Isparta Sütçülerde mermer ocağı alanı için bin 498 ağaç kesimine İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur’dan tepki geldi.

Isparta’da birçok orman alanının mermer ocakları için talan edildiğini söyleyen Cesur; "Isparta ormanlarıyla, bitki örtüsüyle bir doğa harikasıdır. Bu doğa harikası, yıllardır denetimsiz ve kontrolsüz şekilde açılan mermer ocakları ile yok ediliyor” diye konuştu.

“VATANDAŞLARIMIZ EVLERİNİ TERK ETMEK ZORUNDA KALMIŞLARDI”

Yerleşin ve tarım alanlarına, meyve bahçelerine çok yakın yerlerde mermer ocakları açıldığına dikkat çeken Cesur şunları söyledi:

* Kazılar ve patlatmalar sonucu etrafa atık ve pasa bırakıyor, yollara ve yerleşim yerlerine zarar veriyor.

* Bu durumun pek çok örneğini, Yeşilköy Mandallar Mahallesi’nde, Sütçüler’in Müezzinler köyünde görmüştük. Mandallar Mahallesi’nde vatandaşlarımız evlerini terk etmek zorunda kalmışlardı, Müezzinler Köyü’ndeki vatandaşlarımız da aynı sonu paylaşmaktan endişe ediyorlardı. 27 Ocak 2021 ve 6 Nisan 2021 tarihli sunmuş olduğum Meclis araştırma önergelerimde de belirttiğim üzere, ÇED izinlerinin keyfe keder verildiği; bilimden, çevre bilinci ve insan hayatına verilen değerden uzak bir şekilde kararlar alındığını, Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin izin ve denetim süreçlerini incelemesi gerektiğini dile getirmiştim. Bugün bu skandallardan bir tanesi ile daha karşı karşıyayız.

* Sütçüler’de orman arazisi üzerine açılmak istenen bir mermer ocağı için ÇED raporu verildi ve proje için 1498 ağaç kesileceği de raporlara geçti.

* Ağaç hesabı 20 metrekare başına bir ağaç şeklinde, kabataslak bir şekilde, gerçek bir sayım olmadan yapılmış.

* Ancak Sütçüler’in ağaçları ince gövdeli ve uzundur. 20 metrekareye birden çok ağaç düşer.

* Maden ocaklarının bazılarının denetimlerin olmamasından istifade ederek, kendilerine tahsis edilen alanların dışında da ağaç kesimi yaptıklarını biliyoruz. Yani bu, çok daha fazla ağacımızın kesileceği anlamına geliyor.

“MADEN OCAĞINA İZİN VERENLER BU AĞAÇLARIN BİR ASIRDA YETİŞTİĞİNİ YERİNE KONAMAYACAĞINI BİLMİYOR MU”

Isparta’nın bu yıl susuz bir yıl yaşadığını da ekleyen Cesur konuşmasını şöyle sürdürdü:

* Bütün köylerimiz ‘su’ diye isyan etti. Eğirdir Gölü kuruyor, can çekişiyor.

Yalvaç gibi büyük bir ilçemize su verilemedi. Ve bütün bunları umursamadan, nemliliği sağlayan ve suyu getiren bitki örtümüzün yok edilmesi, ağaçlarımızın kesilmesi salık verilmiş.

* Bu kabul edilemez. Rapora iliştirilen bir madde diyor ki, yatırımcı firma kestiği ağacın 5 katını dikmekle yükümlüdür. Bu ağaçlar ne zaman, nereye dikiliyor, hiç görmedik.

* Dikildikten sonra büyüyebiliyorlar mı, bilmiyoruz. Yollarda görürsünüz, bir sürü büyüyememiş fidanlardan oluşan ölü ormancıklar vardır.

* Maden ocağına bu izni verenler, bu ağaçların bir asırda yetiştiğini, yerine konamayacağını bilmiyor mu?

*Arada geçen sürede ne olacak peki. İktidar,  Paris İklim Anlaşması’nı imzalamayan 6 ülkeden biri olmak utancını artık bize yaşatmamaya karar vermiş ki, sözleşmeyi Meclis’e getirme kararı almış. Daha sözleşmenin ruhu bile anlaşılamamış.

*Yönetimlerinde çevre bilinci yokken, atılan imza da sadece sembolik kalır, pek çok işlerinde olduğu gibi ‘yaptık’ demek için yapılmış olmanın ötesine gidemez.

* Konu ile ilgili olarak 31 Ocak 2020’de ve 26 Ocak 2021’de Çevre ve Şehircilik Bakanı’na verdiğim soru önergelerinin yeniden dikkate alınması konusunda bakanlığa bir kez daha çağrıda bulunuyorum.

* Başta bu karar olmak üzere, memleketimizin dört bir yanında doğamızın katledilmesine salık veren politikalardan iktidarı bir an önce vazgeçmeye çağırıyorum.

Paris İklim Anlaşması’nı Meclis’e gönderen bir iktidarın, samimiyetini eylemleri ile göstermesi gerektiğine inanıyorum. (DHA)