Sıcak savaş:
Cepheler kurulur.
Bombalar yağar.
Soğuk savaş:
Bilek güreşine girilir.
İçten çökertme yapılır.
İster sıcak ister soğuk olsun savaş, bir tarafın diğer tarafı “bir yaptırıma” zorlamasıdır. Bu açıdan bakınca; benim gözlemime göre, ABD ile AB, Türkiye’yi “bir yaptırıma zorlama” savaşı açmış görünüyorlar. ABD ile AB, ikisi birden NATO demektir. Biz de 1952’den beri NATO üyesiyiz ve bu üyeliğin karşılığı olarak büyük özveriler yapmış ülkeyiz. Fakat bağımsızlığımın ışıklı kapısı Lozan’ın 96. yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde NATO’nun Türkiye’ye savaş açmış görüntüsünü izlemekteyiz.
★★★
Hayatın cilvesi!
Türkiye NATO’ya Rusya’nın baskısı sonucu girmişti. Rusya, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ve Kars ile Ardahan’ı istemişti. Biz dayanışmayı NATO’da bulmuştuk. Şimdi yine Rusya’nın bize S-400 satması sonucu NATO’dan çıkmayı düşünüyoruz. Samimiyetlerinden, düşmanı ve tehlikeyi sezme yeteneklerinden ve vatanseverliklerinden zerre kuşkulanmayacağımız Atatürkçü emekli generaller ile İslamcı çizginin sözü dinlenen temsilcileri, ikisi birden, “NATO’dan çıkmamız” gerektiğini söylüyorlar. İslamcı çizginin yayın organı Milli Gazete, dün; “Türkiye NATO bağımlılığından kurtulmalı... NATO’SUZ TÜRKİYE...” diye manşet attı.
★★★
Bu aşamada “NATO’dan çıkmak Türkiye’ye ne fayda sağlayacak?” diye soru soranlar da var ama herkes NATO (yani ABD artı AB) ile Türkiye arasına bir soğukluk girdiğini kabul ediyor.
Hem Atatürkçüler.
Hem İslamcılar.
NATO’ya güvenmiyor.
ABD artı AB, “Türkiye’nin bileğini bükmeye” zorluyorlar ve tıpkı Kuzey Irak’ta olduğu gibi Kuzey Suriye’de de bir özerk Kürt yapılanmasını kabul etmeye ve Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gaz yataklarından da uzak durmaya çivilemek istiyorlar. ABD artı AB, bu iki konuda karar vermiş gibi duruyorlar. Acaba bu iki konuda Rusya ne düşünüyor? Benim okuduğum haberlere göre bu iki konuda Rusya da NATO gibi düşünüyor.
★★★
Rusya zorladı.
NATO’ya girdik
Rusya S-400 sattı.
NATO’dan çıkıyoruz.
NATO üyesiyiz.
NATO’ya güvenemiyoruz.
Bıçağın sırtı!
KALEMİN GÖR DEDİĞİ
Kaçıncı ithal kurban! Ve hastalıklı hayvan!
Arşivi taradım, tek tek saydım. Son 13 yılın tamamı kurban bayramlarında “ithal hayvan” getirilmesine izin verilerek kurbanlık ihtiyacı karşılanmış. İthal kurban keserek cennete gideceğiz! Ve bu 13 yılın tamamında her kurban bayramı öncesinde gazeteler bir ya da iki “hastalıklı hayvan ithal edildi” haberleri yapmışlar. Bu yıl yine kurban bayramı öncesi İspanya’dan Türkiye’ye bir parti ithal kurbanlık getirildiği ortaya çıktı. Tarım Bakanı Pakdemirli, hayvanlara el konulduğunu ve karantinaya alındıklarını söyledi. Bakan Pakdemirli ayrıca “Hayvanların İspanya’dan çıkıp Lübnan’a gitmesinin planlandığını ancak evrakta bir sahtekarlık yapılarak Türkiye’ye getirildiğini” söyledi. Lübnan’a gidecek kurbanlık Türkiye sınırından nasıl girdi, ithalatçı şirket evrakta sahtekarlık yaparken hangi kademe devlet görevlilerinden destek ve yardım gördü, neyin karşılığında gördü?
