Sevgili okurlarım, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 günü bir darbe girişimi yaşandı. Sonuç darbeciler açısından hüsrandı.
Ancak gelin görün ki aradan bir yıl geçmiş olmasına karşın şimdi bile her gün darbeyle, FETÖ’yle yatıp kalkıyoruz.
Hükümet darbe girişiminden birkaç gün sonra “Olağanüstü hal” (OHAL) ilan etti.
OHAL dediğiniz olay aslında bütün özgürlükleri kısıtlayan, askıya alan ve hükümete sonsuz yetkiler veren bir uygulama.
Buna basın özgürlüğü dahil.
Üstelik özgürlükleri kısıtlamak ve askıya almak son derece kolay!
Şimdi her şey kararnamelerle yönetiliyor.
Suçlu veya masum yüz binlerce kişi bu kararnamelerle açığa alındı, kamudan ihraç edildi, ya da tutuklandı.
Cezaevleri tıka basa dolduruldu.

* * *

OHAL olayının başka “özellikleri” de var!
Yasama organını, başka bir deyişle Meclis’i devre dışı bırakıyor.
Kanunla çözülmesi gereken konular bir kararname ile uygulamaya konuluyor.
Dolayısıyla Meclis, şu anda büyük ölçüde devre dışı.
En önemli konular ve ülke sorunları tartışılmıyor, dikkatlerden kaçırılıyor.
Hükümetten hesap sorulması, denetleme yapılması asla söz konusu değil.

* * *

OHAL uygulamasının önemli bir sonucu daha var. Anayasal hak olan demokratik gösteriler yapılamıyor. Bunun tek istisnası Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a düzenlediği yürüyüş ve Maltepe’de yapılan görkemli miting oldu.
Dış dünyadan ve içeriden gelecek tepkileri dikkate alan hükümet bu yürüyüşe karışamadı.
Ancak onun kılıfını da kendilerince buldular:
“Bizim sayemizde yürüyorsun Kemal Bey!..”
Demokrasi ve özgürlüklere (!) ne kadar bağlı olduklarını bu sözle göstermiş oldular.
Türkiye’ye bir bakın, 81 ilimizin birinde bile demokratik bir yürüyüş yapamazsınız.
Valilikler hemen “OHAL yasası uyarınca izin verilmemiştir” diye karar alır. Toplananlar (eğer varsa) derhal gözaltına alınır, sonrasında ne olacağı belli değildir.

* * *

Bir şeye daha dikkat ediniz...
Milyonlarca emekçinin çalışmakta olduğu binlerce iş yerinden birinde bile grev kararı alınamaz.
Alınsa bile hükümetin kullandığı OHAL yetkileri uyarınca yasaklanır!
Zaten sendikaların çoğu iktidar tarafından korkutulmuş ve devşirilmiştir.
Hiçbiri grev kararı alamaz.
Türkiye’de grev yoktur! Kara kaplı kitaba bakarsanız vardır ama uygulamada yoktur!

* * *

Yasa uyarınca OHAL üç ay için getirilir, süre bitince yine üç ay için uzatılır.
Şimdi dördüncü uzatma yapıldı, en az üç ay daha OHAL koşullarında yaşamak zorundayız.
Sonrasında da kolay kolay kaldırılacağını hiç sanmam.
Tahminimi sorarsanız, bir yıl daha OHAL geçerli olacak.
Hükümet işin kolayını buldu, OHAL’li yaşamı sürdürdükçe sürdürecek!
Meclis devre dışı, zorunlu olmadıkça kanun çıkarılmıyor, memleket kararnamelerle yönetiliyor, fikir ve ifade özgürlüğü dahil her şeye yasak getiriliyor.
Ağzını açan içeri alınıyor.
AKP iktidarı açısından ortalık güllük gülistanlık oldu. Sesi soluğu kesilen Türkiye,
dikensiz gül bahçesine dönüştürüldü!
OHAL, hükümetin kurtarıcısı oldu!
Olmaya devam edecek.

Lotocu vatandaş ne yaptı!


Sevgili okurlarım, temmuz ayı başlarında Süperr Loto oynayan bir vatandaşımız tek başına tam 37 milyon Törkiş lira ikramiye kazandı.
Hem de sadece iki lira ödeyip tek kolon oynayarak!
9 Temmuz günü burada çıkan yazımın başlığı “O vatandaşa Allah sabır versin” idi ve özetle şöyle demiştim:
“...Demek ki bu parayı tek kolonla kazanan vatandaşın fazla parası yok. Bütçesi kısıtlı öğrenci olabilir, işçi veya memur emeklisi, ya da parası olmadığı için kocasından gizli oynayan ev kadını olabilir.
Vatandaşın kim olduğu şu anda belli değil. Ancak günün birinde açığa çıktığı takdirde başına geleceklere şimdiden hazırlıklı olması gerekir! Karşısına öyle tipler çıkacak ki, feleğini şaşıracak...”

* * *

Hayatım boyunca bir kez bile olsun şans oyunu oynamadım. Dolayısıyla bu konuda bilgim kısıtlıdır.
Ancak o yazıyı yazdıktan sonra sizlerden çok sayıda mektup geldi. Konu üç başlıkta toplanıyordu:
- Siz çok safsınız. Bu ikramiye kimseye çıkmadı. Haftalarca biriktirdiler, kimseye çıkarmadılar, şimdi para devletin olacak.
- Örtülü ödenek hesabına geçirilecek.
- Göreceksiniz, bu ikramiyeyi kazandığı iddia edilen şahıs hiçbir zaman ortaya çıkmayacak çünkü öyle
biri yok.

* * *

Bu iddiaların doğru olup olmadığını, çekilişlerde dümen dönüp dönmediğini bilemem.
O günden beri medyayı izliyorum, bu inanılmaz ikramiyeyi yakalayan şahıs ortaya çıkmadı.
Çıkmamış olmasını da normal karşılıyorum. Bir süre gizlenip olayın unutulmasını bekliyor olabilir.

* * *

Şimdi çok merak ediyorum!
Türkiye tarihindeki bu en büyük ikramiyeyi hem de tek kolonla kazanmayı başaran şanslı kişi acaba bankaya gidip kuponunu verdi mi, parayı kendi hesabına geçirdi mi?
Elbette ismini sormuyorum.
Belki Maliye Bakanlığı ve ilgili kurumlar bir açıklama yapar da öğreniriz.
Aksi takdirde hep düşüneceğim “Acaba okurlarımdan gelen mektuplarda yer alan iddialar gerçek miydi, 37 milyon devlete mi çıkarıldı” diye!