kuş­ku­la­rı var. Çün­kü, ar­tık as­ker­ler de “şu­cu-bu­cu­” di­ye anı­lı­yor.
Hü­kü­me­te ya­kın­lı­ğı ile bi­li­nen ga­ze­te­ler­de Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri için­de var ol­du­ğu öne sü­rü­len Fet­hul­lah­çı ya­pı­lan­ma­nın bir tür­lü te­miz­len­me­di­ği öne sü­rü­lü­yor. Rus­ya­’ya ait uça­ğı dü­şü­ren pi­lo­tun da Fet­hul­lah­çı ol­du­ğu­, hü­kü­me­ti zo­ra sok­mak için Rus uça­ğı­nı vur­duğu ya­zı­lı­yor. Ama Mil­li Gü­ven­lik Ku­ru­lu top­lan­tı­sın­da, “Su­ri­ye sı­nı­rın­da kuş uç­ma­ya­ca­k” ta­li­ma­tı ve­ril­di. Böy­le bir emir ve­ril­di ve il­gi­li ko­mu­tan­lık­lar da bu­nu bi­rim­le­ri­ne ak­tar­dıy­sa, bir uçak ha­va sa­ha­mı­zı 17 sa­ni­ye bi­le ih­lal edi­yor ve bu­nun için “ge­re­ği­” ya­pıl­mı­yor­sa, o za­man Ha­va Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı­’na, “Em­ri ni­çin ye­ri­ne ge­tir­me­di­niz?” di­ye he­sap so­rul­maz mıy­dı?

Şİ­KA­YET EDİ­LEN YA­ZAR

Ha­va Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı­’n­da­ki pi­lot­la­rın önem­li bir bö­lü­mü ba­zı ya­yın or­gan­la­rın­da Fet­hul­lah­çı ola­rak gös­te­ri­li­yor. Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri içi­ne eğer Fet­hul­lah­çı grup­lar sız­dıy­sa, bu­nun so­rum­lu­su­nun da, bun­la­rın Harp Okul­la­rı­’na gir­me­le­ri­ne yar­dım­cı olan AK­P’­li­ler ol­du­ğu­nu söy­le­me­li­yiz.
Ha­va Kuv­vet­le­ri per­so­ne­li­nin yüz­de 50’si­ni Fet­hul­lah­çı gös­ter­mek, gü­cü bir­ken so­nu bin gös­ter­mek ce­ma­at ve yan­daş­la­rı­na ya­rar. Geç­miş­te, ce­ma­at okul­la­rı­na hat­ta ders­ha­ne­le­ri­ne gi­den öğ­ren­ci­ler­den as­ke­ri okul­la­ra “sız­ma­” ol­ma­ma­sı için bü­yük ça­ba­lar gös­te­ri­li­yor­du. Ör­ne­ğin, 1997 Harp Oku­lu dev­re­sin­de 89 ki­şi­nin ili­şi­ği “Fet­hul­lah­çı­” okul, ders­ha­ne ve yurt­la­rıy­la de­ği­şik dö­nem­ler­de iliş­ki­le­ri ol­du­ğu için ke­sil­miş.
Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri için­de­ki Fet­hul­lah­çı ya­pı­lan­ma­ya kar­şı ba­zı ya­zar­lar kö­şe­le­rin­de dik­kat çe­ki­yor. Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı son açık­la­ma­ya ka­dar bu tür ya­zı­lar ya­zan­lar hak­kın­da cum­hu­ri­yet sav­cı­lı­ğı­na suç du­yu­ru­sun­da bu­lun­ma­mış­tı. An­la­şı­lan, Ra­sim Ozan Kü­tah­ya­lı­’nın son ya­zı­sı “bar­da­ğı ta­şı­ran dam­la­” olu­yor. Kü­tah­ya­lı hak­kın­da Ge­nel­kur­may Ad­li Mü­şa­vir­li­ği ta­ra­fın­dan An­ka­ra Cum­hu­ri­yet Sav­cı­lı­ğı­’na suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nul­du­ğu­nu öğ­re­ni­yo­rum.

CE­MA­AT­Çİ­LER GÖ­REV­DE

Şi­ka­ye­tin ne­de­ni ise “Ma­dem ya­zar böy­le id­di­alar­da bu­lu­nu­yor, bu­nun or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı­”nın sağ­lan­ma­sı gös­te­ri­li­yor. Kuş­ku­suz, Kü­tah­ya­lı­’nın elin­de de “Şu ko­mu­tan Fet­hul­lah­çı­dı­r” di­ye bir lis­te yok­tur. Bun­la­rı, bağ­lan­tı­la­rıy­la sap­ta­yıp or­ta­ya çı­kar­mak, ge­re­ği­ni yap­mak da Kü­tah­ya­lı­’nın de­ğil dev­le­tin gö­re­vi­dir.
AKP, ce­ma­at­çi kad­ro­la­rın kri­tik gö­rev­le­re yer­leş­ti­ril­me­si­ne yıl­lar­ca des­tek ol­du. Bu­gün sa­de­ce TRT Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­’n­de 3 bi­ne ya­kın ce­ma­at­çiy­le kad­ro­la­rın dol­du­rul­du­ğu bi­li­ni­yor. Bun­la­rın he­men hiç­bi­ri­nin TRT ile ili­şi­ği ke­sil­me­di. En faz­la ya­pı­lan bu­ra­dan alıp baş­ka bir il’­e gön­der­mek ol­du. Ba­zı ge­nel mü­dür­lük­ler­de, yıl­lar­ca ce­ma­at­çi­le­rin des­tek­çi­si ko­nu­mun­da olan­lar, hat­ta mah­ke­me­ye gön­der­dik­le­ri ya­zı­lar­la Fet­hul­lah Gü­le­n’­in be­ra­at et­me­si­ni sağ­la­yan­lar, şim­di “Al­da­tıl­dık ey hal­kı­m” di­ye nu­tuk­lar atı­yor. Yal­nız bü­rok­rat­lar­la kal­sa ney­se... Uza­dık­ça uzar...
Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri için­de ken­di­ni giz­le­me­yi ba­şa­ran ce­ma­at­çi­ler yok mu? Var­dır ve ta­bi­i ki bun­lar te­miz­len­me­li. Ama bu ko­nu­lar gün­de­me ge­ti­ri­lir­ken, pi­lot­la­rın ya­rı­sı­nı “ce­ma­at­çi­” gös­ter­mek de, sa­de­ce ce­ma­ate güç dev­şi­rir. Bun­lar eleş­ti­ri­lir­ken ce­ma­ati de güç­lü gös­ter­mek sa­de­ce on­la­ra ya­rar...