13 Mart Dünya Uyku Günü sebebiyle yapılan Türkiye Uyku Araştırması ilginç sonuçlar ortaya koydu. Araştırma sonuçlarını değerlendiren ve uyku bozuklukları hakkında bilgiler veren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin, iyi uykunun püf noktalarını sıraladı.

Yataş Bedding, Türkiye’nin uyku alışkanlıklarını belirlemek ve iyi uykuya dair farkındalık yaratmak hedefiyle hayata geçirdiği “Türkiye Uyku Araştırması”nın sonuçlarını 10 Mayıs Salı günü Yataş Grup Kurumsal İletişim ve Tanıtım Direktörü Selmin Gündoğdu ev sahipliğinde gerçekleştirilen bir toplantıyla açıkladı. Toplantıda Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin de “İyi uyku nedir? Uyku hastalıklarının sağlığımız üzerindeki etkileri, kaliteli uyku için neler yapılmalı” gibi konularda önemli bilgiler verdi.

Toplantının açılışında konuşan Gündoğdu, “Dünya Uyku Tıbbı Derneği (WASM) ve Dünya Uyku Federasyonu (WSF), 2008 yılından bu yana sağlıklı uykunun önemini anlatmak, uyku farkındalığı yaratmak hedefiyle her yıl mart ayında Dünya Uyku Günü'nü kutluyor. Sağlıklı bir yaşamın iyi bir uykudan geçtiğini bilen ve Türkiye'de bu günü ilk kutlayan marka olarak biz de bu yıl 13 Mart'ta kutlanacak olan Dünya Uyku Günü vesilesiyle yaptığımız araştırmayla Türkiye’nin uyku alışkanlıklarını gözler önüne serdik” dedi.

TÜRKİYE'NİN YARISI 8 SAAT UYUYOR

Türkiye Uyku Araştırması sonuçlarına göre Türkiye'nin yarısına yakını günde 8 saat uyuduğunu söylüyor. Yatış saati ortalama gece 12.00 iken, kalkış saati ise 07.00-08.00 arasında değişiyor. Orta yaş ve üstü kişiler ise 7 saatlik uykuyu kendileri için yeterli görüyor. Hafta sonları ise uyku sürelerimiz artıyor, 9-10 saati bulabiliyor. Araştırma, ideal uyku süresini yakalamalarına rağmen Türkiye'nin yarısından fazlasının "Sabahları dinlendim hissi ile uyanıyor musunuz" soruna “evet” cevabını veremediğini ortaya koydu. Yine "Sabah uyandığınızda enerjik oluyor musunuz" sorusuna da her 2 kişiden 1'i "hayır" yanıtını verdi.

UYKUMUZ SAĞLIKLI MI?

Araştırmadan çıkan en ilginç sonuçlardan biri de yüzde 83’lük bir oranın uyku sorunu yaşamadığını söylemesi oldu. Uykuyu engelleyen sorunları sorulduğunda ise yüzde 12 horlama, yüzde 3 insomnia (uykusuzluk hastalığı), yüzde 3 huzursuz bacak sendromu, yüzde 1 ise uyku apnesi yaşadığını belirtti. Araştırma tüm bu sorunları bir uyku problemi olarak görmediğimizi, sağlıklı bir uyku uyumadan, iyi uyuduğumuzu düşündüğümüzü gözler önüne serdi.



HER 5 KİŞİDEN 1'İ BEL AĞRISI ÇEKİYOR

Türkiye’de 5 kişiden 1'i bel veya sırt ağrısından şikayet ediyor. Bu sorundan muzdarip olan kişiler ise ağırlıkla 35-60 orta yaş üstü kadınlar… Kadınlar bu ağrıları hastalıklara, erkekler ise ağır kaldırmaya bağlıyor. Bel ve sırt ağrısı yaşayan 4 kişiden 1'i sorunun yatak olabileceğini söylüyor. Ama bu düşünce yaşadığı ağrı kronikleşene kadar insanları yatağını değiştirmek konusunda harekete geçirmiyor.

UYKU PROBLEMLERİNİN EN ÖNEMLİ SEBEBİ: STRES

Araştırma sonuçlarına göre en önemli uyku problemi olarak stres ve kaygı görülüyor. En çok uyku sorununu ise evli, çocuklu ve çalışanlar yaşıyor. Bu kişiler hem iş stresi, hem yaşam ve gelecek kaygısı, hem de küçük çocukların sık sık uyanması ile tam uykuyu neredeyse hiç alamıyorlar. 18-24 yaş arası öğrenciler en az uyku sorunu yaşayan ve en düzensiz uyuyan kitle olarak karşımıza çıkıyor. 25-35 yaş arası yalnız yaşayanlar,yeni evliler ve çalışanlar bu yaşlarda iş stresi veya geçim sorunları nedeniyle uykuya geç dalıp sabah erken ve yorgun uyanıyor. 45 - 70 yaş erken yatıp erken kalkıyor ve kısa uyuyor.

SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN NELER GEREKİYOR?

Toplantıda konuşan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin ise şunları söyledi: "Hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz uyku dönemi, hücrelerimizin yenilendiği, hormon sistemimizin organize edildiği, hafızamızın düzenlendiği bir dönemdir. İyi bir uyku ile hem vücudumuz hem de beynimiz yeni güne hazırlanmaktadır. İnsanların büyük bir yüzdesi 7-8 saatlik, kaliteli bir uykuyla yeni güne dinlenmiş ve uykusunu almış olarak başlar. Uyku ihtiyacı kişiye özel, genlerimizle belirlenen bir süreden oluşmaktadır. İnsanların yaklaşık yüzde 8’i 6 saat ve altında uykuya ihtiyaç gösterirken yüzde 2’si 10 saat ve üzerinde bir uykuyla sabah dinlenmiş olarak kalkar.



Çalışma saatlerimizin fazlalığı, büyük şehirlerde trafik problemi, son yıllarda giderek artan teknolojik aletlerin kullanımı uykuya ait süreyi giderek kısaltmaktadır. Bu duruma kalitesiz uykuya yol açacak horlama ile birlikte giden tıkayıcı uyku-apne sendromu, uykusuzluğa yol açacak huzursuz bacak sendromu, fibromiyalji, sırt ve bel problemleri gibi ağrılı tablolar da eklenince, gündüz faaliyetlerimizi sürdürmemizi sağlayacak enerjiyi ve konsantrasyonu giderek kaybetmekteyiz. Uyku süresinin ve kalitesinin azalması ise kalp-damar hastalıkları, obezite ve kanser gibi birçok hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır. Uykunun sağlıklı olabilmesi için gece uyunan ortamın 17-20 derece arası olması, gürültünün olmaması, mutlak karanlığın sağlanması, kişiye özel yatak, yastık, çarşaf gibi uyku ekipmanlarının düzgün ve dikkatli seçilmesi gerekmektedir."

YATAĞA TELEFONLA GİRİYORUZ

Türkiye Uyku Araştırması, günlük hayatımızı esir alan teknolojiden uyumak için hazırlanırken bile uzak durmadığımızı bir kez daha gözler önüne serdi. 2 kişiden 1'i uyumadan önce mutlaka teknoloji kullanıyor. 18-34 yaş grubu yatmadan önce sosyal medyaya göz atıyor, 35-45 yaş aralığındaki evli ve çocuklu kişiler ise yatağa uzandığında telefonla ilgilenmeyi kendilerine ayırdıkları bir süre olarak tanımlıyor.

Katılımcıların yüzde 47’si ideal uyku ortamının ılık/sıcak olması gerektiğini söylerken, yüzde 45’i sessiz, yüzde 41’i ise karanlık olmalı dedi.

Türkiye Uyku Araştırması’nın diğer sonuçları ise şöyle:

Katılımcıların yüzde 54’ü uykuyu dinlenmek, yüzde 17’si rahatlık, yüzde 10’u huzur, yüzde 5’i ise ihtiyaç olarak tanımlıyor.
35-60 yaş grubu katılımcılar uykuyu "sağlık", yeni evliler ise "mutluluk" olarak anlamlandırıyor.
İyi uyku tanımında ise ilk üç sırada derin ve rahat uyumak, dinlendim ve uykumu aldım hissiyle uyanmak, kesintiye uğramamış bir uyku uyumak yer alıyor.