Düzenli cinsel ilişkiye rağmen 1 yıl içinde gebelik olmaması kısırlık olarak tanımlanıyor. Yumurtalık kapasitesi 37 yaşından azalmaya başlarken 44 yaşından sonra da kadının çocuk sahibi olması zorlaşıyor. Kısırlığı tetikleyen sorunlar hakkında bilgiler veren Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaralı, “Yumurtlamayı sağlayan hormonların yetersizliği, erken menopoz ve polikistik over sendromu en sık karşılaştığımız yumurtlamamaya bağlı kısırlık nedenleri” şeklinde konuştu.

GÜNDE 10'DAN FAZLA SİGARA İÇEN KADINLARDA...

Yaralı, özellikle ailesinde erken menopoz olanlarda, yumurtalıklarından kist aldıranlarda ve sigara içen (günde 10’dan fazla) kadınlarda yumurtalık kapasitesinin çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Yumurtlama bozukluğunun, yumurtaları idare eden hormonların yetersizliğinden, yumurtaların erken tükenmesinden ya da polikistik over sendromundan kaynaklanabildiğini belirtiyor.

Yaralı, özellikle ailesinde erken menopoz olanlarda, yumurtalıklarından kist aldıranlarda ve sigara içen (günde 10’dan fazla) kadınlarda yumurtalık kapasitesinin çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. FOTO:SHUTTERSTOCK Yaralı, özellikle ailesinde erken menopoz olanlarda, yumurtalıklarından kist aldıranlarda ve sigara içen (günde 10’dan fazla) kadınlarda yumurtalık kapasitesinin çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. FOTO:SHUTTERSTOCK

YUMURTLAMA BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ


Prof. Dr. Hakan Yaralı, kadınların üremesini etkileyen bu önemli sağlık sorunlarının oluşumunu ve tedavisiyle ilgili yapılması gerekenleri ise şöyle özetliyor:

1.HORMON YETERSİZLİĞİ: Yumurtlama bozukluğunun ilk nedeni hipogonadotropik hipogonadizm adı verilen ve beyinden salgılanıp yumurtalıkları idare eden hormonların yetersiz olmasından kaynaklanan bir durumdur.
TEDAVİSİ: Tedavisinde beyinden salgılanan hormonların enjeksiyonlar ile yerine konması gerekir. Bu kadınlarda tedavi öncesinde bir kafa filmi çekilmesi ve prolaktin ölçümleri yapılması gereklidir.

2. ERKEN MENOPOZ: Bir diğer grup yumurtlama bozukluğu hipergonadotropik hipogonadizm (erken menopoz) olarak adlandırılan ve yumurtalık içindeki yumurtaların erken tükenmesine bağlı olan durumdur. Halk arasında erken menopoz olarak da bilinir.
TEDAVİSİ: Çocuk sahibi olabilmek için maalesef bir tedavisi yoktur.

Kadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromudur (PCOS).  FOTO:SHUTTERSTOCK Kadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromudur (PCOS). FOTO:SHUTTERSTOCK


3. POLİKİSTİK OVER SENDROMU: Kadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromudur (PCOS). Bizim Hacettepe PCOS Grubu olarak yaptığımız bir saha çalışmasında da izledik ki ülkemizde de PCOS çok yaygın. Neredeyse sokaktan rastgele çevrilen 15-44 yaş aralığında 6-7 kadından 1 tanesinde PCOS izlenmektedir. Polikistik over sendromunda yumurtlamanın seyrek veya hiç olmamasına bağlı kısırlık olur.Esasında PCOS, sadece kadın hastalıkları kapsamında değil, vücuttaki tüm organ sistemleri kapsamında en sık görülen hormon bozukluğudur. Genetik yatkınlık gösteren bir yumurtalık hastalığı olarak düşünülmektedir. Sendrom tipik olarak genç kızlarda ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar.

TEDAVİSİ: Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda, yumurtlamayı uyarıcı ilaçların kullanılması gerekir. Aşırı kilolardan kurtulmak için kilo verilmesi önerilir. Kilo fazlalığı kısırlık tedavisinde direnci ve düşük oranlarını arttırabilmektedir. Ayrıca gebelik oluştuğunda da bir takım riskler de artabilmektedir. Tüp bebek tedavisi polikistik over sendromunda önemli bir seçenektir. Gebelik oranları bu olgularda çok iyidir. Metformin etken maddeli ilaçlar PCOS’li olgularda günümüzde çok yoğun olarak kullanılmaktadır. Esasında insülün duyarlaştırıcı bir anti-diyabetik olan bu ilacın PCOS’li olgularda doğurganlık açısından yeri çok sınırlıdır. Tedavi edilme açısından ihmal olan PCOS’li olgularda, uzun süren adet düzensizliği, açık adet araları veya hiç adet olmama durumunda, rahimin iç tabakasında kalınlaşma ve rahim içi kanseri riski söz konusu olabilir. Biz bu hastaların çocuk isteminden bağımsız olarak düzenli adet görmelerini isteriz.”