CHP’nin önceki genel başkanı, Türk siyasetinin önemli ismi, bilge politikacı Deniz Baykal’ın bir an önce iyileşmesi için dua edeni, sağlığı için iyi dileklerde bulunanı, seveni çoktur. 16 Ekim 2017 tarihinde rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında, sağlık durumuyla ilgili her gün açıklama yapılıyordu. Şimdi ise Baykal, hiçbir biçimde gündeme gelmiyor, sadece “Durumu iyiye gidiyor” demekle yetiniliyor. Açıkçası Baykal’ı eşi, oğlu, kızı ve tabii ki sağlık görevlileri dışında gören de yok. Baykal da ülkenin onca sorunu varken, sağlık durumuyla gündeme gelmeyi istemiyor.

Biz, her şeyin yolunda gittiğini sanıyoruz ama aslında çok kötü olaylar olmuş. Bu durum, Baykal’ın tedavi için 5 Aralık 2017 tarihinde Almanya’ya götürüldüğünde ortaya çıkmış. Baykal, Almanya’ya götürüldüğünde, hastane mikrobu taşımadığına, hastanede bu mikrobun bulunmadığına ilişkin rapor verilmiş.

GERÇEK ORTAYA ÇIKINCA

Bu rapora göre Almanya’da hastaneye kabul edilmiş. Açıkçası, Baykal’ın durumuyla ilgili verilen raporla, orada yapılan tetkikler örtüşmedi. Aslında Almanya’daki hastane, bu durumdaki hastaları kesinlikle kabul etmiyor. Ancak, Baykal gibi saygın bir siyasetçi için Almanlar ilkelerini bozup gerekli duyarlılığı gösterdi. Gerçeği yansıtmayan rapor düzenlenmesi, hastanelerimize olan güveni azalttı.

Almanya’da rahatsızlığıyla ilgili tedaviye hemen geçilemedi. Hastane enfeksiyonunun giderilmesine ağırlık verildi. Almanya’da hastane mikrobuna karşı büyük bir duyarlılık var. Öyle çat kapı hastayı ziyaret etmek, yanında oturmak yok. Vefakar eşi Olcay Hanım, Deniz Bey’in yanına girebilmek için bir yığın işlemden geçiriliyordu. Baykal’ı ziyaret etmek, rahatsızlığı sırasında yanında olmak isteyen çok sayıda kişi vardı. Ancak onlara da “Gitmeyin, görüşemezsiniz” deniliyordu.

Baykal’ın en yakınında olan isimlerden Aydın milletvekili Metin Lütfi Baydar, Yılmaz Ateş ve Osman Kaptan da çok arzulamalarına rağmen Baykal’la hiç görüşemedi. Almanya’da 75 gün kalan Baykal, Türkiye’ye getirildi ve tedavisi şimdi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ediyor. Baykal’a hastanede büyük özen gösteriliyor. Giriş-çıkışlar denetim altında olsun diye bir katta sadece Baykal’ın bulunduğunu öğreniyoruz. Eğer programda bir değişiklik olmazsa Baykal 20 Nisan’da, Bilkent’te bulunan rehabilitasyon merkezine nakledilecek ve tedavisine orada devam edilecek.

YİNE GÖRÜŞEMEDİ

Almanya’da Baykal için uygulanan ziyaretçi alınmaması kuralı, şu anda bulunduğu hastanede de tam ve eksiksiz bir biçimde sürüyor. Olsun. Yine de sevenleri göremeyeceklerini bile bile hastaneye gidiyor. Örneğin, Kılıçdaroğlu görüşemeyeceğini bilmesine rağmen Baykal’ın Almanya’da tedavi gördüğü hastaneye gitmişti. Önceki pazar günü hastaneye gelenlerden birisi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Kılıçdaroğlu, Almanya’da olduğu gibi yine Baykal’la görüşemedi. Bunun altından kimse başka bir anlam çıkarmasın. Sadece, Baykal’ın bir an önce iyileşmesini dilesin.

İşin gerçeği: OHAL’i kaldıran AKP değil


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Van İl Kongresi’nde Olağanüstü Hal (OHAL) uygumasını iktidara gelir gelmez kaldırdıklarını söyledi. Ama dönemin en yetkili isimlerinden birisi “İşin doğrusu başka” deyip SÖZCÜ’ye şunları anlattı:

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında 2002 yılının Ağustos ayında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) sadece Diyarbakır ve Tunceli’de uygulanan OHAL’in kaldırılması gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit, OHAL’in kaldırılmasını istiyordu. Askerler iki ilde uygulanan OHAL’in devamından yanaydı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın, OHAL’i uzatmama yönündeki kararı üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, OHAL sonrasına göre hazırlık yapılması için Diyarbakır ve Tunceli’de OHAL yetkisinin ‘Son kez’ kullanılmasını önerdi. MGK, kararında da OHAL’in ‘son kez’ uzatılması böylece kabul edilmiş oldu.”

57. hükümet döneminde, TBMM’ye gönderilen tezkerede de “OHAL’in son kez uzatılması”na ilişkin tezkere TBMM’den de bu şekilde geçti. 3 Kasım’da seçimler yapıldı. AKP iktidara geldi. Hükümet 18 Kasım 2002’de kuruldu. OHAL’in süresi de 28 Kasım’da doldu. Sonuçta, OHAL’i iddia ettikleri gibi AKP hükümeti değil, 57. hükümetin aldığı kararla kaldırıldı. AKP, bunun üzerine herhangi bir girişimde bulunmadı. Süresi dolduğunda daha önce kararlaştırıldığı gibi OHAL de kaldırılmış oldu.

Bizim görevimiz, her şeyin doğrusunu yazmak. İşte OHAL’in doğrusu da böyle...

sozcu-banner-1