Usul ve esas... 104 amiralin kamuoyuyla paylaştığı bildiride iki mesele var! Birincisi ‘usul’ meselesi. Yayımlanma saati, sadece amiraller olması vs... Toplumun hafızasında 27 Nisan, 28 Şubat’ın yer alması... Bu tartışılır, eleştirilir... Ama usulden dolayı ‘darbe bildirisi’ denilir mi? Denilmez!

Çünkü...

Bu amirallerin büyük bölümü Amerikancı gladyo örgütlenmesi olan FETÖ tarafından ‘bağımsızlığı’, Mavi Vatan’ı savundukları için hapse atıldı.

Deniz Kuvvetleri’nin yerli olmasını savunan, MİLGEM’ci isimlerdi.

Dış politikada NATO’ya karşı duran isimlerdi. MONTRÖ’yü savunan isimlerden ‘Atlantikçi’ çıkar mı? Çıkmaz! Çünkü... MONTRÖ’yü savunmak milli bir çizgidir.

Bu isimlerin açıklamasında ‘darbeyi çağrıştıran’ bir kelime yok... Tam tersi uyarı var. Bildiride, tarikatta görüntülenen amiral konusunda eleştiri yapılıyor ve “Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” deniyor. Yani... 15 Temmuz’da NATO destekli FETÖ kalkışmasına atıf yapılıyor! Şimdi biraz geçmişe gidelim mi?

Celal Ülgen ve Balyoz


Haklarında soruşturma başlatıldığı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir gün önce duyurulan amirallerden 10’u evlerinden gözaltına alındı.

Sabah altı...

Emniyette yine tanıdık bir sima var: Avukat Celal Ülgen!

Sabah altı...

Medyada yine tanıdık isimler ‘Alın bunları, daha çok kişiyi alın, bağlantılar bulun’ diye haykırdı. Aynı 20007-2013 süreci gibi... Bir tek Mehmet Baransu eksik!

Yine tanıdık isimler gözaltında...

Atilla Kezek... 2016 yılında oramiralliğe terfi alması beklenen Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Kezek, 9 Ekim 2013 günü açıklanan Yargıtay’ın Balyoz kararından sonra, “Bizim yerimiz onların yanıydı” diyor ve Balyoz davasında hüküm giyen silah arkadaşlarına destek veriyordu. Koramiral Kezek’in, teamüllerin aksine bir yıl erken Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması bekleniyordu. Deniz Kuvvetleri Komutanı olması yolunda “önünün açıldığı” söylendiği günlerde Kezek, bu olasılığı elinin tersiyle itti, mağdur edilen silah arkadaşlarının yanında yer aldı, Kasım 2013’te istifasını sundu.

Alaettin Sevim... Aralık 2010’da Gölcük’teki Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanlığı’nda elde edilen belgeler arasında bulunan 2 dijital veride adının geçmesi nedeniyle 25 Ağustos 2011’de tutuklandı.

Cem Gürdeniz... Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı olduğu sırada Balyoz Davası’ndan 2011 yılında tutuklandı, 3,5 yıl hapis yattı. Mavi Vatan isminin babası.

Nadir Hakan Eraydın... 9 Eylül 2011’de Balyoz’dan tutuklandı.

Bülent Olcay... Balyoz kumpasında 4 yıl hapis yattı.

Kadir Sağdıç... 11 Şubat 2011’de Balyoz’dan tutuklandı.

Ali Sadi Ünsal... 22 Eylül 2011’de Balyoz’dan tutuklandı ve kanserle mücadele ediyor!

Atlantikçi plan


Tarih 24 Temmuz 2016...

15 Temmuz’dan dokuz gün sonra....

Bugün gözaltına alınan Cem Gürdeniz, Hürriyet’e röportaj verdi ve şunları kaydetti:

“... Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Amirallere suikast, Kafes, Internet andıcı... Bunların hepsi aynı şey. Bunların hepsi soft coup’tur (yumuşak darbe). Birinci darbe bunlardır, ikinci darbe silahlı geldi. Kumpas davalar yani birinci darbe, hükümetin lehine yapıldı. Bizim içeri alınmamız Atlantikçi bir planın gereğiydi...7 Şubat 2012, 17-25 Aralık 2013 hepsi çok büyük planın parçası. Bu büyük plan Soğuk Savaş’ın bitmesiyle başlamış bir plan. 90’lı yılların sonuna doğru Avrupa-Atlantik yapısı, Türk ordusunun pek çok alanda yeni stratejik opsiyonlara yöneldiğini gördü ve rahatsız oldu. Hiç unutmuyorum 1990’lı yılların sonunda sanırım ABD’nin ‘Armed Forces Journal’ isimli dergisinde Türk ordusu için ‘rising hegemon’ (yükselen hegemon) konulu bir makale yer almıştı. Sonraları Türk ordusunun neredeyse hizadan çıktığını, Atlantik yapıyla uyumlu olmayan stratejik yönelimlere girdiğine dair çok eleştiriler yazıldı. Ancak 2002 yılındaki iktidar değişikliğinden sonra Türkiye’nin tekrar Atlantik rotasına gireceği değerlendirildi. Ancak 1 Mart tezkeresi reddedilince neo-con iktidar bu hatayı kabul etmedi. İntikamları ağır oldu. 4 Temmuz 2003 günü Süleymaniye’de Türk askerlerine çuval geçirilmesi Silahlı Kuvvetler tarihimizde çok ciddi bir kırılma yarattı.”

DARBECİLER KAZANSAYDI

Cem Gürdeniz’in şu tespiti bugün için önemli: “Tüm ulusal çıkar odaklı düşünen vatansever amiral, general ve subaylar FETÖ yapılanmasının desteği ile tasfiye edildi. Eğer darbeciler kazansaydı Türkiye Atlantikçi jeopolitiğin bir parçası olacak ve büyük kayıplar verecekti. Kürdistan’ın ilanı, Güneydoğuda özerklik, Kıbrıs’ın kaybı gibi. Ben Türkiye’nin Avrasya ile Atlantik arasında bir denge unsuru olması gerektiğini savunan düşünceye sahibim. Zira NATO’nun ya da Atlantik cephesinin Soğuk Savaş sonrası Türkiye çıkarlarına hizmet etmediği açıkça ortaya çıktı.”