AKP’nin milli geliri büyütmede kullandığı temel tercih, “inşaatı” çekici sektör olarak kullanmaktır. İnşaat, vasıfsız işçileri bile kullanan emek yoğun bir iş dalıdır. Dolayısıyla istihdamı artırır. Üstelik çok sayıda inşaat malzemesi imal eden firmanın müşterisidir. Bu yolla da sanayide zincirleme üretim artışına yol açar. İnşaatı öne çıkarmanın bir başka gayesi daha vardır. İnşaat “mekân rantı” yaratır. Rantlar, her zaman ve her yerde “sermaye birikimi” oluşturur. Rantlarla oluşan sermaye, iktidar partisinin finansman kaynağıdır. Bu yüzden inşaata dayalı kalkınma modeli, eski sömürge Afrika ve Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere dünyanın her yerinde uygulanmıştır. Avrupa Birliği, Doğu Avrupa’yı içine alarak genişlemeye çalışırken, hem büyümeyi uyarmak hem de burjuva sınıfının oluşmasını sağlamak için “turizm” ile birlikte “inşaat” sektörünü de teşvik etmiştir.

AKP’NİN SAĞLIK HİZMETLERİNE AĞIRLIK VERMESİ

AKP iktidarları neyi en iyi yaptı diye sokaktaki insana sorulsa, çoğunluğun vereceği cevap “yolları” ve “hastaneleri” olacaktır. Burada kullanılan hastane kelimesi, aile hekimliği ağı ile bedava ilaç alımını da kapsar. Sağlık sektörünün hem kapasite hem de kalite olarak gelişmesinin bir diğer sebebi, özel teşebbüsün ve vakıfların doğrudan veya üniversite kurarak bu alana yatırım yapmasıdır. AKP’nin sağlıkta yaptığı en büyük yanlışlık ise bu sektörü de “rant yaratma” faaliyetine alet etmesidir. Bu amaçla “şehir hastaneleri” diye “davul kamunun sırtında, tokmak müteahhidin elinde” bir model yaratmıştır. Hal böyleyken, AKP’nin propaganda ajanları korona salgınını fırsat bilip “Şehir hastaneleri iyi ki yapılmış” demeye başladılar.

ŞEHİR HASTANELERİ NİÇİN YANLIŞ YATIRIMLARDIR

Bir yatırımın iktisaden doğru olup olmadığına, üç kıstasa göre karar verilir:

1. Yerleşim yeri (lokasyonu) doğru mudur?

2. Seçilen kapasite büyüklüğü (scale) ekonomik midir?

3. Finansman ve işletme modeli kârlı çalışmaya uygun mudur?

Bu üç kıstasa göre, şehir hastaneleri yanlış yatırımlardır. Zaten tartışma konusu “Yeni hastaneler inşa edilsin mi, edilmesin mi” değildir. Pek tabii yeni hastaneler inşa edilecektir. Marifet, “yarattığı nimet sebep olduğu külfetten yüksek” hastane inşa etmektir. Halkın parasını harcayan devlet adamlarının etik ve yasal görevi bunu sağlamaktır. Bir defa “şehir hastanesi” adı, bu hastaneler “şehir dışında” inşa edildikleri için oksimorondur. Üstelik sırf bunlar çalışsın diye şehir içi hastaneler kapatılmıştır. Ölçek hatası vardır. 200 yataklı 5 hastane yerine 1500-2000 yataklı tek bir hastane yapılmıştır.  Sırf “kamu borcunun milli gelire oranı düşük görünsün” diye “hasta garantili özel hastane” diye ucube bir finansman modeli seçildiği için de ayrıca yanlıştır. Bu yüzden bütçede kocaman bir kara delik açmışlardır.

Son söz: Bireysel rant çoksa, toplumsal fayda azdır.