Mazeret gösterip atamasının yapılmasını isteyen Doğu ilimizde görevli hakim, isteği dikkate alınmayınca, “Tabii benim annem Danıştay Başkanı değil” derken, üst makamlara olan kırgınlığını ve güvensizliğini ifade ediyordu. Kuşkusuz, her mesleğin atamalarıyla ilgili belli kuralları vardır. O kurallar birileri için delinmemesi, hatta üst görevlerde bulunanların kendi yakınları için böyle istekte bulunmaması da esas olmalı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın yargı mensubu olan kardeşlerinden İbrahim Bozdağ, ağabeyi bakanken bile Zile’de, Sütçüler’de, Zara ilçelerinde görev yaptı. AKP’de yıllardır hep üst görevlerde bulunan, dahası Adalet Bakanlığı da yapan Bekir Bozdağ, kardeşini en iyi görevlere getiremez miydi? İbrahim Bozdağ, gelebilecek kıdeme ulaştıktan sonra ancak Ankara-Sincan Batı Adliyesi’ne hakim olarak atanabildi. Bekir Bozdağ’ı sevelim, sevmeyelim ama kardeşine torpil yapmadığını da bilelim.

HER TARAFA SIÇRAMIŞ

Yargıtay Tetkik Hakimliği gibi heyete dosya hazırlayan birime gelebilmek için önce 7, sonra 5 yıl hizmet koşulu aranırken, 15 Temmuz darbesinden sonra bunu da kaldırdılar. Adam kayırmanın, torpille yükselmenin bu kadar gündemde olduğu bir dönemde, yargı mensupları için de “torpil listeleri” açıklanıyorsa vay halimize. Yazılı sınavda 80-90 puan alanlar mülakatta elenirken, parti bağları nedeniyle yargı mensubu olduğu iddiası hep söylenecek, yargıya olan güveni de sarsacaktır.

Bakıyorsunuz daha dün göreve başlayan hakim, savcı hemen Ankara’ya atanmış. Oysa büyük kentlere en az 10 yıllık kıdemi olan gelebilirken, daha önce bir gün bile görev yapmamış olanlar İstanbul, Ankara, İzmir’e atanabiliyorsa burada da bir terslik var demektir. Hemen belirtelim yapılanlar hukuka uygun oluyor ama hakkaniyete, vicdana uymuyor.

“KIDEM NE?” DEYİP GEÇMEYİN

Son göreve atananlarla birlikte hakim/savcı sayımız 17 bin 357’ye ulaştı. Özensiz atamalar geçmişte de yapıldığı için olsa gerek 4 bin 500 civarında hakim ve savcı meslekten atıldı. Yerlerine 5 bin 889 hakim/savcı atandı. Halen görev yapmakta olan hakim/savcılarımızın yüzde 34’ünün meslekteki kıdemi iki yılın altında kaldı. Eğitimleri devam eden; alınan ve alınması planlanan hakim ve savcı adaylarının da göreve başlamaları halinde yakın gelecekte, yargı mensuplarının yarısının kıdemi beş yıldan az hale gelecektir.

Yargı mensuplarına ve yargı organlarına yönelik düzenlemelerde çok özenli hareket edilmesi, yargıçlık mesleğinin özelliğinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Yargıçlık mesleğinde; ehliyet/liyakat nitelikleri ve kıdem unsuru özel önem taşır.

Sözü edilen ilkelerin aranılması/korunması sadece yargı mensupları açısından değil, yasama, yürütme ve idare organlarının işleyişleri açısından da önemli. Yargı mensuplarında ehliyet/liyakat konusu yargı organlarını da aşan bir öneme sahip. Bu yüzden öncelikle personel alımlarında/kaynakta hata yapılmamalı. Bu amaçla kısa aralıklarla (acil ihtiyaçların üzerinde) toplu personel alımlarından özellikle kaçınılmalı.

70 PUAN ALAMAYANLAR

Personel alımı için belirli aralıklarla (her yıl/iki yılda bir) yapılacak sınavlarla hukuk fakültelerinin en iyi mezunlarının mesleğe kazandırılması için adayın 100’ü hukuk bilgisi, 40’ı genel kültür sorularından olmak üzere en az 70 puan alması halinde mülakata çağrılıyordu. Şimdi bu koşul kaldırıldı. Niçin, kazanamayan partili hukukçular alınsın diye mi? Toplu hakim ve savcı alımlarının sıkıntısını Mülkiye Müfettişi Mahmut Esen’den dinliyorum:

“Yapılan toplu alımlar; meslek mensupları arasında olması gereken kıdem farkını ortadan kaldırır. Bu durum, personelin staj döneminde iyi yetişmelerine engel olur, personelin kıdemlilerin deneyimlerinden yararlanma olanaklarını azaltır, aynı kıdemde olanlar arasından (il/ilçe seçim kurulu başkanlıkları, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı/C.Başsavcılığı veya büyükşehirlere atanmaları vb.) görevlendirmelerde güçlüklerle karşılaşılır, meslek mensupları arasındaki çalışma barışını olumsuz etkiler. Toplu alımlar personel istihdam politikasına aykırılık oluşturur. Personelin askere alınması/doğum iznine ayrılması, sağlık, emeklilik vb. durumlarda hizmet aksamalarına yol açacağı unutulmasın.”

Herkesin titizlenmesi gereken yargı ile ilgili olumsuzluklar, siyasi görüşe göre alımlar ve atamalar yapılıyorsa, varın diğer kurum ve kuruluşların halini siz düşünün...