Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sultan Abdulhamid Han E.A.H Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. İlker Sücüllü, kıl dönmesinin tedavi edilmediğinde rahatsız edici boyutlara ulaşabildiğini vurguladı. Kıl dönmesinin önlenmesine yönelik öneriler sunan Sücüllü önemli bilgiler verdi. İşte kıl dönmesi ile ilgili merak edilenler...

EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜYOR?

Kıl dönmesi kadınlara oranla erkeklerde 3 kat daha sık olarak görülür. Hastalığın en sık görüldüğü yaş dilimi ise 15-35 yaş aralığıdır. Hastalık genellikle uzun süre oturarak iş yapan, kilolu, hareketsiz yaşam süren kişilerde daha sık görülmektedir.

BELİRTİLERİ NELER?

Kıl dönmesinin kesin nedeni belli olmamakla birlikte, sıklıkla kabul gören teoriye göre vücuttan dökülen kıl ve tüylerin kuyruk sokumunda kümelenmesi, uzun süre oturarak çalışma ve terleme gibi ek faktörlerle bu kılların cilt altına yuvalanarak kistik bir yapı oluşturması durumu söz konusudur. Başlangıçta bu haliyle pek de farkedilmeyen hastalık, içerisinde bir çok kıl içeren bu kistik yapının enfekte olması ile kuyruk sokumunda kötü kokulu bir akıntı şeklinde kendini göstermektedir.

TEDAVİSİ VAR MI?

Kıl dönmesi tedavisi olan bir hastalıktır. Hastalarımız genellikle bu rahatsızlıktan kurtulmak için büyük bir ameliyat gerekli olup olmadığı endişesini taşımaktadırlar. Güncel cerrahi yaklaşımlarımızda hastalık ne kadar ilerlemiş olursa olsun eğer şartlar uygunsa ameliyathane şartları gerektirmeyen, lokal anestezi altında yapılabilen uygulamalarla tedavi edilebilmektedirler. Bu uygulamalar sonrasında iş gücü kaybı en az olarak gerçekleşmekte ve hastalarımız hemen ertesi gün günlük aktivitelerine dönebilmektedirler.

Kıl dönmesinde uygulanacak tedavi yöntemi ne olursa olsun her zaman tekrarlama olasılığı vardır. Tekrarlama riskini en aza indirmek için hastaya en uygun cerrahi girişim yönteminin belirlenmesi ve titizlikle uygulanması, ameliyat sonrası dönemde de hekimin önerilerini hastaların dikkatle uygulaması gerekmektedir.

TEDAVİ EDİLMEZSE...

Hastalık tedavisiz bırakıldığı zaman kişinin konforunu son derece bozan, kuyruk sokumunda kronik kötü kokulu bir akıntıya neden olmaktadır. Ayrıca bu kistin doğal açıklığının kapanması ile akıntı kesilerek kuyruk sokumunda apse oluşumuna da neden olabilir. Apse mutlaka drenaj ile acil cerrahi tedavi gerektiren bir durumdur.

ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN

Kişisel hijyene dikkat etmek hastalığın önlenmesi veya yapılacak tedaviden sonra nüksün engellenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Zeytinyağlı, doğal sabunlar ile tahriş etmeksizin kuyruk sokumunun dökülen kıllardan ve kirden arındırılması, uzun süre oturularak yapılan aktivitelerden uzaklaşılması, kilo verilmesi ve egzersiz yapılmasını bu önlemler için örnek verilebilir. Ayrıca özellikle cerrahi işlem öncesi ve sonrasında epilasyon yöntemleri ile bölgenin kıldan arındırılması büyük önem taşımaktadır.