36 milyon dolarlık dolandırıcılık davası Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, 12 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık katıldı. Sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.

Tutuklu sanık Orhan M. savunmasında, iddianamede adı geçen hiçbir şirket ile ticaret yapmadığını inşaat ve metal ürünleri alıp sattığını ve ticari hayattan tanıdığı sanıklardan Muammer K.'nin bir gün dükkanına geldiği söyleyerek, savunmasına şu şekilde devam etti:

* Muammer K., bana biriyle görüştüğünü, kaldırım taşı alacağını ancak muhasebe sorunu çıktığını, benim almamı bu sayede ticarette yapacağımı söyledi. Ben de ticaret yapacağım diye kabul ettim.

* Bir gün geçtikten sonra benim firma bilgilerim verilmiş, fatura kesilmiş. Malı alan kişi, malı alıp götürmüş. Ben enayi yerine konuldum. Kaldırım taşı almadım, bir yere de vermedim.

* İddianamede benim paravan şirket olduğum söyleniyor. Dolandırıcılık olayı olmadan önce faal bir şirketim vardı. Paravan şirket değilim, kukla değilim. Aylardır suçsuz yere yatıyorum.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Tayfun G. de, "Araba tamir bakımı yaparım. Hasan K., dış hizmet alımlarında bir eksiklik yapıldığını, bu durumu aşmak için firma dışından birinin sorumluluk alması gerektiğini, karakola gidilerek ifade verilmesi gerektiğini söyledi. Bana iş yolluyordu, minnet borcuyla ben beyan yazdım, imzaladım. Çıkar yok. Hezayanla yaptığım bir şeydi. Kaldırım taşıyla ilgim yok, görmedim. 9 aydır tutukluyum, beni bu hengameden kurtarım, tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

Sanık Vedat U. da, hurda bakır alım satımı yaptığını, kardeşi Ferhat U.'nun şirketinde pazarlama işleriyle ilgilendiğini, bu olay ile alakası olmadığını ve gümrük memurlarıyla ilgisinin olmadığını söyledi.

Sanıklardan Dursun K. ise, sanıklardan Saime K.'nin eşi olduğunu, eşinin şirket sahibi olduğunu, kendisinin de işlerle ilgilendiğini belirterek, "Söz sahibi eşimdir. Kardeşim mağdur şirket ile ticari ilişki kurmuştur. 80-100 milyon dolar ticaretimiz olmuştur. Kaldırım taşıyla ilgili bilgim yoktur. Bu durumu gelen maillerden öğrendik. Ben sevkiyatın kaç parça halinde gerçekleştiğini bilmiyorum. 1-2 kere sevkiyat yükleme esnasında bulundum. Bu yüklemeler külçe bakır üzerineydi. Benim ilgili firmaya gönderilen kaldırım taşlarıyla ilgili bilgim yoktur. Mühürlenen konteynerlerin içinde bakır vardı. Herhangi bir kaldırım taşı görmedim" şeklinde konuştu.

Bir diğer tutuklu sanık Bora İ. de, gümrük müşavirlik şirketinde çalıştığını, tutuklanmadan bir gün önce işten çıkartıldığını ifade etti.

2020 haziran ayında çalıştığı firmadaki ihracat sorumlusunun kendisini arayarak 2 konteynerin yanlış yüklendiğini ve malzemelerin gümrük sahasından geri çıkartılması gerektiğini söylediğini anlattı.

Sanık Bora İ., savunmasında "Müdür yardımcısı dilekçeyi okudu, ilgili memurları atadı. Bu dilekçeyi muayene memuruna götürdüm. Konteynerler indirildi, açıldı. Konteynerlerde gri renkli büyük taşlar vardı. Tutanak sonrası konteynerler gümrükten geri çıkarıldı. Çıkarılan 2 konteyner gümrük sahasına sonra yeniden getirilmiş. 9 aydır neden cezaevinde yattığımı bilmiyorum. Gümrük mevzuatını ihlal edecek bir şey yapmadım. Herhangi bir suça karışmadım" ifade etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Bora İ., Orhan M., Çağrı K. ve Tayfur G.'nin adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliyesine karar verirken, diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmetti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İDDİANAME

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanıklar Hasan K. ve Soner Ç. hakkında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'zincirleme olarak özel belgede sahtecilik' 11'er yıl 3'er aydan 33'er yıl 3'er aya kadar, hapis cezası talep edildi.

Diğer sanıklar Saime Ç., Dursun Ç., Muammer K., Orhan M., Ferhat U., Başak Y., Sinan Ç., Ufuk Ç., Tayfun G., Ramazan Ö. ve Vedat U.'nun 'örgüte üye olma', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'zincirleme olarak özel belgede sahtecilik' suçlarından 9'ar yıl 3'er aydan 29'ar yıl 3'er aya kadar hapsi talep edildi. DHA