Nil SOYSAL

Sokak hayvanlarına yapılan eziyetten, zehirli kıymaya kadar varan korkunç manzaralar ne yazık ki geride bıraktığımız yaza da damgasını vurdu. Hepimiz can dostlarımıza eziyet eden insanları kınadık kınamasına ama elimizden başka da bir şey gelmedi. Çünkü hayvana eziyet Kabahatler Kanunu kapsamından hâlâ çıkarılmadı. 2009 yılından bu yana bu konuda ciddi çaba harcayan Hayvan Hakları Federasyonu HAYTAP’ın Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat, sorularımızı yanıtladı:

DERDİMİZ İNSAN HAKLARI!

■ Son dönemde can dostlarımıza yönelik şiddette ciddi bir artış söz konusu. Bu tür suçlar neden arttı?
Yurtdışında yapılan birçok araştırmada; bu insanların hayvanlara kötü muamele yapmadan önce ilk deneyimlerini yine hayvanlar üzerinde yaptıkları bir gerçek. Adli tıp açısından da bu kanıtlanmış. HAYTAP’ın Onur Kurulu üyesi de olan sevgili Prof. Dr. Sevil Atasoy’un bu konuda çok yazısı bulunmakta. O yazılar da bu görüşü desteklemekte. Biz burada hayvan hakkını savunurken aslında bir sonraki aşama olan çocuğun, engellinin, kadının, yaşlının yani toplumdaki zayıf halkanın hakkını savunuyoruz. Derdimiz bir hobi tatmini peşinde gezen insanların bir güdüsünü tatmin değil. Derdimiz aslında insan hakları. Yani insana gelmeden önce potansiyel suçluyum diye bağıran insanı teşhis edebilmek, tedavi altında aldırmak, gerekiyorsa ceza aldırmak.

KABAHAT DEĞİL SUÇ!

■ Ama hayvanlara şiddet hâlâ Kabahatler Kanunu kapsamında...
Yasanın çıktığı 2004’ten beri Kabahatler Kanunu kapsamından çıkması için uğraşıyoruz. Bununla ilgili olarak kamuoyunu oluşturduk diye düşünüyorum. Çünkü artık herkes kabahat ile suç arasındaki ayrımı verdiğimiz bu basit örneklerle öğrendi. Zaten bu işin son aşamasına Dolmabahçe Sarayı’nda o dönem başbakan olan Erdoğan ile yaptığımız toplantı damga vurdu. Eğer bir STK çalışmasını bu kadar disiplinize bir şekilde yapmasaydık konusu “hayvan” olan bir sorunu oraya kadar çıkartamazdık.

02afis2-20cm

Başbakanlık’ta yapılan görüşmeden sonra da işin peşini bırakmadık. Geçen ay da son olarak bu işin en önemli ayağı olan Adalet Bakanlığı’ndaki toplantıya katıldık. Umutsuz olmak için bir neden yok. Sadece dağ fare doğursun istemiyoruz. Çünkü çıkacak cezai yaptırımlar 2 yıl altında bir hapis cezası olduğunda infaz yasaları gereği yine paraya çevrilecek. Yine o kişi sizinle aynı metroya binecek, belki de sabıka kaydında sicilinde bu suçu gözükmediği için aynı işyerinde çalışmaya devam edecek. Ama eğer ki mevcut tasarı yasalaşırsa öncelikle sahipli hayvana eziyet halinde verilen ceza ile sahipsiz hayvana verilen ceza eşitlenecek. İkisi de yargılama konusu olup 4 aydan 3 yıla kadar ceza gelecek.

ERDOĞAN’A DA İLETTİK

■ Gelinen nokta hangi aşamada peki?
Son 10 yılda katedilen yol çok iyi diyebilirim. 12 yıl önce ilk yasa çıktığında kimse “kabahatler Kanunu” demiyordu, kimse “pet shoplar kapatılmalı” demiyordu. Hatta; “Kapınızın önüne bir kap su koyun” diyen bile yoktu. Maalesef HAYTAP’tan önce, kamuoyu oluşturmak, lobicilik çalışmaları yapmak hayvan hakları mücadelesinin bir parçası olarak görülmüyordu. Şu anda yasa tasarısı birçok teknik komisyondan geçti, Adalet Bakanlığı’nın görüşleri alındı. Daha sonrasında 4 siyasi parti de bizim de katıldığımız basın toplantısında hemfikir olduklarına dair beyanatta bulundu. Geçtiğimiz günlerde durumu tekrar Cumhurbaşkanı’na kadar ilettik. Şu anda Meclis’te sadece eller kalkacak aşamasındayız! Ama takıldı kaldı. Halbuki bugüne kadar Ankara’nın önüne getirilmiş en masum istek bu!

Hayvanlar para kazanma aracı olarak görülüyor


Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte özellikle sayfiyelerde terk edilen kedi ve köpeklerin sayılarının ciddi oranda arttığına dikkat çeken HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder ise “Üretim derhal durdurulmalı. Eğer üretim durdurulursa, terk etme de olmayacaktır” dedi.

02kadin20cm

Önder, şunları anlattı:

DENETLEME YAPILMIYOR

“Türkiye adeta üretim çiftlik cenneti oldu. Ne yazık ki her önüne gelen üretim çiftliği açıyor. Denetleme yapılmadığı için, hayvanlar sadece para kazanma aracı olarak görülüyorlar ve çok kötü şartlarda üretilmeye çalışılıyor. Üretim yeri açma ve çalışma izni Gıda Tarım Bakanlığı tarafından verilirken, bu konunun hayvan refahı kısmı ise Orman Su İşleri Bakanlığı’nı ilgilendiriyor.

02afis1-20cm

Biz HAYTAP olarak sokak ve bakımevlerindeki cins hayvanların artışını görerek, üretim izninin verilmemesi konusunda her iki bakanlığın işbirliği yapmasını ve üretimin engellenmesini istiyoruz. Çünkü üretim durdurulmadıkça ne yapılırsa yapılsın ülkemizdeki hayvan popülasyonu ve sorunlarına çözüm bulamayız. Hiç değilse bir 5-10 yıl kadar üretimin durdurulmasını başarabilirsek, barınaklardan hayvan sahiplendirmeyi de özendirebiliriz. Biz bu konuda 2009’dan beri ilgili bakanlıklara müracaat ediyoruz. Ancak müracaatlarımız hiçbir şekilde dikkate alınmadığı için, merdiven altı da dahil olmak üzere, üretim tüm hızıyla devam ediyor.”