Cumhurbaşkanlığı seçim gününü hatırlayalım. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, oyunu kullandıktan sonra saat 17.00 civarında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) önüne geldi. Kendisini YSK önünde hem CHP’nin hem de İnce’nin temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu karşıladı. İnce, açıklama yaptıktan sonra minibüsle ayrıldı ve bir daha da seçim gecesi basının önüne çıkmadı, yerini de kimse öğrenemedi.

İşte bu durum, İnce ile ilgili müthiş iddiaların başlangıcı oldu. Neler yazılmıyor, neler söylenmiyordu ki. Bazılarını hatırlatayım: “Muharrem İnce, YSK’da rehin tutulmaktadır. ‘Dediğimizi yapmazsan yarın kan gövdeyi götürür’ denmiştir. Koruma polisi bunu merkeze iletmiştir. İnce’nin eşi de ortada yok. WhatsApp’dan zorla  ‘Adam kazandı’ mesajı attırılmış. Üstelik 7 YSK üyesine zorla dediklerini yaptırıyorlar. Meral Akşener ise tamamıyla kayıp ve hakkında kesin bir bilgi yok.”

TEHDİT EDİLDİ Mİ?

Buna inanan inandı. Peki o gece hiç ortaya çıkmayan Muharrem İnce neredeydi? Swissotel’in 8. katındaydı. “İnce’nin kayıp saatlerini” kamuoyu ilk kez bu köşeden öğrenmişti. Yanında annesi, eşi, ağabeyi, kız kardeşi, TBMM Başkanvekili Yaşar Tüzün, TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, bazı milletvekilleri, seçim çalışmasına yardımcı olanlar vardı.

İnce’nin adaylığının ilk gününden bu yana yanından bir dakika bile ayrılmayan, TBMM Başkanvekili CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’e, seçimin hemen ardından sorduğumda o geceyi şöyle anlatmıştı:

“YSK önünde, hepimizin çok yakından tanıdığı partimizin YSK Temsilcisi Hadimi Bey’den seçimle ilgili kısa bir bilgi aldık. YSK Başkanı’na gidilip gidilmemesi konusu da konuşuldu. Uygun olmayacağı değerlendirildi. Oradan ayrıldıktan sonra otele geldik. Otelde, bizimle birlikte olan 40-50 kişi vardı. İllerden bilgiler alıyorduk, genel merkezle sürekli temas halindeydik.

Muharrem Bey’in tehdit edildiğini söyleyenler şunu çok iyi bilsin ki ne telefonla, ne şahsen kimseden tehdit almadı. Eğer böyle bir durum olsa meydan okuruz, kamuoyuna açıklarız. Çünkü, kimseye karşı bir gebeliğimiz yok. Gece-gündüz çalıştık. YSK Başkanı’nın, gece yarısından sonra sonuçları açıklamasından sonra, Sayın İnce’de gerekli açıklamayı genel merkezde gün içinde yapmaya karar verdi. Muharrem Bey sanıyorum saat 02.30 civarında otelden eşiyle ayrıldı ve sabah evinin yakınındaki kafede buluşmak üzere Yaşamkent’te bulunan evine gitti. Sabah kafede buluştuk.”

“BÜYÜTÜLECEK YANI YOK”

Muharrem İnce’nin karargahına yeterli veri gelmediği doğru. Belirsizlik nedeniyle İnce de çıkıp açıklama yapmak istemedi. Ancak, İnce’nin seçim karargahında seçimin kaybedildiği havası hakimdi. CHP Genel Merkezi’nden yapılan erken açıklamada ise seçimin ikinci tura kaldığı belirtiliyordu.

TBMM Başkan Yardımcısı ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, İnce’ye “Çıkıp basın açıklaması yapması” için ısrarcı oldu. Muharrem İnce de, “Veri yok, neye göre yapacağım?” karşılığını verdi. İnce’nin çalışmalarına destek olması için genel merkezden seçim boyunca görevlendirilen TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay da, İnce’nin açıklama yapmama görüşünü, “Partinin zora sokulmaması” için uygun buldu. Önemli bir tanık, “İnanın, o gecenin bilinmeyeni ya da büyütülecek bir yanı yok” diyor.

“GİTMİYORSA UZAKLAŞTIRIRSIN”

Muharrem İnce’nin sert çıkışı, partiden istifa etmeden “Hareket başlattığını” açıklaması, CHP içinde Atatürk düşmanları bulunduğunu belirtmesi bir çok parti yöneticisini, milletvekilini, “Muharrem İnce bu durumda partide kalmamalı” noktasına getirdi. İnce’yi yakından tanıyan partinin önemli isimlerinden birisi sorularıma şu karşılığı verdi:

- Muharrem İnce niçin hareket başlattı?

- İnce, unutulmaktan korktuğu için böyle bir yola girdi.

- Partiden ayrılmadan başlatılan böyle bir harekete nasıl bakıyorsunuz?

- Bence bu işi uzatmamak lazım.

- Ne yapılsın?

- Bir parti içinde durup da partiyi eleştirerek ‘Hareket başlatıyorum’ denilmez. O gitmiyorsa partiden uzaklaştırırsın bu kadar basit.

DÜKKAN İÇİNDE DÜKKAN

- Siz nasıl karşılıyorsunuz?

- Dükkan içinde dükkan açılmaz.

- Yani?

- Parti içinde hareket başlatıyorsanız, partinin buna müsaade etmemesi lazım. ‘Dükkan içinde dükkan açılmaz’ dedim ya.

- Parti kurabilir mi?

- Hiç ihtimal vermiyorum. 4 Eylül’de durumu Sivas’ta göreceğiz.

- Genel Başkan ne yapmalı?

- Genel Başkanımızın, partinin bu duruma mutlaka neşter vurması lazım. Bu konuyu genel başkanımızla da görüşeceğiz. Basının önünde insan partisine zarar verecek bir tutum içinde olmamalı. ‘CHP’nin içinde Atatürk düşmanları var’ diyen bir siyasetçi, ya kendisi partiyle yolunu ayırmalı, ya da parti gereğini yapmalı. Bu durumu Genel Başkanımıza da anlatan arkadaşlarımız oldu, yine anlatacağız.

Bu gidiş, İnce’nin partinin ihracına kadar uzanacak gibi gözüküyor.