“Tarihçi yazar” sıfatıyla, Atatürk’e ve manevi kızı Afet İnan’a hakaret eden Süleyman Yeşilyurt, güya tutuklanmıştı, ilk duruşmada tahliye edildi, böyle adalet olur mu filan deniyor.

*

Şimdi bakın...

*

Afet İnan.
Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi.
İsviçre Lozan’da Rochemont okulunda yatılı okudu, lisan eğitimi aldı.
İstanbul’da Notre Dame de Sion’dan mezun oldu.
İsviçre’ye Cenevre Üniversitesi’ne gitti, Sosyal Bilimler Fakültesi’nin Yakın Çağ ve Modern Tarih Bölümü’nden diploma aldı, aynı üniversitede “Türk Halkının ve Türk Tarihinin Antropolojik Karakteri” teziyle doktora yaptı.
Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde doçent oldu, profesör oldu.
Türk Tarih Kurumu asbaşkanı oldu.
Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve Kara Harp Okulu’nda tarih dersi verdi.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu yönetim kuruluna seçildi, 1955’ten 1979’a kadar Paris’teki genel kurullarda Türk Tarih Kurumu’nu temsil etti.
Türkiye Cumhuriyeti Türk Devrim Tarihi kürsüsü başkanıyken, emekli oldu.
Türk tarihi, Türkiye Cumhuriyeti devrim tarihi ve kadın haklarına dair kitapları, dokuz lisana çevrildi.
Türk Tarih Kurumu’nun ve Çocuk Hakları Koruma Derneği’nin kurucularındandı, Türk Kadınının Sosyal Hayatı Tetkik Kurumu ve Milli Kütüphaneye Yardım Derneği’nin üyesiydi. Yurtdışında, Cenevre Tarih ve Arkeoloji Topluluğu’nun, Paris Uluslararası Antropoloji Enstitüsü’nün, Kopenhag Uluslararası Kadınlar Birliği’nin ve Venedik Avrupa Kültürü Cemiyeti’nin üyesiydi.

*

Peki... “Tarihçi yazar” sıfatıyla, Afet İnan’a hakaret eden Süleyman Yeşilyurt tarihçi mi?
Kendisi söylüyor, “tarihçi değilim” diyor.

*

Neci aslında bu?
Ulaştırma bakanlığında ve turizm bakanlığında büro memuruydu.

*

Üniversite mezunu mu?
İki yıllık... Gazi Eğitim’de Türkçe okudu, hepsi o.

*

Gençliğinden beri araştırmacı falan mı?
Hayır.
Kitaplarını emekli olduktan sonra yazmaya başladı.

*

Afet İnan, Fransızca, İngilizce, Almanca, Arapça, Farsça, Osmanlıca biliyordu. Bu arkadaş lisan biliyor mu? Bilmiyor.

*

Osmanlı tarihi hakkında yazıyor, Osmanlıca da mı bilmiyor?
Bilmiyor.
Kendisi röportajında anlatıyor, “eski Türkçe bilmiyorum, aile büyüklerim biliyor, tercümeleri kayınvalideme yaptırıyorum” diyor.

*

Hem vallahi hem billahi.
Herif güya tarihçi, tarihi belgeleri kaynanasına okuttuğunu söylüyor!

*

Dolayısıyla... Bu tür herifleri, mahkemeye vererek, üç gün daha fazla tutuklu kalmasını sağlayarak filan, Atatürk’ü koruyamayız.

*

Atatürk’e gerçekten saygı duyuyorsak, Atatürk’ün manevi şahsiyetine sahip çıkmak istiyorsak, cehaletle mücadele etmeliyiz.

*

“Bunlar elit, bunlar seçkinci” yaftalarından korkmamalıyız.
Afişe etmeliyiz, suratlarına vurmalıyız.

*

Cahili yüceltmek demokrasi değildir.
“Konuyu bilmiyorsan, bari haddini bil” demektir, demokrasi.