Hükümetin kurduğu Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile devasa yapıda yeni bir örtülü ödenek imkanı elde ettiği bildirildi. Türkiye’nin en değerli kamu kurumlarının bir gecede devlet hazinesinden alınarak şirket statüsündeki TVF’ye devredilmesine yönelik eleştirilere her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

Fonun, Sayıştay ve Meclis denetimi dışında bırakılması nedeniyle adeta örtülü ödenek gibi kullanılabileceği endişeleri oluştu. Türkiye’de halen devlet bütçesindeki örtülü ödeneği Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık ve Başbakanlığa bağlı güvenlik kurumları kullanıyor. Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Varlık Fonu da hesap verme yönüyle sadece Başbakanlığa karşı sorumlu olacak. Dolayısıyla hükümet, fonun hem yönetimini hem de denetimini kendisi yapacak, isterse tüm bilgileri vatandaştan gizleyebilecek.

Halen uygulanan örtülü ödenek sisteminde tüm harcamalar devlet bütçesinden yapılıyor. Buradan kime ne kadar para verildiği görünmese de harcamanın toplam tutarı bütçeyle halka açıklanıyor. Örtülü ödenek devletin hiçbir kurumunu ipotek etmiyor, borçlandırmıyor ya da rehin bırakmıyor. Buna karşılık Varlık Fonu ulusal ya da uluslararası dilediği şirkete ortak olabiliyor, dilediği yerden borçlanabiliyor ve fon portföyüne aldığı kuruluşları tümden veya tek tek ipotek olarak verebiliyor, rehin bırakabiliyor. Dolayısıyla fonun gizli, üstü örtülü olarak yaptığı anlaşmalar nedeniyle kamu kurumlarının haciz şokuyla karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.

ZARAR GİZLENEBİLİR

Sayıştay denetimine tabi olmaması nedeniyle de fonun ‘örtülü’ operasyonlarının kamuyu ne kadar zarara uğrattığının halktan kolayca gizlenebileceği belirtiliyor.

MALEZYA YOLSUZLUKTA ÖRNEK


Denetim dışında bırakılan fonların yolsuzluk ve usulsüzlüklere neden olabileceğine ilişkin en çarpıcı örneğini, düzenlemenin Meclis’te görüşülmesi sırasında CHP İzmir Milletvekili Musa Çam vermişti.

07-musa-cam

Çam, “Malezya 2009 yılında benzer bir fon kurdu. Fonu yöneten Malezya Başbakanı Necip Rezak’ın eşi ve kendisinin milyon dolarlık yüz gerdirme operasyonunu fondan karşıladığı, ABD’de değeri 1 milyar dolara ulaşan malikaneler aldığı, kumarhanelerde kumar oynadığı ortaya çıktı. Toplamda yolsuzluk miktarı 11 milyar dolar olarak tahmin ediliyor” sözleriyle hükümeti uyarmıştı.

YURT DIŞINDA YÖNETİCİ AVI


Türkiye’nin en değerli kamu şirketlerinin hisselerinin devredildiği Türkiye Varlık Fonu (TVF) için üst düzey bankacılar arasından “yönetici adayları” ile mülakatlar yapıldığı belirtildi. ABD yayın kuruluşu Bloomberg’in “konuyu bilen kişilere” dayandırdığı haberine göre, TVF’de açılacak “Finans İşleri Müdürü” ve “Yatırım İşleri Müdürü” pozisyonları için uluslararası iş ve yönetici bulma şirketleriyle birlikte çalışılıyor. Bazı adaylarla şimdiden iş mülakatları yapıldığı belirtilen haberde, hangi yabancı insan kaynakları şirketleriyle birlikte çalışıldığı veya adayların profilleri gibi ayrıntılar hakkında bilgi verilmedi. Bu arada, İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, TVF’yi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik büyüme ve altyapı yatırımı umutlarını bağladığı kuruluş” diye tanımlarken, yönetime Erdoğan’a sadık isimlerin atandığına dikkat çekti. Gazete, 38 milyar dolarlık projenin yürütülmekte olduğunu ve Hazine’nin 12 milyar dolarlık garantiyi genişlettiğini hatırlattı.

BU FON FELAKETE SÜRÜKLER


CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın Varlık Fonu’nun “rehin ve ipotek”  göstermeyeceği açıklamasına tepki gösterdi. Budak, “Bakanlar Kurulu kararında da şirketin faaliyetleri arasında  finansman sağlarken, portföyü üzerinde teminat, rehin, kefalet ve ipotek tesis etme maddesi var.

07-cetinosmanbudak

Hem de uluslararası finansman sağlarken bunu yapacak. Rehin ve ipotek olmayacaksa, bu yetkiler neden verildi? Maliye Bakanı önce imzasına baksın” dedi. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin ise Varlık Fonu ile ilgili “saldırılara karşı koyacak” sözlerini de eleştiren Budak, Canikli’nin “süper kahraman” arayışında olduğunu öne sürdü.

Bütçe dengesini sarsmaz


Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen şirketlerin temettü gelirleri ve gayrimenkullerin bütçeye etkisinin 1 milyar lira düzeyinde olacağını belirterek, “Hedefler zarar görmez” dedi. Özelleştirme tarafında TVF’ye devredilen şirketler nedeniyle bir gelir kaybı da öngörmediklerini de kaydeden Ağbal, “Bu sene 13 milyar TL özelleştirme gelir hedefi koyduk. Bu adımlar nedeniyle özelleştirme hedefimizi değiştirmedik, koruyoruz” ifadelerini kullandı. Beyaz eşya ve konut sektöründe geçici vergi indirimi yapıldığını hatırlatan Ağbal, Otomotivde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi olmayacak. Yanlış anlaşılmasın” diye konuştu.