Fenerbahçe’nin efsane başkanı Ali Şen “Önce 17 yaşındaki torunum Alp’i, sonra 55 yıllık eşim Bente’yi kaybettim. Yüreğimdeki acıyı anlatamam” diyor.
Haklıdır.  Bu kayıplar bizi de ailece sarstı.
Bente Hanım, eşim Emel’in arkadaşıydı. Yaz aylarında Bodrum’da görüşürdük. Bente Şen de, Emel de, her Perşembe günü Yalıkavak pazarına giderek alışveriş yapmayı çok severlerdi.
Dilediği en ünlü butikten dilediği her türlü giysiyi istediği kadar alacak güçte olan Bente Hanım o kadar mütevazı idi ki, Yalıkavak pazarında gezip alışveriş yapar, kendine ve yanında çalışanlara elbiseler, eşarplar alırdı.
Bente Şen ile son görüşmemiz geçen yaz Ali Şen’in Bodrum Yalıkavak’taki görkemli malikanesinde oldu. Yemyeşil bahçede oturup ailece çay içtik. Ali Şen, eşi Bente Hanım, Kemal Ulusu, eşi İlkin Hanım, ben ve eşim Emel.
Uzun süredir kanserle mücadele ediyordu fakat morali yerindeydi. “Başa gelen çekilir ama ben bu hastalığı yeneceğim” diyordu.
Hastalık teşhisi konulduğu vakit doktorların en fazla 2 yıl ömür biçtiği Bente Şen o kadar azimliydi ki, o tarihten sonra 5 yıl daha yaşadı.

* * *

Ali Şen ile uzun yıllar öncesine dayanan bir dostluğumuz var. Ben onu bir arkadaştan ziyade kardeşim gibi görürüm. Bu nedenle Bente Hanım’ın ölümü ile ailemin bir ferdini kaybetmiş gibi oldum. Üzüntüm büyüktür.
Ali Şen 1963 yılında kaynakçı ustası olarak Danimarka’da çalışıyordu. 24 yaşında yakışıklı bir gençti.
Bente Hanım ise, Başkent Kopenhag’a bağlı Rödovre bölgesinde, varlıklı olan anne ve babasıyla yaşıyordu. 18 yaşında, uzun boylu, sarışın ve güzel bir kızdı.
Ali Şen’le tanışınca aynı anda birbirlerine âşık olup kısa sürede evlendiler.
Bente, aşkı uğruna ülkesini terk edip Türkiye’ye geldi.
Ali Şen zaman içinde işçilikten patronluğa yükseldi, Türkiye’nin önde gelen zengin işadamları arasına girdi.
Büyük aşk ve Ali Şen’in kazandığı başarılar Danimarka televizyonunda “Sınırsız Aşk” adlı bir belgesele konu oldu. Belgeselin TV’de gösterildiği gece bir milyon Danimarkalı’nın Ali Şen-Bente aşkını heyecanla izlediği tespit edildi.

* * *

Bente Hanım’ın aşkı o kadar güçlüydü ki öz vatanını terk edip Türkiye’de yaşamayı tercih etti. Ali Şen’e dünya güzeli 3 çocuk verdi: Adnan, Metin ve Suzan.
Üçü de küçük yaştan beri benim çocuklarım Pınar ve Murat’ın arkadaşlarıdır.
Silivri Sporkent’te yazlık evlerimiz vardı. Orada, aynı kumsalda koşarak, aynı denizde yüzerek, aynı gazinoda eğlenerek büyüdüler.
Eşim Emel ve çocuklarım Pınar ile Murat, Bente Hanım’ı çok severlerdi. Çünkü o da onlara aynı sevgi ve şefkati gösterirdi.
Eski yıllarda bir gün Danimarka’dan gelen bir yakını:
“Vatanını bırakıp neden Türkiye’ye geldin?” diye sorduğunda Bente Şen şu cevabı vermiş:
“Bir Türk’e gönül verdim. Bu yeterli bir neden değil mi?”
Bu cümle sözün bittiği yerdir.
Gerçek aşk tüm engelleri yıkacak güçtedir.
Bente kardeşime Allah’tan rahmet, Ali Şen kardeşimle evlâtlarına da sabır, metanet ve kuvvet diliyorum.

Öldürülen gazeteciler


Tanıdığım bazı gençler soruyor:
“Bütün arzumuz gazeteci olmak, siz ne dersiniz?”
“Hiç tavsiye etmem, diyorum.”
“Neden?” diyorlar.
“Görmüyor musunuz?” diyorum “Askerlik ve polislikten sonra en tehlikeli meslek gazetecilik. Türkiye’de bugüne kadar 66 gazeteci öldürüldü. Hapisteki gazetecilerin sayısı ise 150... Daha fazlaydı da, bazıları tahliye edildi!”
“Fakat biz gazeteciliği seviyoruz...”
“Haklısınız. Sevginin önüne geçilmez. Kelle koltukta yaşamayı göze alıyorsanız gazeteci olursunuz!”
Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nin “Öldürülen Gazeteciler” bölümü bir ibret galerisidir.

* * *

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, şehit 66 gazeteciyi önceki gün, ilk basın şehidi Hasan Fehmi Efendi’nin Divanyolu’nda 2’nci Mahmut Türbesi’ndeki mezarı başında andı.
Saygı duruşundan sonra konuşan Cemiyet Başkanı Turgay Olcayto “Onları sırf araştıran, soruşturan gazetecilik yaptıkları, eleştirisel gazetecilikte ısrarlı oldukları için öldürdüler. 66 basın şehidimizi saygıyla anıyoruz. Aslında öldürülen gazetecilerin sayısı çok daha fazla ama biz  basın müzemize ancak belgeleri olanları aldık” dedi.

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer ülkede alçak ve hain görmek istemiyorsan gözlerini kapatman lâzım!

basliksiz-4

sozcu-banner-1