Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde 8 Ekim 2014 günü gerçekleşen gösteriler sırasında 28 yaşındaki Aynur Kudin evinin önünde hayatını kaybetti.

Babası Kadir Kudin'in anlatımıyla olay şöyle gelişti: 
Aynur Kudin'in kardeşi, babasının uyarısıyla gösterilerde zarar görmesin diye evin önünde duran otomobili otoparka çekti. Eve doğru yürürken polis tarafından gözaltına alındı.
Kardeşinin polis tarafından gözaltına alındığını evin balkonundan gören Aynur Kudin, polislere, "durun, kardeşimi bırakın o suçsuz" diyerek seslendi.

Polisler bunun üzerine evin balkonuna biber gazı attı ve tüm aile yoğun gaza maruz kaldı. Baba, kızıyla birlikte polislere oğlunun suçsuz olduğunu anlatmak için sokağa çıktı. Ancak polis ekipleri biber gazı kullanmaya devam etti. Yoğun gazdan etkilenin Aynur Kudin fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Beyin kanaması geçirdiği belirtilen Aynur Kudin tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Soruşturma sürecinde polislerin ifadesine dahi başvurulmadı. Başsavcılık olaydan 4 yıl sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Yapılan itiraz da reddedilince baba Kadir Kudin Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.



"TANIK OLARAK DAHİ İFADELERİ ALINMADI"

Yüksek Mahkeme'nin,  yaptığı inceleme sonunda ulaştığı bazı tespit ve değerlendirmeler şöyle:

  • Güç kullanımı ile ölüme yol açtığı ileri sürülen olaya dahil olan polislerin tanık ya da şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmamıştır. Bu durum soruşturmanın derinliği ve ciddiyeti üzerinde tereddütlere neden olabilecek önemli bir eksikliktir.



  • Sürece dair zaman çizelgesine bakıldığında genel olarak işlemlerin ölüm olayının gerçekleşmesinden en az bir yılı aşkın bir süre geçmesinin ardından yapıldığı dikkati çekmektedir.



  • Kamera kaydı bulunup bulunmadığına dair araştırmanın yapılmasının olaydan yaklaşık bir buçuk yıl sonra gerçekleştirilmesi...



  • Polislerin kimlik bilgilerinin temini için emniyet birimleri ile yazışmanın olayın üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yapılması soruşturma makamlarının göstermesi gereken özen yönünden olumsuz bir izlenim oluşturmaktadır.



  • Kamu görevlilerinin adli merciler dahil hiçbir merciye eylemleriyle ilgili olarak hesap vermedikleri...



  • Aynur Kudin'in ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturmanın yürütüldüğünü söylemek mümkün görünmemektedir.



  • Sonuç olarak yürütülen soruşturma sürecine dair eksiklik ve belirsizliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.


HÜKÜM

  • Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,



  • Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından İHLAL EDİLDİĞİNE,



  • Kararın bir örneğinin yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğünün ihalenin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE,


OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

AKP'Lİ VEKİLLER TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNMUŞTU

AKP milletvekilleri Mehmet Akyürek, Halil Özcan, Abdulkerim Gök ve Seydi Eyyüpoğlu, Kaymakam Huzeyfe Çiter, İlçe Emniyet Müdürü Esat Uğur, AKP ilçe yöneticileri aileyi ziyaret edip başsağlığı dilemişti.

 

[old_news_related_template title="Anayasa Mahkemesi'nden 'Gezi' kararı" desc="Anayasa Mahkemesi, Gezi direnişi sırasında sosyal medya hesabından attığı mesajlar nedeniyle başka okula gönderilen müzik öğretmeninin başvurusunu karara bağladı. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/12/23/iecrop/gezi-parki-49_16_9_1640239756.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/anayasa-mahkemesinden-gezi-karari-6843509/"]