Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı ikini çeyrek büyüme verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye ekonomisi baz etkisiyle ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 büyüdü. TÜİK ayrıca, kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH), 2020 yılında cari fiyatlarla 60 bin 525 TL, ABD Doları cinsinden 8 bin 597 dolar olduğunu açıkladı.

Pazaryeri ve esnaf ziyaretlerinde vatandaşlarla biraraya gelerek ekonomik sıkıntılarını dinleyen CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TÜİK’in açıkladığı rakamların toplumda gerçekçiliğinin olmadığı ifade etti.

“VATANDAŞ EKONOMİK KRİZDEN İNİM İNİM İNLERKEN, BU NASIL BÜYÜME”

TÜİK’in her zaman toplumun gerçek tablosunu yansıtan verileri açıklamadığını, sarayın taleplerine göre veriler hazırlayıp kamuoyuna yansıttığını söyleyen CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, açıklanan büyümenin vatandaşın cebine yansımadığını dile getirdi.

TÜİK’in açıkladığı kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın kimin cebine girdiğini merak ettiğini söyleyen CHP’li Bakırlıoğlu şöyle konuştu;

* Kişi başına gelir ise 60 bin 525 TL olmuş. Vatandaş ekonomik krizi altında inim inim inlerken esnaf, çiftçi, üretici, tüccar, sanayici borç içindeyken ekonominin nasıl büyüdüğünü herkes gibi bizlerde merak ediyoruz.

* Açıklanan 60 bin 525 TL kimin cebine giriyor. Aynı açıklamaya göre; ihracat yaklaşık yüzde 15 azalmış, tüketim harcamaları sadece yüzde 2,2 artmış. Vatandaşın bankalara olan borcu 1 trilyon liraya ulaşmış. 2021 yılının ilk üç ayına yani birinci çeyreğe göre ekonomi sadece yüzde 0,9 büyümüş. Buna rağmen TÜİK büyüme oranını yüzde 21,7 olarak açıklıyor. En çok büyüyen sektör hangisi? Finans sektörü.

* Yani vatandaşın esnafın, çiftçinin, sanayicinin bankalara olan borcu o kadar artmış ki finans sektörü,  bankalar, kredi vererek, herkesi borçlandırarak o kadar büyümüş ki, sonuçta Türkiye ekonomisi de büyümüş, nasıl bir büyümeyse? Halk yoksullaşırken ekonominin büyümesi biraz garip oluyor.

* Bekar bir işçinin asgari ücreti 2825 lira. Bir yıllık ücreti 33 bin 900 TL. Asgari ücret alan bekar tek başına yaşayan bir işçinin geliri bile açıklanan kişi başına GSYH’nın ancak yüzde 56’sı. Evli ve 2 çocuklu asgari ücretli bir işçinin yıllık geliri 35 bin 520. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin geliri açıklanan kişi başına GSYH’nın yüzde 15’ini bile bulmuyor.

* Türkiye’de her 4 çalışandan birisi asgari ücretli. 1 milyon işçi asgari ücretin yarısı kadar ücret alıyor. Bugün en düşük memur maaşı 4 bin 881 lira 1,4 milyon kişi hiçbir gelir olmadığı ve muhtaç olduğu için devletten aylık alıyor.

* 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı aylık 12 bin 195 lira. Açlık sınırı aylık 2 bin 903 lira. Bu rakam asgari ücretin üzerinde ve 14 milyon kişi açlık sınırında yaşıyor. Açlık ve yoksulluk sınırı ortadayken açıklanan kişi başına düşen 60 bin 525 TL’yi kim alıyor merak ediyorum.

“TÜRKİYE’DE GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ VAR”

Türkiye’de son 20 yıldır ciddi oranda gelir adaletsizliği yaşandığını sözlerine ekleyen CHP’li Bakırlıoğlu, Türkiye’de büyüyen kesimin iktidara yakın olan zenginler olduğunu dile getirdi.

CHP’li Bakırlıoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti:

* Büyümeden bahsediyorlar. Ama biz pazar yerlerini, esnafımızı ziyaret ettiğimizde, vatandaşımızla sohbet ettiğimizde bu büyümeyi göremiyoruz. Toplumun büyük kesimi ciddi anlamda ekonomik dar boğazın içinde.

* Türkiye’de ciddi bir gelir dağılımı adaletsizliği var. Mutlu azınlık milli gelirden çok büyük pay alıyor, büyük çoğunluk ise kalanı payı bölüşmek zorunda kalıyor. Nüfusun yüzde  20’si milli gelirin yarısını paylaşıyor, geri kalan yüzde 80 kalan milli gelirin kalan yarısını paylaşıyor.

* Bu durum bize gösteriyor ki ortada iktidara yakın olan zengin kesimi daha zenginleşirken, fakir olan kesim ise daha da yoksullaştırılıyor. Böyle bir sistemi yaşıyoruz. TÜİK’in açıkladığı ne büyüme rakamlarına, ne işsizlik ve enflasyon rakamlarına güven kalmadı. Çünkü ısmarlama istatistiklerle, rakam oyunlarıyla, toz pembe bir tablo çiziliyor. Fakat bunu vatandaş cebinde asla hissetmiyor.

CHP’li Bakırlıoğlu ayrıca, parti olarak öncelikli hedeflerinin gelir adaletsizliğini ortadan kaldırarak herkesin milli gelirden hak ettiği payı alacağı bir sistemi getirmek olduğunu ifade etti.