Öncelikle gazeteme bana kalbi kadar temiz bu sayfayı ayırdığı için teşekkür ederim.
Saflık timsali bu girizgâhın bir nedeni var! En azından bu derece saf olmalıyız ki açıklanan her ekonomik veriye “eyvallah” çekelim. Yetmez! Saflığımızın yanında zekâmız da 3-c sınıfının performansına eşit olmalı. Şüpheci sorular sorulmamalı. Gayet pişkince açıklıyorlar; Daha zenginiz... Çok hızlı büyüyoruz... Tasarruflarımız yükseldi... Yatırımlarımız çok hızlı artıyor...

* * *

Hani? Nerede? Siz bilmiyorsunuz! Ama onlar görüyor. Herkescikler bizi kıskanıyor! Peki, açıklanan parlak istatistikler neden piyasaya yansımıyor? Mucize diye bir şey yok da ondan! Mal bu, malzeme bu... Enflasyonun bu, gelirin bu... Sana kağıt üzerinde artış gösterip inandırmaya çalışıyorlar. Ülkenin yarısı da inanıyor. Az başarı mı?
İlk iki çeyrek yüzde 5 büyüdük, üçüncü çeyrekte yüzde 7’yi aşacağız! Rahat aşarız. Zorlasak 10’lardayız...
Türkiye’nin ölçüm sisteminin yalan, yanlış ve hatalı olmadığını bilmeyen ekonomist mi var? Kimi kandırıyoruz?

* * *

Milli geliri 2007 yılında 126 milyar dolar, 2016 yılında 142 milyar dolar daha kağıt üzerinde hesaplama değişiklikleri ile artırdık. Tabii el-âlem buna inanmadı. Milli gelirin yanı sıra utanmadan yüzde 25 ile dünyanın en fazla tasarruf eden ülkeleri arasında yer aldığımızı açıkladılar. Hem de gözümüzün içine baka baka yaptılar. Çıkıp nasıl olduğunu bir açıklasalar... Yapamazlar!
Ben açıklayayım... Bir veriyle oynayınca ister istemez diğer verilerde etkileniyor, mesela tasarruf oranın yüzde 25’e çıkmış görünüyor. Türkiye bir anda 13’üncü büyük ekonomi oluyor!

* * *

Sonra Alman Commerzbank gelip “bu oranlar yalandır” deyip dalga geçince bozuluyoruz. Sadece o da değil, Türkiye ekonomisi hakkında rapor yayımlayan her yabancı kurum yazının bir köşesinde bu çekincelerini belirtiyor. Hafiften kafa buluyorlar.
Makine ve teçhizat yatırımları ilk altı ayda yüzde 21’e yakın geriledi. İşsizliğin azalması bir yana, kayıtlı işsizler Makedonya, Ermenistan, Litvanya, Slovenya gibi ülkelerin nüfusunu geride bıraktı. Yüzde 5 büyüdük masalına inanacak aklı başında insan kalmadı.

* * *

En basitinden yılın ilk altı ayında inşaat sektörü beton dökerek yüzde 20 büyüme kaydetmiş. İyi de güzel kardeşim, inşaat
sektöründe istihdam yüzde 17 azalmış! Nasıl? Akıllı bina dedikleri bu olsa gerek. Bina kendi kendini yapıyor. Büyürken insan gücüne ihtiyaç duymuyor!
Ne türlü bir hesaplama yapıyorlarsa artık ne olursa olsun Türkiye’nin büyümesi durmuyor. Bırakın büyümeyi, Türkiye adeta uçuyor! Olay kontrolden çıktı. Maalesef bu işin gidişatı da freni patlamış kamyonun sonundan olmayacak farklı... Ekonomiyi dinliyorum gözlerim kapalı...