Ege’nin en büyük akarsuyu olan Büyük Menderes nehri ölüm saçıyor. Endüstriyel ve kentsel atıkların kirlettiği nehrin bir bölümünde su içindeki yaşam tamamen bitti.

Çevrecilerin yıllardır süren isyanına rağmen nehrin kurtarılması için ciddi bir proje geliştirilemedi. Son dönemde Bafa Gölü’nün Büyük Menderes’in sularıyla takviye edilmesi çevrecileri endişelendiriyor.

580 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA

Büyük Menderes’in kaynağını Dinar’da Küfi Çayı Uşak’ta ise Banaz Çayı oluşturuyor. Işıklı, Adıgüzel ve Cindere göllerini besleyen her iki kaynak Denizli’nin Sarayköy ilçesinde birleşiyor.

Honaz’dan gelen Sarıçay’ın devamı olan Çürüksü da bu bölgede nehrin sularına karışıyor. Aydın’ın ovalarından geçen nehir Söke’de Dipburun mevkiinde Ege Denizi’ne dökülüyor.

Besleyen yan kolları ile birlikte 580 kilometre uzunluğa sahip nehrin güzergâhında yaklaşık 2,5 milyon insan yaşıyor.

Foto: Sözcü


KİRLİLİK HER YERDE

Büyük Menderes nehrindeki kirlilik Uşak ve Dinar’da başlıyor. Uşak’ta deri organize sanayi bölgesi ve tekstil atıkları nehre karışırken Dinar’da da endüstriyel gıda tesislerinin atıkları Menderes’i kirletiyor.

Denizli’nin Çivril ve Çal ilçelerinde meyve suyu fabrikalarının yanı sıra kentsel atıklar da nehre karışıyor. Kent merkezinde evsel atıkların bir kısmı ile organize sanayi bölgesi dışında kalan tekstil tesislerine ait boyahanelerin atıkları doğrudan Menderes’i besleyen Çürüksu’ya bırakılıyor.

Sarayköy’ün kentsel ve endüstriyel atıkları, Aydın’da zeytin işleme fabrikaları ile reenjeksiyon yapmayan jeotermal enerji tesisleri atık suları Büyük Menderes nehrine bırakılıyor. Nehrin uzunluğu boyunca tarımsal atıklar da en önemli kirleticilerden biri olarak gösteriliyor.

SUCUL HAYAT TAMAMEN BİTTİ

Büyük Menderes nehri üzerindeki kirlilik su içindeki hayatı da büyük ölçüde bitirdi. Adıgüzel, Cindere ve Işıklı gölleri için tehlike her geçen gün artarken buradaki sucul yaşam da kirlilikten etkilendi.

Özellikle Sarayköy’de kirliliğin en üst seviyeye çıktığı nehirde Söke’ye kadar olan bölümde yaşam tamamen sona erdi. Söke’de temiz suların karışması ile kirliliği seyrelen nehirde yayın, sazan ve yılan balığı popülasyonlarına rastlansa da sayıları sınırlı.

Bir dönem kerevitin yaşadığı nehirde bu tür tamamen ortadan kayboldu. Zaman zaman hem nehrin kendisinde hem de yan kollarında toplu balık ölümlerine tanık olundu.

Foto: Sözcü


TOPLU BALIK ÖLÜMÜ YAŞANDI, ÜRETİCİLER İSYAN ETTİ

Dinar’dan gelen suyun güzergahı üzerindeki Gökgöl’de geçtiğimiz yıllarda toplu balık ölümleri yaşandı. Alabalık ve somon yetiştiriciliğinin yapıldığı alanda atık suların nehre karışmasıyla milyonlarca balık öldü, sektörün ekonomisi büyük zarar gördü.

Alabalık üreticisi Yasin Özpek geçtiğimiz yıllarda kirlilik nedeniyle 5 milyon balık kaybettiğini belirterek, şöyle konuştu:

* Kaynağında içilebilir nitelikte temiz ve güzel olan su Dinar’ı geçtikten sonra leş gibi akıyor.  Buradaki endüstriyel tesisler zaman zaman atık sularını arıtmadan bırakıyor. Böyle durumlarda nehir tüm özelliğini kaybediyor, simsiyah bir su akıyor.

Afyon İl Çevre Müdürlüğü bu konuda duyarsız kalıyor. Görmezden geliyor. Bu durum her zaman yaşanmıyor ama firmalar atık sularını özellikle hafta sonları nehre bırakıyor.

ÇALLICA: DENİZLİ ATIK SUYUNUN YÜZDE 40’I MENDERES NEHRİNE AKIYOR

Büyük Menderes İnisiyatifi Sözcüsü Mustafa Çallıca SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada nehrin her kesiminde atığa maruz kaldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

* Kanalizasyon atıkları, diğer evsel atıklar, endüstriyel ve tarımsal atıklar Büyük Menderes nehrini hiç durmaksızın kirletiyor. Belediyeler de bu konuda sorumlu.

* Denizli genelinde yüzde 95 kanalizasyon hizmeti olduğu halde arıtma tesisleri ancak yüzde 55’lik bölümünü arıtıyor. Kalan yüzde 40’lık bölüm doğrudan nehre akıyor.

* Bunun dışında arıtma tesisi bulunmayan çok sayıda tekstil işletmesi atıklarını nehre bırakıyor. Belediyelere ve özellikle bakanlığa büyük görev düşüyor.

Foto: Sözcü


“BÜYÜK MENDERES CAN ÇEKİŞİYOR”

Büyük Menderes’i oluşturan iki kolun Sarayköy’de birleşmesinden sonra kirliliğin hat safhaya çıktığını söyleyen Çallıca, “Denizli’den sonra da kirleticiler devam ediyor. Sarayköy’deki endüstriyel tesisler ve santraller de atık sularını nehre bırakıyor. Büyük Menderes nehri can çekişiyor. Öldü ölecek. Tüm bunlara rağmen bu kirli su ile tarımsal sulama yapılıyor. Bu su asla tarımsal sulamada kullanılmamalı” ifadelerini kullandı.

“SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ”

Nehrin uzun vadeli bir proje ile kurtarılabileceğini söyleyen Çallıca, sözlerini şöyle sürdürdü:

* Menderes kurtarılabilir. Seferberlik ilan etmek gerekiyor. Daha önce Afyon, Uşak, Denizli ve Aydın’da çevreciler duyarlılık gösterdi ama yetkililer açıkladıkları projeleri hayata geçirmedi. Kirleticilerin bir parçası da belediyeler olduğu için ilerleme olmuyor.

* Ciddi bir adım atılmaması bizleri üzüyor. Zaman zaman il çevre müdürlüklerine dilekçe ile başvuruyoruz. Kirleticiler belli. Arıtma tesisi sahibi olanların bir kısmı maliyet nedeniyle tesislerini kullanmıyor.

* Bafa Gölü’nü de Büyük Menderes’ten takviye etmeye başladılar. Siz orayı kirli su ile takviye ederseniz oradaki yaşamı da bitirirsiniz. Denize dökülene kadar her bölgede kirlilik var.

Foto: Sözcü


SARAYKÖY’E ARITMA TESİSİ

Diğer yandan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Sarayköy’e yaptıkları arıtma tesisinin bir ay içinde tamamlanacağını ve hizmete açılacağını duyurdu.

İlçenin atık sularını kontrolsüz bir şekilde Büyük Menderes nehrine bıraktığını söyleyen Zolan, şöyle konuştu:

* Büyükşehir olduktan sonra ilçe yatırımlarını hızlandırdık. Acıpayam, Tavas ve Kale’de arıtma tesislerini bitirdik. Sarayköy’de bir ay içinde tamamlanacak. Artık atık sular arıtıldıktan sonra Menderes’e verilecek.

* 2004 yılında Denizli’de bir tane bile arıtma tesisi yoktu. Tüm kanalizasyon Menderes’e gidiyordu.  Her ilçemizin atık suyunun arıtılmasını istiyoruz. Çal bölgesine de arıtma tesisi yapılacak.

* 15 yıl önce bir kabulleniş, çaresizlik vardı. Artık bu durumda değiliz. Doğamız için ne gerekiyorsa yapacağız.