-Döviz krizinin perde arkasında kim var:
Dünya finans sisteminin sahibi Tapınak Şövalyeleri!
-Rahip Brunson krizinin perde arkasında kim var:
Hıristiyan hacıları korumak için kurulan Tapınak Şövalyeleri!
İşte budur... Bu kadar basit... Akıl yormaya ne gerek var? Ver mehteri!
Hayır mesele, komployla açıklanacak kadar basit değil.
Kuşkusuz... Erdoğan’ın bu ekonomik-siyasi krizdeki vebali büyük.
Ama günahları yapısal sorunlarımızı görmemize engel olmamalı.
Şunu demek istiyorum:
-Biz, 18’inci yüzyılda buharlı makinenin icadıyla başlayan birinci endüstri devrimini atladık.
-Biz, 19’uncu yüzyıl sonunda elektrik kullanımı ve seri üretimiyle başlayan ikinci endüstri devrimini atladık.
-Biz, 20’nci yüzyılın ikinci yarısından sonra başlayan bilgisayarlaşmayla üçüncü endüstri devrimi atladık.
-Biz, 1990’larda internetin devreye girmesiyle başlayan dördüncü endüstri devrimini atladık.
İki cepheden iki örnek vereyim:
Çok partili hayatla CHP popülist icraatlara başladığında, Amerika’da B. Hewlett ile D. Packart, Stanford Üniversitesi yakınlarındaki bir garajda Silikon Vadisi’nin temelini attı.Yıl, 1947 idi.
Ve yıl, 1956. DP, ABD ile teslimiyet antlaşmaları yaparken, Dartmouth Üniversitesi’nden M. Minsky, J. McCarthy, C. Shannon, N. Rochester “düşünen makine” üzerinde çalışıyordu. Yani yapay zeka!
Bugün bu çalışmalar patlama noktasına geldi. Dünya her yıl artan ivmeyle teknolojik gelişmenin kullanıma açtığı yeni bir “sihir” ile tanışıyor.
Biz ise, İmam Hatip kontenjanıyla uğraşıyoruz. Sonra dönüp, “döviz neden arttı” diyoruz?

Tutucu siyasetçi


Erdoğan “van münit” deyip Davos toplantılarını protesto ederken, onlar “Dördüncü Endüstri Devrimi”ni tartışıyordu!
Atıp-tutarak- lafla peynir gemisi yürümüyor!
Soğuk Savaş döneminde yetişmiş, değişimi kabul etmeyen, alışkanlıklarından vazgeçmeyen politikacılar gelişmeleri kavrayamıyor. Bilmediğinden korkuyor; ya yasaklıyor ya da hapse atıyor. Bu sebeple... Fikirlerin çiftleşmesiyle ortaya çıkan “inovasyon”u bugün dünya tartışırken o, ODTÜ’lü, Boğaziçili öğrencileri cezaevine gönderiyor!.
Oysa... Dünya dönüyor, değişiyor:
Bugün ilkokula giden çocuklar, işe başladıklarında, bugünün mesleklerinin yüzde 65’i olmayacak!
İş alanları, meslekler sürekli değişiyor...
Buna ayak uyduramıyoruz. Örneğin...
Brian Chesky ve Joe Gebbia adlı iki Amerikalı 2007 yılında ofis katlarını otel odası olarak internet üzerinden kiraya vermek için “Airbnb” şirketini kurdu. Bugün -34 bin şehirde otel hizmeti veren- Airbnb’nin değeri 35 milyar dolar.
Türkiye, Airbnb’yi yasakladı!
Türkiye, Booking.com’u da yasakladı!
Keza:
Jawed Karim, 2004 yılında Hint Okyanusu’ndaki tsunami felaketiyle ilgili görsel malzeme bulamayınca “youtube” sitesini kurdu. Bugün siteye dakikada 300 saat görüntü konuyor. Kazanılan reklam gelirini düşününüz; Facebook ile -Youtube’u satın alan alan- Google geçen yıl sosyal ve mobil reklamların yüzde 80’inini aldı.
Türkiye, youtube’u yasakladı.
Wikipedia’yı da yasakladı.
Tek yaptığımız yasaklamak ya da dayak:
Garrett Camp -ABD’deki taksilerin kirliliğinden, şoförlerin kaprislerinden bıkıp- 2009’da “Uber” i kurdu. Bugün 83 ülkede hizmet veriyor; cirosu 22 milyar dolar.
Bizim taksiciler Uber çalışanlarını döverken; Fransa “BlablaCar” ve İngiltere “Addison Lee” şirketini kurarak Uber’e rakip oldu!
Evet arkadaş!
“Dövizin artışı üst akıl oyunu” diyeceğine, geleceğe korkuyla bakan tutucu siyasetçilerin iktisadi gelişmeye nasıl engel olduğuna kafa yorsana!

Sandık marifeti


Mesele sadece Erdoğan ve AKP değil.
Siyaseti kökten değiştirmek gerekiyor.
Jeff Bezos, Wall Street’teki işinden bıkıp internet üzerinden satış sitesi kurdu: Amazon!
Bugün Amazon’un değeri 900 milyar doları aştı! (Amazon’a rakip olması için Hindistan; Flipkart ve Snapdeal, Çin; AliBaba şirketini faaliyete geçirdi.)
Amazon’un doğduğu dönemde İstanbul’da Türkiye Bilişim Vakfı kuruldu. Amacı, “Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş sürecini hızlandırmak” idi. Yıl, 1995.
Başbakan Mesut Yılmaz’a sunum yaptılar. Dediler ki:
-Küresel rekabette geri kalmamak için yeterli alt yapıyı oluşturmak gerekiyor...
-Beyin sermayesini teşvik ediniz...Vs.
Ne kadarı hayata geçti? Hiç...
Aradan 10 yıl geçti...
Aynı vakıf, Fransa’da Sophia Antipolis, Hindistan’da Bangalore, İsrail Hayfa’da Matam Park gibi “vadi” kurulması için 2007’de hükümete proje sundu. Sonuç? Oy getirmeyecek yatırımla uğraşırlar mı?
“Oy avcısı” Erdoğan 2011 seçimi öncesi FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesini duyurdu. 17 milyon öğrenciye ve 900 bin öğretmene akıllı tablet verilerek dünyanın en büyük projesi hayata geçirecekti!
“Yapmayın-etmeyin” dendi; Erdoğan dinlemedi. Proje hayalin ötesine geçemedi, çöktü! Bu arada 1.3 milyar TL para harcandı...
Evet kimileri...
Dövizin artışını-ekonomik krizin sebeplerini hiç anlamayacak; safsatayla zaman geçirecek.
Ve canım ülkem, benzer siyasi-ekonomik sıkıntıları yaşamayı hep sürdürecek.

plusbanner2x