ŞAŞIRDIM

Bir an “Bu ülkenin bir Çevre ve Şehircilik Bakanı yok mu?” diye düşündüm. İstanbul’un bütün billboardları duraklardaki reklam panoları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarıyla donatıldı.
Bütün TV ekranlarında Hacı Bayram Veli’nin şiirini kendi sesinden okuyan Erdoğan’lı reklamlar aralıksız yayınlandı.
Meğer Ankara’daki sarayda bir Şehircilik Şûrası düzenleniyormuş. Buna sarayın sahibi Erdoğan da teşrif edecekmiş.
Zannedersiniz ki bütün dünya liderlerinin katıldığı muazzam bir şûra yapılacak, tüm dünya medyası buraya akacak.
Yok öyle bir şey. Alt tarafı her zaman düzenlenen toplantılardan biri. Normalde Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın adının anılması gerek. Ama o hiç yok ortada. Varsa yoksa Erdoğan.
Ama belli ki amaç başka. Referanduma giden süreçte milletin beynine “tek adam Erdoğan’dır” algısını kazımak.
Yine aynı amaçla büyük kentlerin billboardları ve büyük reklam alanları “Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan” sloganıyla donatılmıştı. Tabii bu sloganların yanında bir de tek başına Erdoğan fotoğrafı.
Gelelim şûraya. Erdoğan kendi sarayındaki salona teşrif etti ve bir açılış konuşması yaptı.
İmar rezaletinden söz etti. İstanbul’un “çarpık kentleşmeye esir olduğunu” anlattı. Dikey yapılaşmadan hiç hoşlanmadığını, yatay yapılara geçilmesi gerektiğini, insanların toprağa yakın yaşamaları gerektiğini anlattı.
İstanbul Boğazı’ndaki yapılaşmanın çok kötü olduğunu söyledi ve “Boğaz için bir anayasa yapmak gerek” dedi.
Katılımcılar Erdoğan’ı çılgınca alkışladılar. Kerli ferli adamlar, çoğu türbanlı kadınlar kafalarını ibretle sallayarak “Ne kadar da doğru konuşuyor, şehirlerimizi bu hale getirenlerin Allah cezasını versin” diye mırıldandılar.
Gazetelerimiz de dün Cumhurbaşkanının bu sözlerini “iftiharla” manşetlerine taşıdılar, “yaşasın artık bu çarpık yapılaşmadan kurtuluyoruz” çığlıkları attılar.
Ama nedense hiçbirinin aklına “Bu kadar yakındınız ama 1994 yılından yani 23 yıldır İstanbul’u siz yönetiyorsunuz, eğer bu kent bu kadar çarpık büyüdüyse bunu yaratan siz ((biz) değil misiniz” demek gelmedi.
Bu iktidarın en bayıldığım özelliği, tamamı kendi hatası, suçu, beceriksizliği olan her şeyi anında inkar edebilmesi ve hep başkalarını suçlayabilmesi, bunun da ötesinde ülkenin yarısının efsunlanmış gibi buna inanması.

ÇOK GÜLDÜM

Bilinen ama hep güldüren espriler


İstanbul Erkek Lisesi’ndeki arkadaşlarımdan biri göndermiş. Kimilerini sağda solda duyduğumuz espriler, ama ne zaman okusak yine de gülüyoruz. Şu tatil gününde biraz gülümseyelim;
Erkek bluetooth gibidir, yanında iken bağlıdır. Uzaklaşınca yeni aygıt arar. Kadın wireless gibidir, hepsini görür, en güçlüsüne bağlanır.

*  *  *

Telefonunuzu beş defa üst üste açmadığınızda sırasıyla polis, MİT ve Genelkurmay’a haber verebilecek canlıya “anne” denir.

*  *  *

Evinin güvenliğini alarm taktırarak değil, evden çıkarken koridorun ışığını açık bırakarak sağlayan insana Türk denir.

*  *  *

Elin oğlu, gülü tango yaparken ağzında tutuyor, biz kasap vitrinindeki koyunun kıçına takıyoruz. Siz de hâlâ bizden romantizm bekliyorsunuz...

*  *  *

İngilizce öğreniyorum :
sheep = koyun
don’t sheep = koymayın...

*  *  *

Sevgili RTÜK, 10 dakika reklam arasına alışmış bir milletiz. Ara 4 dakikaya inince bir panik olduk. Tuvalete koşarken düşenlerimiz var, lütfen eski düzeni istiyoruz...

*  *  *

Bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş, saçlarını okşa, gözlerine bak ve de ki; “Mango’da İndirim varmış...”

*  *  *

Ben bardak kırsam, sakarım. Annem kırsa, kaza. Babam kırsa, o bardağın orada ne işi var?

*  *  *

Prens Charles olmak da zor. Bakkala gidip bir şeyler alınca para diye ananın resmini veriyorsun...

*  *  *

Erkekte “dekolte” cüzdandır. Ne kadar açarsan o kadar talep görürsün.

*  *  *

“1. Murat hangi savaşta ölmüştür” sorusuna; “katıldığı en son savaşta” cevabı veren öğrenciye alkış!..

*  *  *

Bir kadın sizi zekasıyla milyoner yapabilir. Tabii milyarderseniz...

*  *  *

Wikipedia: “Ben her şeyi bilirim”
Google : “Ben her şeye sahibim”
Facebook: “Ben herkesi tanırım”
Internet : “Ben olmasam bir hiçsiniz..”
Elektrik : “Hadi leyn”

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Ufacık araba 171 liraya doldu


İktidara sorarsanız hiçbir sorun yok. Ekonomi tıkırında. Türkiye sürekli büyüyor gelişiyor, Türkiye bir süper ülke olarak artık oyun kurucu durumda, bu da başka ülkeleri çok rahatsız ediyor, hepsi bizi kıskanıyor, Erdoğan’ı düşürmek için elinden geleni yapıyor.
Ama halkımız referandumda “evet” diyecek, terör anında bitecek, dolar düşecek, piyasalar açılacak, her şey çok güzel olacak.
Kulağa hoş geliyor da, örneğin benzinciye gidince insanın morali bir anda altüst oluveriyor.
Benim küçücük bir arabam var. Depo tam dolduğunda ancak 32 litre alıyor anlayın yani.
Çok değil ekim ayında depoyu tam doldurduğumda 130 küsur lira ödüyordum.
Sonra her benzin aldığımda biraz daha arttığını görüyordum.
Perşembe akşamı kırmızı ışık yanıp benzin sona dayandığında gidip doldurdum. Bu araba tarihinin en yüksek fiyatını ödedim. Tam 171 lira tuttu.
Ama korkmaya gerek yok tabii. Nisan da “evet” diyeceğiz bütün dertlerimiz bitecek!!!!!

SOSYAL MEDYA

Aklı başında bir “hayır” yazısı


Artık her yerde referandum konuşuluyor. Özellikle sosyal medyada adeta başka konu yok. Fanatik taraftarların ya da trollerin kimi zaman ölçüyü kaçırdıkları sosyal medyada pekçok aklı başında kampanyanın da yürütüldüğünü görüyorum.
Özellikle “Hayır” diyenler arasında son derece aklı başında, kırmadan dökmeden, hakaret etmeden neden “hayır” denmesi gerektiğini söyleyen hoş bir metin buldum.
Sizinle de paylaşmak istedim;
Sen cemaatin kadrolaşmasına sevindin,
Ben sevindim mi ? #HAYIR
Sen İlker Başbuğ’un terörist olduğuna inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR
Sen Arınç suikastına inandın kozmik evrakların aranmasına sevindin onca komutanın hain olduğuna inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR
Sen çözüm sürecine, akil insanlara inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR
Yüzlerce komutanın yazarın Ergenekon’dan Balyoz’dan tutuklanmasına sevindin,
Ben sevindim mi ? #HAYIR
Sen hep Zaman gazetesi okudun para verdin,
Ben okudum mu ? #HAYIR
Habur kapısı karşılamasına sevindin,
Ben sevindim mi ? #HAYIR
Kabataş görüntüsünü haftalarca bekledin,
Ben bekledim mi ? #HAYIR
Işid’i öfkeli Müslümanlar olarak gördün,
Ben öyle mi gördüm ? #HAYIR
Yerli otomobilin bittiğine inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR
30 Haziran 2016’dan itibaren tüm Avrupa’da vizesiz gezeceğine inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR
Yeni anayasayı okudum,
Sen okudun mu ? #HAYIR
Benim #HAYIR demek için bir sürü sebebim var,
Senin evet demek için var mı? #HAYIR
Sabaha kadar yazabilirim anladın mı ? #HAYIR