İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 30 Ağustos’ta görev süresi sona erecek olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, yeni göreve başlayacak Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz de Trabzonlu... Bakanın ili Trabzon’un Maçka ilçesinde teröristler tarafından şehit edilen Astsubay Ferhat Gedik ile 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün öldürülmesi, “Karadeniz’de neler oluyor?” sorusunu akla getiriyor.
Ne olduğunu anlatalım: Bölücü terör örgütünün öteden beri “Karadeniz’e açılma” planı var. Bölge halkının bu örgüte karşı tepkisi biliniyor. Örgütün, PKK adıyla faaliyette bulunması, taban edinmesi mümkün değil. İşte, bunun için geçmişte Karadeniz’e açılım yaparken Devrimci Halk Partisi adını kullandılar. Özellikle Tokat, Ordu, Giresun yöresinde etkili oldular. Bunlarla mücadele için Güneydoğu’da olduğu gibi köy koruculuğu sistemi getirildi. Devletin kararlı tutumu sonucu örgüt oradan atıldı. Dönemin Tokat Valisi Ayhan Çevik’in, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ’un çabaları unutulmaz.

ORADA OLDUKLARI BİLİNİYORDU

2007 yılında Trabzon-Maçka yöresinde biri Suriyeli üç terörist kalmıştı. Suriyeli öldürüldü, iki terörist de yakalandı. Suriyeli teröristin çantasından 4 kilo un, zeytin, bölgenin haritası çıkmıştı. Geçen yıl Maçka merkezde üç polisimiz, Sümela Manastırı yakınında bir askerimiz şehit edildi. Örgüt yörede bulunduğunu eylemleriyle gösterdi.
Son olarak 4 kişilik terörist grubun, Maçka bölgesinde bulunduğu biliniyordu. Nereden mi? Hayvanların izlenmesi için kurulan foto-kapanlara yakalanmış, görüntüleri güvenlik birimlerinin eline ulaşmıştı. Daha sonra kurulan foto-kapanlar teröristler tarafından imha edilmişti.
Kuşkusuz bölgede, teröristleri yakalamak arazi yapısı, bitki örtüsü, sis, yağmur nedeniyle hayli zor. Çünkü insansız hava aracı drone sis nedeniyle kullanılamıyor. Helikopterle tarama sis yüzünden yapılamıyor. Geçmişte teröristleri yakalayıp güvenlik güçlerine teslim eden Karadenizlilerden, yine böyle adımlar atması beklendi. İmkan bulursa bunu yapacaklarını da herkes bilir.

BU KADAR UN OLMAZ

Eren Bülbül’ün evine giren kimliği belirlenemeyen kişiler, un, zeytin, makarna gibi gıdaları alıyor. Bunun, yörede bulunan teröristler tarafından gerçekleştirildiği üzerinde duruluyor. Daha önce bölgeyi bilen iki güvenlik görevlisi inceleme yapmak amacıyla geliyor.
Eren Bülbül’e o gün çelik yelek giydirildiği söylendi ama bunun gerçek olmadığını öğrendim. Bülbül’ün evinden 200 kilo un, 20 kilo zeytin çalındığı belirtiliyor. İşte burada soru işareti var. Aşırı nem nedeniyle evlerde bu kadar un da, zeytin de bulundurulmaz. Un, çuvallarla satılır. Bir çuval un genelde 50 kilo olur. Bazen 70 kilo alan çuvallarla da un alınıyor. 200 kilo un bulundurulması, küfleneceği biline biline 20 kilo zeytin alınması açıkçası yöreyi bilenlerin kafasını karıştırıyor. CHP’nin Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’e de sordum, “Bu kadar un, zeytin olmaz. Bence de burada bir gariplik var” dedi.
Teröristler, Eren’e un ve zeytini silah zoruyla mı aldırdılar? Eren, bu durumu korktuğu için mi güvenlik güçlerine geç bildirdi? Teröristler de, polisi, askeri araştırma yaparken gördükleri için mi harekete geçti? Kendilerini ihbar ettiğini düşündükleri Eren’i o yüzden mi orada hedef aldılar?

GEÇ KALDINIZ AMA...

Şimdi, teröristleri yakalamak için operasyonlar yapılıyor. Arama-taramalar sürüyor. Şu anda yaptıklarını daha önce yapsalardı belki Eren Bülbül ölmeyecek, Astsubay Ferhat Gedik de şehit edilmeyecekti. Yani geç kalındı.
Bölgede hem terörist olduğunu bileceksiniz, bunların eylem hazırlığı içinde olduğuna ilişkin görüntüler, bulundukları yörelerle ilgili ihbarlar alacaksınız ama üzerine zamanında gitmeyeceksiniz. Olay olduktan sonra teröristler etkisiz hale getirildiğinde “kanları yerde kalmadı” denilecektir denilmesine ama askerimiz, polisimiz şehit edilmeden, vatandaşımız öldürülmeden önce teröristi yakalamadıktan sonra neye yarar?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu terörle kararlı bir biçimde mücadele ediyor. Bir ayağı Güneydoğu’da, askerimizin, polisimizin yanında... Bu durum, teröristle mücadele edenler için büyük moral oluyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü”nün olaysız bir biçimde gerçekleştirilmesinde de Soylu’nun çabalarını unutmamak gerekir. Bakanın memleketinde “biz varız” diyen teröristlerin de bir an önce ele geçirilmesi Karadeniz halkına da moral olacaktır.