Çiftçi borç batağına saplanıp traktörleri bile haczedilirken, tarımda ithalat kapısı sonuna kadar açıldı. 2 milyon 800 bin olan çiftçi sayısı da 2 milyon 100 bine düştü. Gübre fiyatları yüzde 90 oranında artınca, gıda ürünleri de sürekli zamlandı. Geçen yıl tarım ithalatına 9.5 milyar dolar ödedik. Son 18 yılda tarım ithalatına harcanan para ise 114 milyar dolar oldu. Çay ülkesi Türkiye sadece 2020’de 22 bin 500 ton çay da ithal ederek 45 milyon 636 bin dolar ödedi. Geçen yıl 506 bin ton kırmızı mercimek için ise 241 milyon 556 bin dolar harcandı.

ÇİFTÇİYE DESTEK YERİNE

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “2018 yılında 9 milyar dolar olan ithalat 2020’de 9 milyar 500 milyon doları aştı. Türk Lirası karşılığı 66 milyarı buldu. Bu Cumhuriyet döneminin ithalat rekorudur. Çiftçimize verilmeyen destekler yabancı şirketlere ithalat nedeniyle aktarıldı” dedi.

HACİZ VE 129 MİLYAR BORÇ

Çiftçiliğe devam edenlerin borç batağına saplandığını savunan Sarıbal, “Sayıları 2 milyon 100 bin civarına düşen çiftçinin sadece bankalara borcu 129 milyar lirayı geçti. Bu borcun 5 milyarı takipte. Çiftçinin tarlasına, traktörüne, ineğine haciz geldi’” dedi ve şunları söyledi:

“Tarımda birkaç ürün dışında tamamen dışa bağımlı hale geldik. Çiftçimizden aldığımızın çok üzerinde fiyatlarla ithalat yapıyoruz. Destek almayan, ürettiğinden para kazanamayan çiftçi borç yükü altında eziliyor. Haciz kıskacında ve  tarlasını, hayvanını satıp kaçıyor. Bu yıl daha da pahalı ürün tüketeceğiz.’’



GIDA FİYATLARI DAHA DA ARTACAK

Türkiye’de gübre ithalatına 20 milyar dolar harcandığını, gübre fiyatlarındaki artışın son bir yılda yüzde 90’a ulaştığını kaydetti ve şöyle dedi: ‘’Acil önlemler alınmaz ise artan maliyetler karşısında ya çiftçi gübre kullanımını düşürecek ve üretim azalacak ya da yüksek maliyetlere katlanacak ve gıda fiyatları daha da artacak.”

‘Kaybedecek bir canımız kaldı’


Çiftçiler Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi’ne borçları nedeniyle kabus gibi bir kış yaşıyor. İcradan tarla satışları rekorlar kırarken çiftçiler elinde avucunda ne varsa kaybetmiş, icra müdürlüklerinde dosya peşinde koşuyor. Ankara Polatlı’dan çiftçi İsmail Dereköy, hayvanlarını hastalık nedeniyle kaybettiğini, 475 bin liralık borcu için 150 bin lira ödediğini ve şu an borcun 630 bin lira olduğunu anlattı. Dereköy, “Sonunda Ziraat Bankası kefilimin traktörünü de haczetti. 120 başlık ağırımda 1 hayvanım kalmadı, soğan deposu yaptım. Bize destek yok, köstek var” diye konuştu.

[caption id="attachment_6257327" align="alignnone" width="1200"] İsmail Dereköy[/caption]

“BU, RESMİ TEFECİLİK”

Sakaryalı çiftçi Fikret Akgün de çok dertli. “Kaybedecek canımdan başka bir şeyim kalmadı” diyen Akgün çiftçiye hiçbir kolaylık sağlanmadığını, ellerinde ne var ne yoksa kaybettiğini anlattı. Akgün şöyle konuştu: “5 trilyonluk çiftliğimi Ziraat icradan sattı, kimse alıcı olmayınca bankanın avukatına satın aldırdı. 100 bin liralık borcu 500 bin lira olarak geri istediler. Kimse bizi duymuyor, umursamıyor. Yapılan resmi tefecilikten başka bir şey değil.”

[caption id="attachment_6257336" align="alignnone" width="1200"] Fikret Akgün[/caption]

ÇİFTÇİ KEFİLİYLE KANLI BIÇAKLI

Yaşanan borçluluk sorunu Anadolu’daki köylerde toplum barışını da tehdit ediyor. Çünkü örneğin 500 hanelik bir köyle kredi alan herkes birbirine kefil durumda ve ödenemeyen borçlar nedeniyle arabalar, traktörler haczediliyor ve tüm çiftçiler işini yapamaz hale geliyor. Sakaryalı çiftçi Fikret Akgün, “16 hane ile boğaz boğaza geldik, onlar da haklı çünkü hepsi mağdur. Köyde birbirimizin yüzüne bakacak halimiz kalmadı” dedi.

Özlem Ermiş BEYHAN