RUSYA’DAN S-400 ALINIRSA ‘ABD DÜŞMANLARINA YAPTIRIMLARLA MÜCADELE YASASI’ UYGULANACAK


PKK’DAN VAZGEÇMEYEN AMERİKA, 17 YIL ÖNCESİ GİBİ ‘YENİ DÜNYA’ ARAYAN TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRIYOR


Tarih 7 Mart 2002... İstanbul’da Harp Akademileri Komutanlığı’nca düzenlenen “Türkiye’nin Etrafında Barış Kuşağı Nasıl Oluşturulur?” konulu sempozyum... Prof. Erol Manisalı konuşur: “Hoşlanalım, hoşlanmayalım. AB kesinlikle Hıristiyan kulübüdür. AB bizim yararımızadır ancak, pazarı ele geçirecekse, ulusal sanayiyi bitirecekse, bürokrasiyi Brüksel’den yönetecekse, Kıbrıs, Avrupa ordusu, PKK ve Ermeni konularında Türkiye’ye taban tabana zıt koşullar öne sürüp, ‘Aksi halde olmaz’ derse, ‘Beni bölmek istiyor, içine almamak için bütün koşulları öne sürüyor’ derim.”

İLK ÖNCE EROL MANİSALI KONUŞUR

Erol Manisalı’nın konuşmasının ardından Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç ayağa kalkar ve ‘yeni dünya’ iddiasını şu cümlelerle anlatır: “Manisalı Hoca’nın sözüne katılıyorum. Türkiye’nin yeni arayışlar içinde olması bir ihtiyaç. Bunun da en doğru yöntemi zannediyorum... Rusya ile birlikte, ABD’yi gözardı etmeksizin mümkünse İran’ı da içerecek şekilde arayış içinde olunması. AB, Türkiye’yi ilgilendiren sorunlara menfi bakıyor.”

Tuncer Kılınç Ergenekon kumpasında hedef olmuştu.


KILINÇ’IN KONUŞMASI...

Ve kıyamet kopar... Anadolu Ajansı’nın haberi 14.08’de duyurmasından sonra, 17.44’te İran resmi haber ajansı, Kılınç’ın sözlerinin tam metnini yayınlar. Rus televizyonları da MGK Genel Sekreteri Orgeneral Kılınç’ın konuşmasını ‘son dakika’ haberi olarak duyurur.

Reuters haber ajansı ise Kılınç’ın konuşmasının geniş bir çevirisini dünyaya aktarır. Reuters’in haberinde “AB adaylığı konusunda Türkiye’deki saflar kesin çizgilerle belirlenmiş” denilir.

Tam 17 yıl sonra... Kısır ‘seçim’ tartışmalarının yarattığı atmosferden uzaklaşıp, gerçek gündem maddelerine dönmemiz, tartışmamız gerekmiyor mu?

Devam edelim...

Açık açık söylediler: S-400 alırsanız, bizimle değilsiniz


Tarih 6 Mart 2019... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Robert Palladino, 6 Mart 2019’da bakanlıkta düzenlenen basın brifinginde şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’yi, Rusya’dan S-400 satın alması durumunda açıkça uyardık. Ayrıca, Amerika Düşmanlarına Yaptırımlarla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında S-400 alımına dahil olan devlet veya özel tüm kurum ve kişilerin potansiyel yaptırımlara maruz kalabileceğini de ifade ettik.”

GEÇEN YIL YÜRÜRLÜĞE GİREN YASA

Medyanın pek üzerinde durmadığı

‘CAATSA yasası’ açıklaması aslında ABD ile ilişkilerinin ‘normal’ olmadığını ve Türkiye’nin açık tehditle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu! Peki bu CAATSA ne? ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Ağustos 2017’deki onayladığı ve Ocak 2018’de yürürlüğe giren yasa Rusya, İran ve Kuzey Kore ile ticaret yapanları hedef alıyor. Yasanın 231’inci maddesi Rusya ile savuma ve istihbarat alanlarında işbirliği yapanların yaptırım kapsamına alınabileceğini belirtiyor. Geçen yıl S-400 almak için Rusya ile 5.4 milyar dolarlık anlaşma yapan Hindistan da ABD’nin CAATSA kapsamındaki yaptırım tehdidinden nasibini aldı.

Robert Palladino


PENTAGON ZİYARETİ BAŞARILI MI?

CAATSA kapsamında yaptırım uygulanan ilk ülke Çin oldu. Rusya’dan 10 adet Su-35 savaş uçağı ve S-400 hava savunma sistemi satın alan Çin Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘Ekipman Geliştirme Birimi’, ABD’nin yaptırım listesine alındı. Ve... ‘Soğuk Savaş’ın bitmediğini artık çok net olarak görüyoruz. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 23 Şubat’taki ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ziyaretinin de bu aşamada ‘başarılı’ geçmediğini söylemek yanlış olmaz.… Çünkü... Devam edelim...


ABD hegomanyasının sonu mu geliyor?


Pentagon bu yıl, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ismini kullanan terör örgütü YPG/PKK’ya 300 milyon dolar, IŞİD’le mücadele eden Suriye’ye sınır ülkelerin sınır güvenliğinin sağlanması için de 250 milyon olmak üzere toplam 550 milyon dolar ayırdı.

ABD İSTİHBARATI NET

ABD’li komutanlar Suriye’de YPG/PKK’lı teröristlerle beraber.


Yani... Türkiye’nin ‘kırmızı çizgisi’ YPG/PKK konusunda Amerika tavrını net olarak koydu! Bu tespitleri yaparken önümde duran bir kitaba göz atma ihtiyacı hissettim: “Amerikan Hegomanyasının Sonu”... Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve dış politikada uzman isimlerden olan Mehmet Ali Güller’in kitabındaki en can alıcı bilgi şu: “... ABD istihbaratının yönetim kadrosunun senatörlere bilgi verdiği ve sorularını yanıtladığı Ocak 2019’daki Senato İstihbarat Komisyonu oturumunda çok önemli saptamalar vardı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats şöyle dedi: ... ABD’ye yönelik dört büyük tehdit Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran’dır. Çin ve Rusya, hiç olmadığı kadar ABD’ye karşı birleşmiş durumda...

ABD hegomanyasının sonunun ne hızda geleceği de yerini neyin dolduracağı da öncelikle Çin-Rusya işbirliğine bağlıdır.”

Sonuç: İşte, Türkiye böyle bir denklemde aynı 2002’deki günleri yaşıyor. Ya ABD’yle hareket edecek ya da bölge ülkeleriyle! Dış politika şakaya gelmez!