Asrın liderimiz açık açık “tulumbada su bitti, tulumbaya su koymak lazım” diyor. Sen hâlâ “nedir acaba bu varlık fonu?” diye merak ediyorsun.

*

Sarayın tulumbasıdır canım kardeşim.

*

Bak mesela... Normalde kılına bile dokunamayacağın böylesine stratejik kuruluşların, olağanüstü hal dümeniyle, kanun hükmünde kararname ayağıyla, sorgusuz sualsiz, nooluyor demeye kalmadan, bir gecede ansızın, langırt diye varlık fonuna aktarılması nedir?
Karga tulumba’dır.

*

Seka gitti, Sümerbank gitti, limanlar komple gitti, madenler gitti, sen aferin deyip oy verdin. Tekel gitti, Türk Telekom gitti, Telsim gitti, Tüpraş gitti, Erdemir gitti, Petkim gitti, Türkiye demir çelik işletmeleri gitti, sen bravo deyip oy verdin. Bankalar gitti, sigorta şirketleri gitti, araç muayene istasyonları gitti, şeker fabrikaları gitti, gübre sanayi gitti, sen pek takdir ettin, oy verdin. Özel hastaneler gitti, hipermarketler gitti, marinalar, feribotlar, oteller gitti, tuzlalar gitti, ne porselen fabrikası kaldı, ne kundura fabrikası, devlete ait 135 bin adet bina gitti, dereler gitti, ormanlar gitti, vatan toprağını satıyorlar vatan toprağını, sen aynen devam dedin, oy verdin.
Verdin gitti, verdin gitti, verdin gitti...
Emme basma tulumba değil midir bu?

*

Ve şimdi, Meclis’i devre dışı bırakarak, Sayıştay denetimini devre dışı bırakarak, Hazine’yi devre dışı bırakarak, devlet ihale kanununu, devlet personel kanununu, rekabet kanununu, özelleştirme kanununu yok sayarak, THY’nin Ziraat Bankası’nın Halkbank’ın TPAO’nun Botaş’ın PTT’nin Türksat’ın Borsa’nın Milli Piyango’nun Çaykur’un Savunma Sanayi’nin tek adam’a verilmesi... Tek adam’ın bu kuruluşlara ait milyarları kafasına göre harcaması, kimseye hesap vermeden, keyfince, vergisiz mergisiz canının istediğini satması...
Tulumba tatlısı değil de nedir?

*

Özetle...
Ekonomide yangın var diyorduk.
Piyasa yanıyor diyorduk.
İnanmıyordun.
Senden iyi “tulumbacı” bulacak halleri yoktu herhalde canım kardeşim!