Fenerbahçe ligdeki görüntüsünü UEFA Avrupa Ligi’ne de yansıttı. Acaba bu maçta bir çıkış yakalar mı diye beklerken, bu beklentiler de boş çıktı. Sarı-lacivertli kulüpte birçok şey iyi gitmiyor ve bunun da neden kaynaklandığını herkes çok iyi biliyor. Fenerbahçe’yi yönetenler başka işlerle uğraşacaklarına takımlarıyla ilgilenseler bu görüntüler ortaya çıkmaz. Bakalım bu kötü gidişi kime mal edecekler. Her türlü başarısızlığı nasıl olsa yükleyecek birilerini buluyorlar. Hoca da ne yapacağını şaşırdı. Pereira’nın yaptığı yanlışları yapıyor Hollandalı. Denize düşen yılana sarılır misali Advocaat da oynatmadığı Josef de Souza’dan medet ummaya başladı.

Salih Uçan bu takımın geleceği. Tamam iyi değil belki ama onu kazanmak zorundasın. Sen ne yapıyorsun, ilk fırsatta onu çıkartıyorsun. Volkan Şen de cezalı olunca sıradan bir takım görüntüsündesin. Sow futbolu unutmuş, Van Persie sahada geziniyor. Emenike’nin oynamaya hali yok. Golü kim atacak? Duran top bekle ki, golü atasın. Uzatmalarda Kjaer çıktı sahneye, “Golü de ben atayım bari” der gibi vurdu, defansa da çarpıp ağlara gitti. Bu gol sadece günü kurtardı.

Söylediğimiz gibi bu saatten sonra devre arasında kadar transfer şansı da olmadığına göre bu takımı motive etmek yönetimin işi. Bu yönetim bunu yapabilir mi? Zor gözüküyor. Takımın görüntüsü ruhunu kaybetmiş gibi. Kulübeye baktığımızda da yönetime baktığımızda da bunu görebiliyoruz. Sahada kavga eden, mücadele eden kimse yok. Transferde yapılan yanlışlıklar saymakla bitmez. Gönderdiklerine bakıyorsun, bir de aldıklarına şaka gibi. Diyecek bir şey kalmıyor. Fenerbahçe taraftarı kendisini kandırılmış hissediyor. Bence de sonuna kadar haklılar. Bu sene gerçekten zor geçer. Maçta hakemlik yorum bile yapmaya gerek yok.