Türkiye’nin büyümesini sağlayabilmek için faiz indirimini gündemine alan iktidar, son dönemlerde yüksek enflasyonun sorumlusu olarak bazı çevrelerin uyguladığı fahiş fiyatları görüyor. Oysa iktisatçılar, Türkiye’nin artan risklerinin azaltılmasının enflasyonun gerilemesine, faizlerin düşmesine yardımcı olacağını dile getiriyor.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, bloğunda yayımladığı yazıda, yalnızca fiyat artışlarını ya da enflasyonu çözmek için değil, bütün ekonomik sorunları çözmek için yapılması gerekenin önce yüksek ülke riskine neden olan sorunları belirleyip onların çözümüne girişmek olduğunu belirterek, “Çünkü ülke riskimiz (CDS primi) 430 baz puana yakın bir düzeyde bulunuyor. 300 baz puanın üzerinde CDS primi söz konusu olduğunda o ekonominin aşırı riskli olduğu kabul ediliyor. Bu durumda sorunun temelinde fiyatların değil risklerin fahişliği var. O halde riskleri düşürecek adımları atarsak güven kaybını onarmış ve olumsuz beklentileri olumlu hale dönüştürerek kurlarda gerileme sağlamış oluruz. Kurlar gerileyince ithal girdi maliyetlerindeki artışlar durulur, fiyat artışları geriler, enflasyon düşer. Ve sonunda faizleri indirmekte sorun kalmaz” yorumunu yaptı.

TERSİNDEN BAŞLADIK

Yüksek ülke riskinin, güven kaybı, olumsuz beklentiler, kurlardaki yükseliş, ithal girdi maliyetlerindeki artış, fiyatlardaki artış, enflasyonda artış, faizlerde artış gibi zincirleme sürecin bir parçası olduğuna dikkat çeken Eğilmez şunları yazdı: “Enflasyon, faiz ilişkisinin çözümü için yıllardır denklemin son iki kademesinden, üstelik onu da ters çevirerek başladığımız için olayı çözemedik. Şimdi yüksek fiyat sorununu yani denklemin sondan üçüncü aşamasında yer alan fiyatlarda artış meselesini piyasaya müdahale yoluyla bastırıp, enflasyonda artış aşamasını çözmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki; bu mümkün değil. Bunu geçmişte defalarca denedik, olmadı. Yine olmayacak.”

[caption id="attachment_6689512" align="alignnone" width="1200"] Mahfi Eğilmez[/caption]

Üretim maliyetindeki artış kaçınılmaz fiyata yansır


Üretici fiyatlarındaki yükselişi de analiz eden ekonomist Mahfi Eğilmez şu değerlendirmeyi yaptı: “Üretilen bir malın arz fiyatını belirleyen unsurların başında maliyetler gelir. Üretim maliyetleri içinde en önemli kalemlerden birisi üretim için kullanılan mazot, doğal gaz, elektrik ve gübre hammaddesi gibi üretim girdileridir. Eğer bunların önemli bir kısmı ithal ediliyorsa o zaman kur yükseldiğinde üretim maliyetleri de yükselir. O zaman da fiyatlar yükselir. Üreticinin maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmasını engellemek için ithalat yolunu seçerseniz, kısa vadede fiyatları denetleseniz bile orta vadede üretici üretimden vazgeçer ve fiyatlar daha da yükselir.”

[old_news_related_template title="Borç birikti, sanayici teknik iflasa girdi" desc="Pandemide çarkı döndürebilmek için aldığı borçlar yüzünden borçluluk oranı yüzde 250’leri aşan ve ödeme sıkıntısı yaşayan sanayicilerin teknik iflas sürecine girdiği bildirildi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/05/iecrop/9-iflas_16_9_1633462141.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/borc-birikti-sanayici-teknik-iflasa-girdi-6689214/"]

[old_news_related_template title="Üreticinin enflasyonu yüzde 43,96 oldu" desc="TÜİK eylül ayına ilişkin üretici enflasyonunu açıkladı. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık 43,96, aylık yüzde 1,55 arttı. Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında üretici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 50,1 oldu." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/10/04/iecrop/shutterstock_1074493088_16_9_1627973542-880x495-1_16_9_1630653591_16_9_1633331202.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/ureticinin-enflasyonu-yuzde-4396-oldu-6686144/"]