Aynı gün (13 Eylül) iki yazı kaleme alındı... Ali Babacan-Ahmet Davutoğlu’na yakın gazetenin (Karar) iki yazarı Mehmet Ocaktan ve Yıldıray Oğur, “sol-Atatürkçü medyayı/SÖZCÜ ve Cumhuriyet’i” eleştirdi! (Özgüvenlerine şaşırmamak mümkün değil...) Bir gün sonra da 14 Eylül’de, Ocaktan ve Oğur’u onaylayan isim Fehmi Koru-Taha Kıvanç oldu...

İlk önce Mehmet Ocaktan’ın tespitlerine bakalım.

Ocaktan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın tepki çeken açıklamalarının iktidarın tuzağı olduğunu ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu bir tuzaktır, bu tuzağa gelmeyeceğiz” diyerek oyunu bozduğunu düşünüyor: “... Ancak soldaki bazı medya kuruluşlarının aynı hassasiyeti taşıdıklarını söylemek biraz zor. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın söylemlerini eleştiri sadedinde bu televizyonlarda bazı militan laikçilerin dillendirdiği görüşler maalesef dini değerleri, dindar-muhafazakar kesimleri rencide etme tehlikesini barındırıyor.”

Şimdi gelelim bugünün Radikal Gazetesi olan Karar’ın diğer yazarı Yıldıray Oğur’a. O da diyor ki: “... Muhalefeti destekleyen medya 2023’te iktidara talip bir ittifakın medyası gibi değil hâlâ 2011’de AK Parti karşısında yenik düşmüş, eski rejimi savunan öfkeli bir rövanşist medya gibi davranıyor. Muhalefetin hala farklı kesimlere kapılarını açan 90’ların bir Yeni Şafak’ı, Kanal 7’si yok. Cumhuriyet gazetesi iktidara muhalif liberal, sol entelektüelleri bile bünyesinde barındırmayı başaramadı. Sözcü gazetesi 2011’deki Sözcü gazetesinden farksız bir yayın çizgisinde. Halbuki bugün muhalefetin tam da ihtiyacı 2010’da AK Parti’nin başardığını yaparak, ‘Yetmez ama evet’ dedirtebilmek, bu rızayı üretebilmek.”

Tuzağı kim kuruyor?


14 Eylül’de de Fehmi Koru bu iki yazarın eleştirilerini destekledi ve şu cümleleri kurdu: “... Bugün muhalefetin medyası -tıpkı iktidarın medyası gibi- çok seslilikten uzak. İktidarın zaaflarına dayalı bir söylemle gidilecek seçimde sandıktan zafer çıkmasını bekleyen bir muhalefet beklediği sonucu alamayabilir. Önüne çıkacak tuzaklara onu medyası düşürebilir.

Fehmi Koru, SÖZCÜ kumpasının mimarlarından.


Üç ismin ortak özelliğine ve Atatürkçü/sol medya hatta tabana dayatmak istediklerini açalım...

Fehmi Koru... 30 Nisan 2001’de Taha Kıvanç (Fehmi Koru) Yeni Şafak’taki köşesinde yazdığı Hayaller Gerçek Galiba başlıklı yazıda Ergenekon: Analiz-Yeniden yapılanma, yönetim ve geliştirme projesi adlı daha sonra Ergenekon soruşturmasının temeli olacak bir belgeden bahsetti... Operasyonlardan 6 yıl önce vakıftı konuya! (12 Haziran 2007/Ergenekon dalgalarının başladığı tarih) Fehmi Koru yine Taha Kıvanç ‘kod’ adıyla SÖZCÜ Gazetesi ve patronu hakkında iftiralarda bulundu, 19 Mayıs 2017’de gazeteye yönelik kripto operasyonun mimarı oldu! 17-25 Aralık’ta, Pensilvanya’dan Fetullah Gülen’in mektubunu Erdoğan’a sunan da Koru-Kıvanç’tı... Devam edelim...

Neo-AKP çizgisi...


Yıldıray Oğur... Taraf Gazetesi’nde ‘yol arkadaşlarıyla’ sahte belge ve ses kayıtlarıyla Atatürkçüleri doğrayan yazılar kaleme aldı. 30 Kasım 2018’de de Karar’da “Ergenekon davası içinde tuhaf, açıklanması gereken ilişkiler ve ordunun siyasi faaliyetleriyle hesaplaşma ihtimali ise bu hukuksuz yargılamalar içinde kaybolmuş oldu” cümleleriyle o dönemin arkasında durdu!

Mehmet Ocaktan da 22 Nisan 2016’da Karar’da dedi ki: “... 2010 yılında ‘Türkiye buluşmaları’ kapsamında Zonguldak’ta yaptığım bir konuşmada şunları söylemişim: ‘Eğer Ergenekon süreci başlamamış olsaydı demokratikleşme yürüyüşünde mesafe alınması mümkün olmazdı.’ Bugün baktığımda aslında bu ifadelerde bir yanlışlık görmüyorum...”

Şimdi bu üç isim açıktan... Bazıları dolaylı... Bazıları da sol/liberal kimlikleriyle Erdoğan’a ve AKP’ye, dün de bugün de karşı çıkan gazete, televizyon ve gazetecileri ‘dizayn’ etmek için harekete geçti. Çünkü onlar yani bugünün ‘muhalifleri’ Ali Erbaş’ın açıklamalarına karşı tepki gösteren Atatürkçüler’le hesaplaşmaktan hiç vazgeçmiyorlar! Milli günleri savunan, 30 Ağustos’a sahip çıkan ulus-devletçi kesimden ‘nefret’ ediyorlar! Sanki yaşadıklarımız 50 yıl önce olmuş!

Daha dün... CIA ‘düşünürü’ Graham Fuller’in “Ilımlı İslam” anlayışıyla, Fetullah ve iktidarla birlikte Atatürk’le hesaplaşan, TSK’ya operasyon yapan, sözde Kürt açılımı için il il gezen ve liberal olan onlar değildi!

SONUÇ VE SORU: Uyanık olmak gerekiyor. AKP’nin yıllarca ekonomi politikalarına yön veren, dış politikasını ‘Neo-Osmanlıcılık’ üzerine kurduran ve Ergenekon tasfiyelerinde önemli rol oynayan isimlerle Neo- AKP iktidarı mı kurmak istiyorsunuz? Peki siz bu ülkenin bağımsızlıkçı, laik, demokrat ve Atatürk’ten vazgeçmeyen CHP’nin seçmenine, “Erdoğan’ın karşısına AKP’yle çıkalım” mı diyorsunuz? Unutmayın. CHP’nin kapı gibi ALTI OK programı hâlâ geçerli ve arkasında da milyonlar var!