Tarih 25 Temmuz 2020...

‘İktidar Kurultayı’ sloganıyla yapılan 37. CHP Kurultayı’nda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Önümüzdeki ilk seçimlerle dostlarımızla beraber iktidar olacağız. Ahlaklı, adaletli, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını Türkiye Cumhuriyeti topraklarına getireceğiz” dedi.

Tarih 16 Ağustos 2020...

Joe Biden’ın, Demokrat Parti adaylığı daha kesinleşmeden önce, 16 Aralık 2019’da Amerika televizyon kanalı FX’te yayınlanan The Weekly programının çekimleri medyaya yansıdı. Biden şu cümleleri kurdu: “... Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan’a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hala var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, seçimle.”

Tarih 17 Ağustos 2020...

Medyanın büyük bir bölümü, Biden’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. Manşet yaptı... Hatta... ‘Ayağını denk al Biden’ denildi. Hatta... Kılıçdaroğlu’nun ‘dostlar’ kelimesiyle Biden arasında ciddi bir paralellik kuruldu...

Ya şimdi...


Erdoğan’ın başdanışmanı


Tarih 11 Ocak 2021...

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, Sabah’a röportaj verdi. Aybet röportajı gazetenin birinci sayfasından şöyle duyuruldu: “Türkiye’nin ABD ve AB ilişkilerinde olumlu dönemin başlangıcı olabilir. ABD’de yeni yönetimin önceliği uluslararası kurumlarla sarsılmış güveni yeniden tesis etmek. Biden, bu süreçte Türkiye gibi önemli bir müttefikinin AB ve NATO kapsamında bağlarını güçlü tutmasını tercih edecektir...”

Peki ne değişti?

‘Darbeci Biden’ gitti, ‘Demokrat Biden’ mı geldi? Muhalefetle iş tutmak isteyen Biden’a bu hayranlık neden oluştu? İktidar yeni ABD yönetimiyle birlikte rota mı değiştiriyor?

Esas soru şu: Biden’ı öven bir röportajı iktidar çizgisinde olmayan bir gazete/televizyon yapsaydı ne olurdu? Yerli ve milliliği masaya yatırılmaz mıydı?

Örneğin...

Prof. Gülnur Aybet’in kurduğu şu cümleyi CHP lideri Kılıçdaroğlu kursaydı: “...AB ile ilişkileri domine eden Doğu Akdeniz gerginliğinde de Biden yönetimi daha yapıcı bir rol oynayabilir, mesela diyalog konusunda bazı AB üye ülkelerine daha teşvik edici davranabilir. Mevcut sorunların bazılarının daha ön plana çıkma olasılığı ile birlikte, Biden yönetiminin başka konularda olumlu yaklaşımlarını da bekleyebiliriz...”

Örneğin...

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Aybet değil de İYİ Parti lideri Meral Akşener şöyle deseydi: “...NATO’nun güçlendirilmesi Biden yönetimi için bir öncelik. NATO’da Türkiye’nin etkisizleştirilmeye çalıştırılması imkansız birşey. Biden yönetimi NATO’nun sadece askeri gücü ve Trump dönemindeki ülke savunma bütçe harcamalarını kapsayan ‘yük paylaşımı’ konularından çok, NATO’nun siyasi gücünü ve müttefikleri arası birliği güçlendirmeye çalışacaktır. Askeri ve stratejik katkısı büyük olan Türkiye’nin bu süreçte NATO’nun gelişen siyasi gücünü şekillendiren bir paydaş olarak, Transatlantik ittifakın geleceği yönündeki rolüne de bir yön veren ülkelerin önünde gelmelidir.”

Tabii ki ‘dost muhalefet’ ilan edilirdi!

Biden artık dost mu?


Unutmayalım... İkircikli politika hep vardı!

Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının ardından (7 Şubat 2012) önce Fetullah’la sonrasında da Abdullah Gül ve ekibiyle köprüleri attı!

Ancak... Ülkenin yurtsever subayları tutuklanmaya devam etti, ‘cemaatle’ yolculuk sürdü... İkircikli politika, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimine kadar devam etti... ABD destekli darbe girişiminin ardından Suriye’de, Doğu Akdeniz’de ‘müttefik’ ülkeyle karşı karşıya gelindi...

Ancak... İkircikli politika devam etti... Algı operasyonu da şöyle yapıldı: “ABD Başkanı Donald Trump iyi etrafındakiler kötü...”

Oysa... PKK/YPG, Fetullah/FETÖ başta olmak üzere ABD politikalarını belirleyenin Trump olmadığını herkes biliyordu! 11 Eylül 2001’den bu yana dünyayı kana bulayan ‘neo-con’ yani ‘yeni muhafazakar’ ekip politikalarda karar vericiydi! Gözümüzün önünde TIR’larla silah taşındı... PKK/YPG ordu kurdu... ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jefrrey, Suriye’de PKK ile görüştü... ABD, YPG’yi devletleştirmek için petrol anlaşması yaptı... ABD’nin Demokrat Parti Başkan adayı Joe Biden’ın “Erdoğan’ı seçimle devirmek için muhalefete destek olalım” cümlesi ise 7 ay sonra gündeme getirildi...

Sanki... 2016’dan bu yana Biden’ın kurduğu bu cümle, Trump ve ekibi tarafından uygulanmamış gibi davranıldı ve herkesin de buna uygun davranılması istendi. Uygun davranmayana ‘hain’ denildi...

İşte sorun da tam burada...