“Otomobil deyip geçmeyin, tam teşekküllü bir vergi dairesi. Bir kere yarısından fazlası vergiden müteşekkil. Tekerleğin her dönüşü, Hazine’ye akan vergi anlamına geliyor. O yüzden ÖTV’yi artırmak altın yumurtlayan tavuğu kesmek gibi bir şey. Çünkü trafikte dönen her teker; ÖTV, KDV, BSMV, MTV, TRT bandrol bedeli, Trafik Hizmetleri Geliştirme Payı, Güvence Hesabı Katkı Payı, SGK payı, harç, değerli kağıt bedeli, Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı payı, otoban geliri, trafik cezaları, köprü geçiş ücretleri, araç muayenesinden devlet payı, EPDK payı demektir.”
KREDİ MALİYETİ ARTIRIYOR
Bingöl, 48 ay vadeli 150 bin lira kredi kullanılıyorsa maliyetin daha da artacağına dikkat çekerek, “69.160 lira kredi maliyetine 1.220 lira trafik sigortası, 3.000 lira kasko, yılın kalanı için 1.007 lira Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), 3.000 ehliyet kursu ve 312 lira bir depo benzin maliyetini katarsak toplam 354.432 liranın 160.996 lirasını vergi, harç, pay olarak Hazine’ye ödüyoruz. 1 litre benzinin yüzde 51.6’sı vergi. Dolayısıyla 312 liralık benzinin 161 lirasını da vergi oluşturuyor. Gümrük girişi 130.000 lira olan otomobili alıp kullanmak için zorunlu vergi, pay, harç ödemelerimiz 161.000 liraya ulaşıyor” diye konuştu.
FAZLA VERGİ, VERGİYİ ÖLDÜRÜR
Dr. Ozan Bingöl, otomobil üzerindeki ve kullanımındaki yüksek verginin herkesin yaşam kalitesini ve standardını, seyahat hak ve özgürlüğünü doğrudan kısıtladığına da dikkat çekerek, “Otomobildeki bu denli yüksek vergiyi görünce ‘Fazla vergi vergiyi öldürür’ sözü geliyor aklıma” dedi. Otomobil alan birçok kişinin maaşından da vergi kesildiğini vurgulayan Bingöl, “Aylık 10.000 TL (yıllık 120.000 TL) brüt maaşla özel sektörde çalışan bir vatandaşımızın bu araca sahip olmak için kazandığı paradan toplam 39.272 TL gelir vergisi, damga vergisi ve SGK primi kesildiğini unutmayalım” diye konuştu.