Torunlar Grubu bünyesindeki BaşkentGaz A.Ş.’nin, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptığı 8 milyon dolarlık bağış skandalı ülke gündemine oturdu.

Gazeteci Celal Eren Çelik’in belgesiyle birlikte ortaya çıkardığı bu “bağış”ın, özellikle tarihleriyle birlikte işleyiş biçimine, kurgusuna baktığınızda, yapılanın Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın savunmaya çalıştığı gibi vergiden kaçınma değil, vergi kaçırma olduğu görülüyor.

Kamuya yararlı bir dernek olan Kızılay, iktidarın gözde grubu Torunlar bünyesindeki BaşkentGaz’ın vergi kaçırmasına -yazık ki- araç kılınırken, iktidarın toz kondurmadığı, çocuk istismarı skandalıyla hatırladığımız Ensar’ın hesaplarına da (7 milyon 925 bin dolar karşılığı) bugünün kuruyla yaklaşık 48 milyon TL aktarılmıştır. (Bir taşla iki kuş. Kuş sayısının iki oluşu bizim görebildiğimiz.)

Bağışın yapıldığı tarih, özel bir dikkati hak ediyor: 27 Aralık. Bu tarih BaşkentGaz’ın bu tutarı 2018 beyannamesinde vergiden düşebileceği anlamına geliyor. Bu ise tarafların oturup hesap ve plan yaptığını hissettiriyor.

KIZILAY’IN ŞEFFAFLIK TAAHHÜDÜ VAR

Kızılay Başkanı Kınık, Habertürk yayınında bağışı doğrularken, bağışçının rızası dışında paylaşılmasının hukuki olmadığını belirtmiş.

Belki yöneticilerine hatırlatmak iyi olabilir: Kızılay; şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkelerini topluma taahhüt etmiş bir dernektir. Dahası, etik değerleri belirleyip yürürlüğe koyma sözünü de dünya aleme ilan etmiştir.

İnanmayan, Türkiye Kızılay Derneği’nin 19 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tüzüğüne bakabilir. Bu tüzüğün beşinci maddesinde Kızılay’ın hangi çerçevede hizmet sunacağı açık açık yazılmıştır:

a) Şeffaflık: Kızılay, kurum ile ilgili mali, ayni ve iktisadi konularda yeterli, doğru ve kıyaslanabilir bilgiyi zamanında, somut ve anlaşılabilir bir şekilde açıklar.

b) Hesap verebilirlik: Kızılay, yönetime ilişkin kural ve sorumluluklarını açık bir şekilde tanımlar ve bu sorumlulukları çerçevesinde şeffaflık ve kamuoyuna açıklık ilkesini benimser.

c) Sorumluluk: Kızılay, faaliyet ve hizmetlerinin, üyesi bulunduğu hareketin temel ilkelerine, ulusal ve uluslararası ilgili mevzuata, kurum içi düzenlemelere, toplumsal ve etik değerlere uygunluğunu sağlar.

ç) Adalet ve eşitlik: Kızılay yönetimi, tüm faaliyetlerinde üçüncü şahıslara karşı eşit davranmayı ve önyargısız yaklaşmayı benimser.

(2) Etik değerler Genel Merkez Genel Kurulu tarafından belirlenerek yürürlüğe konulur.

YOLSUZLUK LİGİNDEKİ TÜRKİYE

Uluslararası Şeffaflık Örgütü, yolsuzluğu “emanet edilen gücün özel çıkarlar için kötüye kullanılması” diye tanımlar. Isınmak için ödediğimiz doğalgaz paralarından vermesi gereken verginin bir kısmını bağışlamayı düşünen BaşkentGaz 8 milyon doların 75 bin dolarını değil tamamını Kızılay’a yapmış olsaydı, toplumsal vicdandaki karşılığı bambaşka olurdu.

Davasının üstü örtülen çocuk istismarıyla anılan Ensar’a yapılan yüksek tutarlı bu bağışın yöntemi ile işleyişi emanet edilen gücün kötüye kullanılmasıdır.

Kısa bir süre önce açıklanan 2019 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 91. sıraya gerilediğini, 2013-2019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan üç ülkeden biri olduğunu bu vesileyle hatırlatalım.

Sizce bu ülkeyi yönetenler bu durumu neden hiç dert etmiyor olabilir?