Bir tetikçinin portresi

1904 yılında The North American Review’de yazdığı makalesinde adına ödül verilen gazeteci Joseph Pulitzer şöyle der: “Cumhuriyetimiz ve gazeteleri ya beraber yükselir ya da beraber çöker. Hakları bilen ve bunları zekayla uygulayan, çıkarcılıktan uzak, bağımsız, kamusal hizmet bilinçli bir basın, kamusal erdemi koruyabilir. Bu erdem olmadan her hükümet sahtekar ve alaycıdır. Sinik, çıkarcı, demagojik bir basın ise zamanla kendine benzeyen insan yığını üretir.”

GERÇEKLER KORKUTUR

114 yıl önce gazetecilik için bu tanımlamayı yapan Pulitzer sanki günümüzü anlatıyor. Neden mi? Türkiye Gazetesi yazarı, 19 Aralık günlü SÖZCÜ’deki “Yazarsın ama arşivini silemezsin Fuat Uğur” başlıklı yazıma yanıt vermiş dün. Yazısına “Mayası bozuklar tetikçi tuttu saldırmak için” başlığını atmış ve şöyle demiş: “Benim 2010 yılında attığım ‘Fetullah Gülen solcu gençlerle tanışıklığını anlatıyor Samanyolu televizyonunda, çok ilginç’ diye yazan tweetimi paylaşmış zavallı. Ardından yine 2011’deki ‘Derin yapılanma Gülen’i hedef aldı, çok ilginç, önce Bahçeli, sonra bu Cübbeli’ yazan tweetimi. Aha şuracıkta da paylaşıyorum. Ne FETÖ’cüler, ne de Kemalist vesayetçiler, onların çanak yalayıcısı gazeteci kılıklı yazarlara benzerim. Alnım ak, geçmişim tertemiz.” Her gün köşesinde engizisyon mahkemesi kuran Uğur çok alınmış. Gazetecilik yapılınca saldırı yapmış: “Tetikçi gazeteci.” O zaman geçmişi biraz daha kurcalayalım...

Gülen’in ‘solcu’ aşkı

FETÖ’nün yargıyı tam anlamıyla ele geçirdiği 12 Eylül 2010’daki referanduma uzanalım. Uğur arkasında durduğu bir paylaşım yapmıştı: “Gülen S Haber’de referandum hakkında konuşuyor. Çok ilginç. Solcu gençlerle tanışıklığını anlatıyor.” (10 Eylül 2010) Bu tweet aklıma FETÖ’cü Erkam Tufan Aytav’ın kaleme aldığı ‘‘Aydınlık’tan Kaçanlar’ adlı kitabını getirdi. İşadamı Ethem Sancak, bir dönem Aydınlık Hareketi’nin içindeydi ve kitapta şunları söylemişti:  “(...) Adanmışlık çok enteresan şey. Mesela geçen gün Fetullah Gülen Hocaefendi’yi ABD’de ziyarete gittiğimde kendisine dedim ki; ‘Ben adalet ve özgürlük arayışı peşinde solcu oldum.’ Bana, ‘Beni 72’de hapse attılar, yanı başımda hücrede solcu gençler vardı, onları gözledim, bunların içinde sahabe hayatı yaşayanlar vardı’ dedi. Acayip şekilde sempati duydum güzel değerlendirmeye.’’ Uğur da Gülen’in ‘sahabe’ sözünden eski bir solcu olarak etkilendi diyelim.

Aytun Çıray’a 5 bin TL tazminata mahkum oldu

Bu anlatacağımız yakın tarih… Dönemin TBMM FETÖ ve Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Üyesi Aytun Çıray komisyon toplantısında, Fuat Uğur’un darbe girişiminden 3-4 ay önce kaleme aldığı yazılarını gündeme getirir. Uğur da Aytun Çıray’ı hedef alır. Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde 6 ve 8 Temmuz 2017 tarihlerinde, Aytun Çıray’a yönelik, FETÖ bağlantısı imalarında bulunur ve “Gladyo ekibi” içinde yer aldığını öne sürer. Uğur yazılarında, Aytun Çıray’a yönelik, “şeytan, bay yeşil cübbenin 50. tonu” gibi ifadeler kullanır. 6 Temmuz 2017’de Çıray, Uğur’a sert yanıt verir ve geçmişte, firari FETÖ’cü Emre Uslu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le ilgili attığı övgü dolu tweetleri gündeme getirir.



DOĞAL PAYLAŞIMLAR MI?

Türkiye Gazetesi hakkında, 5 bin TL’lik manevi tazminat davası açan Aytun Çıray, 5 Haziran 2018’de mahkeme tarafından haklı bulundu. Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme Fuat Uğur ve yayın sahibi İhlas Gazetecilik A.Ş.’yi  5 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti. Peki Fuat Uğur dünkü yazısında bana yanıt verirken ne dedi: “İki tane son derece doğal tweetle aklınca beni itibarsızlaştıracağını sanan…” Son derce doğal mı değil mi bu tweetler buna okuyucu karar versin! Bitmedi...

ATV’den ayrıldığında çok öfkelendi Hıncal Uluç’a ‘Ergenekon’cu dedi

Tarih 24 Ağustos 2009. ATV Haber Genel Yayın Yönetmenliği’nden ayrılan Fuat Uğur, Sabah yazarı Hıncal Uluç’a yönelik sert bir yazı kaleme alır. Bu yazıyı da bir grup gazeteci arkadaşına, Sabah Gazetesi’nden Emre Aköz, Nazlı Ilıcak, Engin Ardıç, Mahmut Övür, Şeref Oğuz, Star Gazetesi’nden Mehmet Altan, Eser Karakaş, Ahmet Kekeç, Şamil Tayyar, Aziz Üstel, Zaman Gazetesi’nden Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Bugün Gazetesi’nden Aykut Işıklar ve Gülay Göktürk, Taraf’tan Markar Eseyan, Neşe Düzel’e gönderir. Uğur şöyle der: “Atv’nin haberlerini ‘Ergenekon haberlerini çok yaptı, masum insanları karaladı’ diye yok etmek isteyenler açısından bakıldığında bu ayrılık mutluluk verici. Zaten Ergenekon medyasının Sabah’taki uzantısı Hıncal Uluç’un daha ilk günden yeni göreve başlayan arkadaşımıza ‘Hoş geldin’ yazısı yazarken...” Lütfen yanıt verir misin: Vicdanın rahat olmadığı için mi gazeteci arkadaşlarını kırıp geçiriyorsun? Bitmedi...

Kimsenin yazamadığı örgütü yazdım... Siz Neredeydiniz?

Fuat Uğur bana ‘tetikçi’ demiş. Keşke çok sevdiği Google’da arama yapsaymış ya da beni tanıyan ortak dostlarımıza sorsaymış. Ben anlatayım: 1997 yılında gazeteciliğe muhabir olarak Aydınlık’ta başladım. Sonrasında Sabah’ta çalıştım ama uzun sürmedi. Çünkü 2005’te yayımlanmış “Fethullah Hoca’nın Şifreleri” kitabım birilerini rahatsız etmişti. O kitabın yazılmasını sağlayan da bugün “FETÖ’cülükle suçlanan” ustamız Emin Çölaşan’ın 14 Kasım 2004’te Nurettin Veren’in Gülen’le ilgili sözlerini kaleme aldığı bir yazıydı. İşte ‘tetikçi’ dediğin Erkin, o dönem kimsenin yazamadığı örgütü deşifre etmişti. Sonra ne mi oldu? FETÖ kumpaslarını anlatan iki kitabım “Sarı Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım” ve “Kardan Adam: Emin Şirin’e kurulan komplo” (Kırmızı Kedi Yayınevi) yayımlandı. Ha 15 Temmuz’dan sonra da yenilediğim FETÖ’nün Şifreleri de var. Yüzlerce FETÖ, PKK, baronları anlattığım özel haberler arşivde duruyor. Yeter mi?