Rudy Giuliani... Rıza Sarraf’ı tutuklatan Preet Bharara’nın koltuğunda oturuyordu, New York güney bölge federal savcısıydı. Seçime girdi, kazandı, New York belediye başkanı oldu.

*

Giuliani seçildiğinde, 1994’te, New York dingonun ahırı gibiydi, korkudan sokakta yürünemiyordu, her köşe başında eli silahlı saldırgan vardı, soygunlar oluyordu, suç oranı patlamıştı.

*

Savcı belediye başkanı koltuğa oturdu, adeta sihirli değnek değmiş gibi oldu, şehirde huzur sağlandı, suç oranı minimuma indi.

*

Giuliani’ye sordular.
Nasıl başardın?

*

Şu cevabı verdi... Boş bir bina düşünün, camlarından biri kırılırsa, oradan geçen herkes eline bir taş alır, öbür camları da kırar. Ben, ilk kırılan camı tamir ettirdim. Bir köşeye çöp torbası bırakılırsa, herkes çöpünü o köşeye bırakmaya başlar, çöp dağı oluşur. Ben, ilk bırakılan çöp torbasını kaldırdım. Küçük suç demedim, yankesiciliğe bile izin vermedim, göz yummadım, böylece büyük suçlar ortadan kalktı.

*

Kırık cam teorisi’dir bu.

*

Stanford Üniversitesi’nden profesör Philip Zimbardo’nun 1969’da yaptığı sosyal deneye dayanır. Şiddetin ve antisosyal davranışların köklerini araştıran profesör, plakası olmayan eski model iki otomobili, kaputu aralanmış vaziyette iki ayrı muhite bırakır.

*

Muhitlerden biri New York’ta yoksulların yaşadığı, eğitim seviyesi düşük Bronx’tur. Diğeri ise California’da zenginlerin yaşadığı, eğitim seviyesi yüksek Palo Alto’dur. Otomobilleri uzaktan görecek şekilde kameralar yerleştirir, olan biteni kaydetmeye başlar.

*

Gariban muhitteki sahipsiz otomobil 24 saat geçmeden iskelete dönüşür. Camları kırılır, farları parçalanır, aküsü radyatörü çalınır, döşemeleri yırtılır, zevk için tekmelenir, kaportası yamulur, kapıları sökülür, çocukların oyun alanı haline gelir.

*

Kodaman muhitteki sahipsiz otomobile kimse dokunmaz. Ertesi gün, gene kimse dokunmaz. Profesör Zimbardo eline levye alır, otomobilin camına patlatır, yürür gider. Sanki herkes bu anı bekliyordur... Otomobil anında haşat edilir, vites koluna kadar yağmalanır.

*

New York belediye başkanının anlattığı kırık cam teorisi, budur.

*

Otorite boşluğu bulaşıcıdır.
Salgından bile hızlı yayılır.

*

En büyük suçların fitilini, en küçük suçlar tutuşturur. Küçücük kibriti söndürmezsen, orman yangınına dönüşür. Huzurlu şehirlerde, güvenli mahallelerde, korunaklı sitelerde oturduğunu zannedersin ama, şiddetin muhit sınırı yoktur. Mutlaka sirayet eder.

*

Diyarbakır’daki kırık camı tamir etmezsen, İstanbul’da Ankara’da cam çerçeve iner. Kaçınılmazdır.

*

İstiklal caddesindeki patlamayı tam sayfa yapıp... Yüksekova’da Nusaybin’de beşer beşer düşen şehitleri tek sütun haber bile yapmayan sayın şuursuz gazetelerimizin kavrayamadığı budur.

*

Kızılay patlamasını üç gün boyunca canlı yayınlayıp... Kapısında iki tonluk bomba patlatılan jandarma karakolunu zırt diye geçiştiren sayın gerizekalı televizyonlarımızın anlayamadığı budur.

*

Sayın medyamız kendi ülkesine sırtı dönük oturmaya devam ettiği sürece... Pencerene kurşun geçirmez cam bile taktırsan, nafile.