“Sayın Hulusi Bey, zat-ı âlinize bu mektubu açık olarak yazıyorum ki herkes okusun. Siz de mutlaka okuyacaksınız, zamanınızı aldığım için özür dilerim.
Şu bizim Afrin operasyonu konusunda özellikle yandaş medyada her gün çıkan haberleri ve gazetelerinde atılan manşetleri mutlaka biliyorsunuz.
İşte size dünkü yandaş manşetlerinden birkaç örnek:
-Bekle Afrin geliyoruz.
-Ver elini Afrin.
-Afrin yolu açıldı, ele geçirmek üzereyiz. Cinderes’i zaptettik, Afrin’e 5 kilometre kaldı.
-Büyük temizlik sürüyor. Ağır kayba uğrayan PKK’lılar kaçıyor.
-Türk askerinin bastığı yerler yeşerdi, Afrin’de ekonomi canlandı.

* * *

Sayın Hulusi Bey, bizim medya dün bu manşetleri atarken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iki gün önce Viyana’da konuştu:
‘Bu harekât mayıs ayına kadar biter zannediyorum.’
Hoppala! Biz şimdi bu manşetlere mi, yoksa hükümetin üyesine mi inanalım!

* * *

Beyefendi, sıradan bir vatandaş olarak benim cahil kafam bu olay konusunda son derece karışık. Neler olduğunu bir türlü anlayamıyorum...
Her kafadan farklı bir ses çıkıyor ve ortalığa inanılmaz bir ‘Bilgi kirliliği’ yayılıyor.
Dolayısıyla, şimdi sizden çok önemli bir istirhamım olacak:
Düzenleyin bir brifing... Açınız bir Suriye haritasını önünüze, alın elinize konuşma sopasını ve bu harita üzerinden bize gerçekleri açıklayınız... Ve belli konularda Türk Milleti’ni bilgilendiriniz:
-Bu Afrin denilen yer bizim sınırımıza kaç kilometre? Doğrusunu elbette siz bilirsiniz. Elimizde en modern tanklar, toplar, insansız hava araçları vesaire var.
Üstelik operasyon alanına polis dahil en seçmece komandolarımızı ve Özel Harekât birliklerimizi gönderdik. O halde biz bu 40 kilometreye, (diyelim ki ben yanlış biliyorum ve 70 kilometredir) niçin henüz ulaşamadık?
Bizler bunu bilmiyor ve anlamıyoruz, lütfen harita başında anlatınız.

* * *

Milli Savunma Bakanı, birlikte operasyon yaptığımız ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) mensuplarını da ‘Şehit’ olarak açıkladı. Oysa oradaki şehitler paralı askerlerden oluşan ÖSO falan değil, sadece aslan Mehmetçiktir.
Bu konuda Sayan Bakan’ı uyardınız mı?
Şimdi öteki sorularımı sorayım:
-Bu ÖSO kimdir, neyin nesidir ve kaç kişidir? Bunların paralı asker olduğunu bütün dünya biliyor. Acaba maaşları Suudi Arabistan tarafından mı ödenmektedir? Silahlarını, yiyeceklerini ve maaşlarını kim karşılamaktadır? Türkiye Cumhuriyeti bunlara ödeme yapıyor mu?
Nasıl oluyor da bu paralı askerler bir hükümet üyesi olan Milli Savunma Bakanı tarafından ‘ÖSO’nun şehitleri’ diye tanımlanıyor?
Bu konularda zat-ı âliniz ne düşünürsünüz? Bu herifleri ordumuzun yanına kim taktı? Benim ordum bunlara muhtaç mıydı?

* * *

Sayın Hulusi Bey, kafama takılan bir başka soru da şu:
Medyada her gün öldürülen teröristlerin sayısını Genelkurmay açıklıyor. Bu rakamlara göre her gün ortalama 50 terörist etkisiz hale getiriliyor. Bu sayı şu anda 3 bini geçmiş durumda. Her gün yeni rakamlar veriliyor.
Çok iyi, çok güzel... Ancak şunu çok merak ediyorum, bu rakamlara nasıl ulaşıyorsunuz?
Bu soruyu sorma nedenim şu: Bazıları, her gün açıklanan bu rakamlara artık inanmadıklarını, bunun psikolojik propaganda olduğunu iddia ediyor. Bu konuda ne diyorsunuz?
Eğer rakamlar doğru ise öldürülen teröristlerin cesetleri, hiç değilse birkaçı, niçin medyaya servis edilmiyor?

* * *

Sayın Hulusi Bey, şimdi ortalığı ‘Irak’a da gireceğiz’ söylemleri kapladı. Girecek olabiliriz, eyvallah... Ancak devlet sırrı olması gereken bu gibi konuların siyasetçiler tarafından öyle uluorta, daha önceden açıklanmasını doğru buluyor musunuz?
Onları ‘Siz biraz susun da biz askerler olarak görevimizi yerine getirelim’ diye uyarıyor musunuz?

* * *

Muhterem beyefendi, kafamı kurcalayan önemli bir husus daha var.
Bu Afrin operasyonunun iktidar tarafından ‘İç siyasete alet edildiğini’ düşünme fırsatınız hiç oluyor mu?

* * *

Mektubumun başındaki istirhamımı bir kez daha vurgulayayım:
Lütfen haritanın başına geçiniz, elinize sopayı alınız...
Ve bilinmeyen gerçekleri, kafalarda ciddi kuşku yaratan hususları gerek dünya ve gerekse Türk kamuoyuna en yetkili ağız olarak anlatınız ve bu sakızı siyasetçilerin ağzından alınız.
Bence böyle bir brifinge gazeteciler de çağrılmalı, soru cevap şeklinde olmalı.
Operasyon başlayalı neredeyse iki ay olacak...
Toplumda sabırsızlık belirtileri başladı.
Deniliyor ki ‘İktidar bu Afrin olayı konusunda oy avcılığına çıktı, iç siyasete alet ediyor. O nedenle bu süreç daha da uzatılacak!’
O halde artık belli konularda suskunluğunuzu bozmak durumundasınız. Yani bozarsanız iyi olur gibime geliyor!
Sizi haddim olmayarak rahatsız ettiğim için özür diliyor ve saygılar sunuyorum.”