Sevgili okurlarım, iktidar yargının tümünü ele geçirdi, emri altına aldı...

Hak, hukuk, adalet gibi kavramları yok etti.

Şimdi sıra geldi yargının ilk ayağı olan avukatlara...

Hak arama olayının en önemli aşamasını oluşturan avukatları teslim almak için bir şeyler yapılması gerekiyordu da, acaba ne yapılacaktı!

Avukatların meslek örgütleri olan baroların çoğu, ne yazık ki (!) yandaş değildi. Yargıda olanlar konusunda barolar ses veriyor, eleştiriyor, iktidarı rahatsız ediyordu.

★★★

Türkiye’de 81 ilin ayrı ayrı baroları var.

Eğer avukatlık yapacaksanız, mesleğinizi sürdürmek için, bulunduğunuz ilin barosuna kayıtlı olmak zorundasınız.                        

Bir de baroların üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği var.

Bu kuruluşta para sonsuz.

Başında Metin Feyzioğlu isimli bir avukat var. Aynı zamanda üniversitede öğretim üyesi.

Son genel kurulda çoğunluğu elde edip kazanmıştı.

İktidara muhalif görünürdü...

Ve o nedenle kazanmayı başarmıştı.

★★★

Onunla ilgili bazı sahneler şimdi gözümün önüne geliyor... Danıştay’ın açılış töreninde Metin çıktı kürsüye, uzun uzun konuştu...

Ve eleştirdi!

Törende o günkü Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’le birlikte Başbakan Recep Bey de yer alıyordu.

Recep Bey onu dinlemekten sıkıldı, toplantıyı hışımla terk etti, çıktı gitti.

Bu arada sahnede konuşmakta olan bizim Metin de kendisinden bir fırça yedi!

★★★

İşte ne olduysa o toplantıdan sonra oldu.

Metin herhalde korktu, saf değiştirdi, AKP iktidarının yanında yer almaya başladı.

Artık önemli adam olmuştu!..

İlgili ilgisiz pek çok derneğin ve sivil toplum kuruluşunun seçimlerine karışıyor, müdahale ediyor, kendince yönetim kadroları oluşturmaya, hoşlanmadığı bazılarını ise karşı adaylar çıkarıp devirmeye kalkışıyordu.

★★★

Başkanı olduğu Türkiye Barolar Birliği’nin elinde muazzam miktarda para var. Haddi hesabı olmayan bir para!..

Nasıl olduğunu sorarsanız, avukatlar Türkiye’nin her yerinde açılan bütün dava dosyaları için Barolar Birliği hesabına para yatırmak zorunda. Mekanizma şöyle:

Bir dava açıldı. Dava dosyasına (ya da icra takibine, noter ihtarnamesine) vekalet koyan her avukat, her vekaletname için dosyaya 12 lira 30 kuruşluk Barolar Birliği pulu yapıştırmak zorunda.

81 ilde yapılan milyonlarca işlemi ve sadece bu puldan elde edilen korkunç geliri düşünün!

★★★

Metin’in elinde çok önemli, ancak pek gündeme getirilmeyen bir güç daha var...

Ankara’nın en seçkin semtlerinden birinde beş yıldızlı bir otel, çeşitli restoranlar ve her çeşit spor ve dinlenme tesisleri...

Konuklarını ve istediği kimseleri orada ağırlıyor.

Bu büyük bir avantaj! Hem de çok büyük!

Örneğin Metin’in alaşağı etmeye karar verdiği yönetimlerin yandaş delegeleri orada ağırlandığında hepsi çok memnun kalıyor, mutlu oluyor!

Kalınan lüks odalarda, ya da ayrı ayrı veya birlikte yenilen yemeklerde siyasi taktikler ayarlanıyor.

★★★

Evet, önceden muhalif çizgisiyle tanınan Metin Feyzioğlu artık 180 derece döndü ve iktidar yandaşı oldu.

Yani çareyi onlara sığınmakta buldu.

Şimdi AKP’nin has adamı.

Meslektaşı olan avukatlar, 56 ilin baro başkanları Ankara’ya polis tarafından alınmaz ve üstelik bazıları dayak yerken, Metin hiç umursamıyor!

★★★

Artık bıçak kemiğe dayandı.

Metin, ilk genel kurulda gidici olduğunu anladı...

Onu, gölgesine sığındığı AKP iktidarı bile kurtaramayacak.

Şimdi o yüzden, bütün gücüyle delege ayarlaması yapmaya çalışıyor.

Hükümete sığındı, umudunu onu kurtarmak için çıkarılacak yeni yasaya bağladı.

Baroları bölüp parçalamak, bütünlüğünü bozmak ve kendisini bu yolla kurtarmak!

Ama artık iş işten geçti.