Geçen hafta bu sütunda, “Karşılıksız Çekte Hapis Dalgası Geliyor” başlıklı yazımı okumuştunuz. O kadar önemli bir konuya parmak basmışız ki; konuyu eşeledikçe “bu kadar da olmaz” denen birçok hususla karşılaştım. Bugün konunun özellikle ceza boyutundaki vahametini mahkeme kararları ışığında sizlere sunmak istiyorum.

KARŞILIKSIZ ÇEKTE HAPSE GİDEN YOL

Hükümet, 2016 yılında 6728 sayılı Kanun ile 5941 sayılı Kanun’da çeşitli değişiklikler yapmış ve bu değişiklikleri Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde “ekonomik suça ekonomik ceza” uygulaması olarak açıklamıştır. Yapılan düzenleme ile karşılıksız çek keşide etmek fiilinin yaptırımı; adli para cezası olarak düzenlenmiştir.

Şimdi çekini vadesinde ödeyemeyen bir esnafın yolunun nasıl yarı açık cezaevi ile kesişeceğini dramatik bir film kıvamında anlatmak istiyorum.

Çekinizi vadesinde ödeyemediğinizde, çek alacaklısı icra işlemleri başlatarak; bankalara, borçlularınıza, iş yeri ve evlerinize giderek haciz işlemlerini yapıyor, hacze kabil mal ve alacak bulmuş ise satış işlemleri sonucunda alacağını tahsil ediyor veya etmeye çalışıyor. Bu, olayın bir yönü.

Çek ile ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine karşılıksız çek düzenleme suçu ile icra ceza mahkemesinde dava açılmaktadır. Şikayet süresi; çekin karşılıksız çıktığı günden başlayarak 3 aydır.

Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında; her bir çekle ilgili olarak, 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’a göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamaz.

Şimdi bir örnek yardımıyla, konunun bütün yönlerini ortaya koymaya çalışalım. İstanbul’da yaşayan esnaf Ahmet Gül, vadesi 15.02.2019 tutarı 152.030 TL olan çekini ödeyememiş ve alacaklı bankaların süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için karşılığının bulunmaması halinde ödemekle yükümlü oldukları tutar olan 2.030 TL’yi tahsil etmiş, karşılıksız kalan 150.000 TL ile ilgili olarak, icra ceza mahkemesine şikayette bulunmuştur. Mahkeme sanığın 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, her bir günden 100 TL’den hesaplanarak sanığın 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ancak kesilecek ceza karşılıksız kalan çek tutarından az olamayacağı için 150.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Başvuru üzerine istinaf mahkemesi bu kararı onamıştır. Adli para cezasını gerektiren suçlarda; ilk derece mahkemelerinde verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilemediği için, Yargıtay’a gitmekte mümkün değildir. Bölge adliye mahkemesinin onama kararı üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, adli para cezasının 30 gün içinde ödenmesi gerektiğine ilişkin borçluya tebligat gönderir. Bu tutar 30 gün içinde ödenmez ise; hapis cezasına çevrilerek, esnaf yarı açık cezaevinin yolunu tutacaktır.

Adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesinde; 150.000 TL/günlük 100 TL=1500 gün hapis cezası uygulanacaktır. Bu durumda esnafın yaklaşık 4 yılı aşkın bir süre hapis yatması gerekmekle birlikte; tek adli para cezalarında hapis süresi 3 yıl ile sınırlandırıldığı için, esnaf 3 yıl hapse mahkum olacaktır. Ayrıca birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet halinde ise; bu süre 5 yılı geçemeyecektir. Yani, 1 karşılıksız çek için en fazla 3 yıl, 100 karşılıksız çek için en fazla 5 yıl hapis cezası verilebilecektir.

Yukarıdaki örneğimizde esnaf Ahmet Gül, karşılıksız çek nedeniyle hem 150.000 TL borçlu olmaya devam etmekte, hem de karşılıksız çek keşide etmek nedeniyle 3 yıl hapis yatmaktadır. Bunun adı da “ekonomik suça ekonomik ceza” olmaktadır.


AF BİR ZORUNLULUK…


Ekonomik kriz nedeniyle alacaklarını tahsil edemediği için, kendi borçlarını ödeyemeyen ve çekleri karşılıksız çıkan yaklaşık 200.000 esnaf hapis cezası tehdidi ile karşı karşıyadır.

Esnafın parası olsa, zaten çek bedelini ödeyecek iken çek bedeli kadar adli para cezası verip, bu tutar da ödenemeyince esnafı hapse atmak: 15 Temmuz darbe girişiminde, Rusya ile yaşanan uçak krizinde, döviz kurlarının 2 kat artmasında, enflasyonun ve faizlerin ikiye katlanmasında hiçbir suçu olmayan iş insanlarını ve esnaflarını haksız yere cezalandırmak değil midir?

Ülkeyi yönetenler, biran önce ülkenin ciddi problemlerine odaklanırlar ise sorun kısa süre içinde çözülür. Aksi takdirde, sadece borçlu olan iyi niyetli esnaf suçlu olarak, yeni yapılacağı duyurulan hapishanelerde yerlerini alıp, volta atmaya başlayacaklar.