Farkı da arttırabilirdi ancak, son pas tercihleri ve iki takımın da konsantrasyondan çok uzak futbolu maçı 'halı saha' havasında bir mücadeleye çevirdi. Fenerbahçeli futbolcuların kendilerini taraftara gösterme çabasına ve skor olarak üstün olunmasına rağmen tribünlerdeki protesto tezahüratları bitmeyince, futbolcuların oyun disiplininde de kopmalar yaşandı.
Fenerbahçe ilk yarım saatteki iyi oyununu kalan bölümde de sürdürmeye niyetliydi ancak, ıslıklanan futbolcular ve bitmek bilmeyen 'yönetim istifa' tezahüratları herkesi demoralize etti. Eğer Yeni Malatyaspor ikinci golü yemeden önce bu kaos arasında beraberlik golünü atsaydı, neler olurdu kestirebilmek güç. Ancak belli ki Yeni Malatya'da köklü bir değişim olmazsa, ligin ikinci yarısında işleri çok zor.
FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK
Peki, Fenerbahçe'de durum ne? İki maçtır yardımcı antrenörle sahaya çıkan Fenerbahçe'de, yeni hoca konusunda kulüp tarafından olumlu/olumsuz tek bir cümle edilmiyor. Bunun yanında herhangi bir bilgi de verilmiyor. Koca camia dedikoduların kucağına bırakılmış durumda. Göreve gelirken iletişim konusunu her şeyden önde tutan Başkan Ali Koç'un tüm bu yaşananlara karşı olan tepkisizliğini, fırtına öncesi sessizlik olarak yorumluyorum. Tribünlerdeki istifa seslerinin çoğaldığı şu günlerde, Fenerbahçe'nin geleceğinin belirsizliğe mahkum edilmesine anlam verebilmek mümkün değil.
BASKIN SEÇİM
Öğrendiğim kadarıyla seçim talebiyle imza toplayan dernekler 'şimdilik' ikna edilmiş ve bu plan rafa kaldırılmış. Ancak tahminim, yeni hocadan önce olağanüstü kongre kararıyla baskın seçim olabileceği yönünde. Çünkü şu an gelecek hoca, zaten bu sezon için pek umut vadetmeyecektir. Hatta sezon sonuna kadar o da gönderilir. En fazla, gelecek sene için planlar yapılır. Ama Fenerbahçe camiasının gelecek sezona kadar sabredecek vakti var mı? Emin değilim. O yüzden önce seçim, ardından yeni vaadler ve hocayla sıfırlanmış bir Fenerbahçe oluşturulması kötünün iyisi olarak görünüyor. En azından, en kötü plan, plansızlıktan iyidir!
